Serdar Kızık
Serdar Kızık serdarkizik@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Themis'in Gözleri...

18 Eylül 2012 Salı
\n

Adalet arayışlarının yakarışa döndüğü bir dönemdeyiz.

\n

Silivri zulümhanesinden yükselen yakarışlar, çığlığa dönüşüyor kimi zaman, duyuyor muyuz?

\n

İktidarı eleştiren, yeren, karşı çıkanların ve muhaliflerin yanlarına bazı ucubeleri de katarak aynı çuvala konduğu, derdest edildiği davalarda tutukluluk süreleri beş yıla dayanmış.

\n

Geciken adalet, zulümdür oysa.

\n

Ergenekon, Balyoz, Odatv davalarında ayyuka çıkan sahte deliller, virüslü dosyalarla kurulan bir tezgâhın, yargı paketleriyle paketlenmiş hukuk düzeninin cenderesinde insanlar.

\n

Baskı, korku ve dayatmayla bir hukuk düzeni sürdürülüyor.

\n

Ne var ki, insanlığın tarih bilincinde, hukuk düzenlerinin her zaman adil olmadığını gösteren sayısız dava, sayısız yargılama var...

\n

Dün gazetemizde yayımlanmaya başlayan İlhan Taşcı ve Alican Uludağın yazı dizisinde Sami Selçuk, Yargının yürütmenin buyruğunda olduğunu söylüyor.

\n

Çıkarılan ve çıkarılacağı söylenen yargı paketleri bu yüzdendir.

\n

Zaten Başbakan Erdoğan, geçenlerde milletvekili dokunulmazlığıyla ilgili Yargıya gerekeni söyledik diyebilmişti.

\n

Ancak farklı gerçekler de söz konusu.

\n

Aynı Erdoğan, özel yetkili savcılığın MİT Başkanıyla ilgili girişimi üzerineO zaman gelin beni alın... Devlet içinde devlet olmazda demişti.

\n

O zaman yargı üstünde, yürütmenin dışında da etkili olan güçler akla geliyor.

\n

Ardından cemaat yanlısı gazete ve köşelerde Erdoğana yönelik eleştiriler sürdürülmüştü, anımsayın...

\n

Bir ülkede hukuk ve adalet ne ölçüde sık konuşuluyorsa, o derecede sorun var demektir.

\n

Türkiyede bu konudaki sorunların yarattığı sıkıntı, artık iktidar yanlısı bazı yazarlar tarafından da açıkça kabullenilmektedir.

\n

Adil yargılama konusunda şüpheler gün geçtikçe artmaktadır.

\n

Nedir olan biten?

\n

Bir yanından bakarsanız tecritte yalnızlaştırılan, ceza içinde ceza alan Mustafa Balbay ve Tuncay Özkanın aylardır haykırdıkları gibi Bize suçumuzu söyleyintablosu.

\n

Diğer yandan bazı davalarda Başbuğ gibi savunma yapmayı bile gerek görmeyenler ve Soner Yalçın gibi Neden tutuklandığımızı biliyoruzdeğerlendirmesi...

\n

Temel gerçektir; savunma engellenir ya da kaldırılırsa arkasından engizisyon gelir...

\n

***

\n

İddianameye bakılırsa gazetecilikten başka bir faaliyetin görülmediği Odatv davasında yaşananlar ibretlik doğrusu.

\n

TÜBİTAKın raporunu muğlak bulan mahkeme başkanı, yenisini isterken Bu ne biçim rapor! Virüs var mı, yok mu açık söyleyindiyor.

\n

Bunun üzerine Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan tahliye ediliyor.

\n

Ancak aynı rapora dayanılarak Soner Yalçın, Yalçın Küçük ve Hanefi Avcı için tutukluluklarına devamkararı çıkıyor.

\n

Oysa evrensel hukukta yargıçların muğlak bulduğu rapor ve bundan kaynaklanan şüphe, sanıklar lehine bir durum değil mi?

\n

Şüpheden sanık yararlanır ilkesi, masumiyet karinesinin doğal sonucudur.

\n

Haksız yere tutuklu kalınan bir anın bile bedelini kim ödeyebilir?

\n

***

\n

Adaleti temsil eden Themis heykelindeki terazi dengeyi, kılıç adaletin keskinliğini; gözü bağlı kadın tarafsızlığı, yansızlığı anlatıyor.

\n

Peki ya yaşadıklarımız?

\n

Söz konusu davaların geliştirildiği bir dönemde 2009 Nisan ayında Anayasa Mahkemesinin yeni hizmet binasıyla ilgili töreni anımsatayım.

\n

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç binanın önüne dikilen yeni adalet heykelinin üstündeki örtüyü kaldırdıklarında Themisin gözleri açıktı...

\n

Siz bunu bir de Dışişleri Bakanı Davutoğlunun 19. yüzyıl ideolojisi olan ulusçuluk, Avrupada feodalite ile bölünmüş yapıları bütünleştirdi. Bizde ise tarihten gelmiş organik yapıları dağıtarak geçici, suni karşıtlıklar ve kimlikler ortaya çıkardı. Hepimizin bu ayrıştırıcı kültürle hesaplaşma zamanı geldisözleriyle birlikte değerlendirin.

\n

Yaşananların resmidir..

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları