Ortadoğu’da hüsran

02 Eylül 2022 Cuma

Başlıktaki hüsranı ABD yaşıyor ama şüphesiz Türkiye’ye yansımaları olacak. “Irak’taki İran” konusuna daha önce değinmeye çalışmıştık. Şimdi iki gelişme üzerinden gidelim.

Irak’ta Sadr hareketinin engellenmek istenmesi nedeniyle ülke belirsizlik içinde bocalıyor. Çünkü İran iyice bu ülkeye yerleşti. Kurumlara, güvenlik güçlerine kadar... Yetmedi milis grupları oluşturdu. Şii Sadr yanlıları Bağdat’taki Yeşil Bölge’ye girdi. Onlara yine Şii olan Haşdi Şabi ateş açtı ve ölenler oldu.

Bu ülkede asıl iflas eden ABD’nin oluşturduğu, toplumsal yapıya aykırı ve dışarıdan kontrolü kolaylaştıran sistemdir. Kürtlerden cumhurbaşkanı, Şiilerden başbakan ve Sünnilerden parlamento başkanı. Bölünme baştan yaratılıyor, modern aidiyetler, uluslaşma oluşsun istenmiyor, grupları birbiri üzerinden dengeleme arayışı öne çıkıyor. Ayrıca “yeni ulus inşası” teorisinin de uygulama alanlarından birisi haline getirildi Irak. Bu yaklaşım, Irak’ın kuzeyinde Kürt devleti inşası noktasında halen bekletiliyor.

İran yıllarca savaştığı Saddam’ın devrilmesinin ardından getirilen sisteme Irak’ta kısa sürede uyumlandı. Hedeflerinden hiçbir zaman vazgeçmedi. İran’ın ilerleyişini saptayan ABD, en üst düzeyde çok sert tepki gösterdi. Bölgede İran politikalarını yürüten Kasım Süleymani öldürüldü. Şimdi görülüyor ki yine bir şey değişmemiş durumda. Sadr hareketi birinci parti olmasına karşın İran yanlıları bu grubu başarıyla hükümetin dışında tutuyor. ABD’nin Irak’taki hedeflerinin tutmadığı ortada. Bu yalnızca ABD’yi değil, Ortadoğu’daki Sünni iktidarları da çok rahatsız ediyor. Musul’daki Türk konsolosluğuna saldırının İran yanlısı gruplarca yapıldığı kanısı da önemli bir unsur. Bu veriler üzerinden Türkiye’nin komşusu Irak’ta yeni çatışma ve istikrarsızlığın yaşanabileceği yorumu yapılabilir.

Diğer gelişme ise Suriye’nin Deyrizor bölgesinde yaşandı. ABD, bölgede İran yanlılarına havadan operasyon yaptı. Veee... İran yanlıları bu bölgede ABD üssüne saldırarak karşılık verdi. Bölge Fırat’ın doğusunda, YPG kontrolündeki alanda. 

Bu gelişme, hadi İran’ın Suriye’deki “alan kontrolünü” demeyelim ama alandaki varlığını net olarak gösteriyor. ABD, Irak’ta önden gidince İran arkasından geldi. Aynı süreç Suriye’de de yaşanıyor. İran’ın hedefi net: Irak, Suriye ve Hizbullah-Lübnan üzerinden Akdeniz’e açılmak.

Zincirin halkaları birleşiyor gibi... ABD’nin Suriye’deki hatası da İran’a yarıyor.

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki operasyonlarının nedenini “YPG ile hiçbir noktada komşu olmamak” şeklinde anlıyoruz. Ancak bilinen bir şey daha var. Türkiye, Irak ve Suriye üzerinden de İran’la komşu olmak istemiyor.

Bu olasılığı AKP iktidarının önceden göremediği açık. Bu iki ülkede ABD’nin başarısız, yanlış politikalarının Amerikalılara maliyeti ülkemizi fazla ilgilendirmez. Ancak AKP’nin tümüyle yanlış Suriye politikası, Esad yönetimini tamamen Rusya ve İran’a mahkûm etti. Uzun süre iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesine karşı çıkan AKP, her geçen gün ülke zararına olan politikada ısrar etti. Son dönemde verilen olumlu mesajlar neyi kurtarabilir, süreç belli edecek...

Buraya kadar ABD’nin yolunda gitmeyen politikalarına da dikkat çektik. Ancak diplomatların bir türlü anlamlandıramadığı bir konu daha var: ABD’nin müttefiki ve köklü bir devlet olan Türkiye’ye karşı YPG’yi tercih etmesi. Bu politikalar kaos ve kargaşanın ötesinde Türkiye’nin iki komşusunda da karşısına İran’ı çıkarmış olacak. Aynı İran, Azerbaycan ile Ermenistan arasında açılması planlanan Zengezur Koridoru’na da karşı çıkıyor.

Sınırımızın olmadığı Rusya-Ukrayna arasındaki savaşa ilişkin girişimler üzerinden propaganda yapmak kolay. Batmış ekonominin de güçsüzleştirdiği öngörüsüz dış politikanın sonuçları sınırlarımıza dayanmış durumda...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşamı ıskalamak 22 Kasım 2024
AKP’yi yansılamak 15 Kasım 2024
Zihinlere operasyon 8 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları