Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Projenin Sonu...
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun, özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin mayası Çanakkale Zaferi boşuna mıydı?
O emperyalizme karşı destansı direniş, ulusal kurtuluş ruhu, on binlerce şehit...
Bugün geldiğimiz noktada soru, bazıları için can sıkıcı olabilir, ancak irdelenmesi gerekir.
Cumhuriyetin kuruluş felsefesine, temel özelliklerine yönelik yıllardır süren karşıdevrim mücadelesi ve darbeleri, yeni bir yapı doğurdu.
Yönetimi, yargısı, bürokrasisi, askeri, eğitimi, üniversiteleri ve hemen tüm kurumlarıyla dönüştürülmüş bir ülkedir söz konusu olan.
Anadolu topraklarında bozguna uğrayan emperyalizmin rövanşıdır bu.
12 Mart’lar, 12 Eylül’ler ve işbirlikçi siyasal iktidarlarla temellendirilmiştir...
Yeni anayasa hazırlıkları,
sözde barış adıyla yürütülen görüşmeler ve pazarlıklar,
çeşitli davalardaki tertipler, operasyonlar, hapis cezaları,
cezaevlerinde susturulmaya çalışılan muhalifler,
baskılar,
susturulan basın,
küresel güçlerin BOP planlarıyla verdikleri yükümlülükler ve bunları uygulayanların içte ve dışta izlediği politikalar bunu gösteriyor...
Sahte delil savlarının dikkate alınmadığı Balyoz’un ardından, sapla samanın karıştığı Ergenekon Davası’nın dünkü duruşmasında, savcının mütalaası okundu.
275 kişi yargılandı.
Dünya tarihinde görülmedik manzaralar, tablolar oluştu.
Peşin cezalarla Silivri’de yıllardık tutuklu kalanlarla ilgili dava, yüzlerce delil klasörünü içeriyor.
19 davaya ilişkin iddianame, ek klasörlerle, gizlilik kaydı gerekçe gösterilerek avukatlara verilmeyen sayısız doküman yer alıyor.
Davanın ek klasör arşivi, 9 milyon dokümana ulaştı.
Okumaya bile ömür yetmeyecek büyüklükte, milyonlarca sayfa...
Kim nasıl, hangi ölçüde inceledi ve değerlendirdi bu belgeleri?
Özel yetkili mahkeme, gizli tanıklara dayanılarak, sahte olduğu ileri sürülen delillerle, söz hakkının sınırlandığı, savunma hakkının ihlal edildiği bir dizi tartışma yaşandı.
Milli İstihbarat Teşkilatı, Genelkurmay Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, “ellerinde böyle bir örgütün varlığına ilişkin veri bulunmadığını” belirtmelerine karşın savcı, “Ergenekon’un varlığı kanıtlanmıştır” dedi.
Dava açıldığında en önemli dayanak olarak medya ve siyasilerin işaret ettiği, günlerce konuşulan Tuncay Güney’in sözlerini anımsadım bu arada:
“Ergenekon bir projeydi, bitti...”
Müebbet ve ağır cezalarla...
Eli kanlı teröristlerle “barış” pazarlıklarının yapıldığı, yaşamları boyu teröre karşı olanların, terörle mücadele edenlerin ise hapse atıldığı ve müebbetle, ağır cezalarla mahkûm edilmeye çalışıldığı bir ülkedir artık Türkiye...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
- Enes'in cezaevi konuşmaları ortaya çıktı
- Nevzat Bahtiyar'ın oğlu ilk kez konuştu
- İmamoğlu'ndan Bakan Tunç'a sert yanıt
- 'Bedeli çok ama çok ağır olur'
- DP'de deprem: İstifa ettiler
- Tutuklu hemşire: İlaçlar ziyan olmasın diye satıyorduk