Serdar Kızık
Serdar Kızık serdarkizik@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Vay Canına!

16 Nisan 2013 Salı

Bazen bir olgu, bir olay, sayfalarca anlatımdan, eleştiriden daha büyük ses getiriyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktar’ın kanser hastası üniversiteli Dilek’e davranışında olduğu gibi...
Tedavi için haklı olarak devletten yardım isteyen Dilek’in cebine, para sıkıştırmıştı Bayraktar.
Utandı genç kız
sadakaya, oysa asıl utanması gerekenler başkaydı.
Dilek,
onurunun kırılmasını kabul etmedi, yardım istediğini, dilenci olmadığını söyledi.
Gözyaşlarıyla parayı geri verdi...
Sosyal medyada paylaşım rekorları kırıyor o video.
Bakan Bayraktar’a tepki büyük.
Salt bakanın densizliğini değil, AKP’nin sağlık politikalarının sonucunu da sergiliyor yaşananlar.
Sağlığın ne denli
piyasalaştığını, özelleştiğini, sosyal devletin çöktüğünü anlatıyor.
Parası olmayanın yandığını, ilaç politikalarının tutarsızlığını da...

\n

***

\n

Dün de davet üzerine gittiği Vali Hasan Duruer’in makamında tutumunu sürdürdü Dilek.
Yeniden
insanlık dersi verdi.
İlaç bulamadığını, bulsa da
parasızlıktan alamadığını anlattı.
Devletin kendisine ilaçlarını vermediğini, yol göstermesi için lenf kanseri olan birini danışman olarak önerdiğini anlattı.
“Peki ilaçlar neden serbest piyasada? Neden devlet bu konuda elini eteğini çekmiş durumda” diye de sordu.
Haklıdır Dilek...
Kanser tedavisi için gereken bazı ilaçlar bulunmuyor.
SGK’ye çalışan birçok ilaç firması, zarar ettiği gerekçesiyle bu tür ilaçları yurtdışından getirmiyor.
İktidar sahipleri soruna çözüm üretmiyor.

\n

***

\n

Çünkü çok yoğunlar şu sıralar, başka çözüm peşinde...
Akil adamlar tayfasının İzmir programında yaşanan ibretlik olgulardan anlıyoruz.
“Akil insan” Baskın Oran’dan inciler aktaralım...
Sanki İzmir, İzmirliler barış istemiyormuş gibi konuşuyor.
Tehdit var, itiraf var, bilgisizlik var, ne ararsan var söylediklerinde...
Neymiş?
PKK’nin çekilmesinin ardından özerklik verilmeliymiş. Eğer bu yapılmazsa, AVM’lere ve metrolara girilmez, buralarda ceset parçaları, kanlar üzerimize sıçrarmış...
İran ve Suriye’de Kürt devleti kurulacakmış, bu nedenle içimizdeki Kürtlerle barış yapılması gerekiyormuş.
Kabahat silahla mücadele edende değil, silahla mücadele etmeyen kesime hakkını vermeyenlerdeymiş.
Güneydoğu’ya özerklik verilecekse İzmir de
Ege’nin merkezi sayılacak, özerk yönetime sahip olacakmış. Aksi halde kavga sürermiş. Sadece Kürtlere özerklik verilirse, Kürtler hedef haline gelirmiş...
CHP çözüm istemiyormuş. 1920’lerin, 1930’ların ezberleri ve söylemleri, Türkiye’yi parçalamaktaymış.
İzmir sapına kadar liberalken şimdi sapına kadar devletçi olmuş. Levantenlerin, gayrimüslimlerin kovulması bu sonuca yol açmış...
Süreçle ilgili paketin içinde ne olduğunu bilmiyormuş. (Doyurucu bir açıklama!)
Sürece karşı çıkan
bazı solcular varmış, bu söylemleri duydukça solculuğundan utanıyormuş!
Vay canına!
Küresel güçlerin Ortadoğu projelerinde yer alarak, destek vererek solcu olmak da varmış meğer!
Bir Dilek’in
“utanmasına” baktım, bir de Oran’ın “utancına”...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları