Serdar Kızık
Serdar Kızık serdarkizik@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yetmez Ama Yemezler!

20 Haziran 2014 Cuma

İki dava.
Soru işaretinin çengeline asılı... Bir yanı buruk, diğeri umutlu, iki tebessüm.
Geç gelen tebessümleridir hayatın.
Unutmaz insan ölümleri, işkenceyi, acıyı, anımsar...
Zaman uyuşturur ancak sızlarsın bazen.
İlk dava... 12 Eylül’ün eli kanlı darbecileri Evren ve Şahinkaya müebbete mahkûm edilmiş. Bende bir sızı.
İdam edilen 50 insanın, cezaevlerinde öldürülen 299 canın, insanlık dışı işkencelerde örselenen bedenlerin sızısı.
Gözü yaşlı anneler, babalar, eşlerin, çocukların, parçalanan ailelerin sızısı.
Emniyet’te ve askeri kışlalarda gözaltıların, gaddarlıkların, görülmedik hukuksuzlukların izdüşümü.
Şirinyer Cezaevi’nde tecritte, bitişiğimdeki hücreden götürülüp Burdur Cezaevi’nde asılan bir devrimcinin yarası.
O sabahın karanlığında betonlara gömülmüş, demir parmaklıkların arasında insan haykırışının olağanüstü gücüne şaşkınlığım.
Karanlığı yırtan isyan ve öfkeye katılışım.
Tutuklu bir kadının, bütün bir cezaevini onca patırtı gürültüden sonra derin bir sessizliğe sürükleyen “Karlı Kayın” şarkısı...
Tek tip elbise içindeki yalnızlıklar...

***

Darbecilere müebbet verilmiş.
Oysa 12 Eylül’ün getirdiği, baş köşeye oturttuğu, iktidara sunduğu bir düzen var.
Bilet iki kişiye kesilmiş.
Ya bugün sürdürülen 12 Eylül hukuku, anayasası? Cumhurbaşkanlığı için halkın, birbirinden farklılıkları olsa da İslamcı iki seçenek arasında sıkıştırılması?
AKP’ye iktidarı, dün mahkûm olan Evren verdi, açıktır.
Farklı versiyonuyla 12 Eylül, düzenin hâkimidir bugün de.
12 Eylül’ün çocukları, saray geleneği “babalarını boğdu”, kanmayın.
Hesabın görüldüğünü, sanmayın.
Göstermeliktir, aldatmacadır bu ceza.
Yoksa 12 Eylül Anayasası, bu düzen sürer miydi?
Hani işkenceciler?
Hani akıl almaz hukuksuzluklar?
Giderildi mi, hesap soruldu mu?

***

İkinci dava... Balyoz.
12 Eylül düzeniyle ilgilidir, bazıları şaşırmasın.
Zulüm görenler, çile çekenler ve aileleri AYM’nin yeniden yargılanma kararıyla seviniyor.
Haklarıdır.
Bende de başka bir tebessüm.
İktidar ve cemaat ortaklığında kurulan ve yürütülen kumpas çökmüştür çünkü.
Masumların sessiz çığlığı, kör, sağır duvarları yıkmıştır.
Sahte deliller ve belgelerle, Emniyet ve yargı içindeki örgüt unsurlarıyla, kimliksiz, kişiliksiz yalancı tanıklarla örülen bir tezgâh çatır çatır kırılmıştır mecburen.
İktidar-cemaat ortaklığı iflas etmiştir.
Yine de iktidar sahibi, sorumlusu dün çıkmış, büyük bir aymazlıkla “Yeniden yargılanma yolunu açan biziz” diyor.
Yetmez ama yemezler...
Şimdi onca zulmün, acının, haksızlığın, kumpasın hesabında sıra...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları