Serdar Kızık
Serdar Kızık serdarkizik@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Pasaport...

16 Ağustos 2014 Cumartesi

Yolcu'dan aldım yazıyı bu kez, o anlatsın:

Derin hüzünlerin, çağlayan coşkuların büyüdüğü kıyıya doğru yürüdü öylesine.

Pasaport'ta her şey yerli yerinde, gün batacak...

Ama o, kendine tarifsiz...

Anılar denizinde insan beyninin nasıl da olağanüstü bir hızla çalıştığına şaşarak ve biraz da korkarak, “en iyisi” diye başladı... Ardını getiremedi.

Sözcükler bitmişti...

İzlemeye başladı seyir teraslarında ve kahvelerin önündeki insanları.

Bilmediği hikayelerinin yüzlerindeki yansımalarını arıyordu yine ve niyeyse.

Seslerini duymasa da hayatın günlük koşuşturmasına dair sohbetler, zaten kendiliğinden anlaşılıyordu.

Kolay keşfedildiğinden, aşk ve hüzünleri de yakaladı.

Oysa kahvenin önünde, sandalyesinin ucuna doğru kaykılmış, ayakları ilerde ve gergin, elleri koltuk altlarında, sanki hiçbir hikayesi yokmuş gibi boş bir seyirle denize bakan adamda, hiçbir iz bulamıyordu nedense.

Daha ayrıntılı izleme ve inceleme de sonucu değiştirmedi.

'”Çok mu gerekli?”' diyebiliriz ama merakı daha da büyümüştü. Ne düşünüyordu acaba, ne hissediyordu adam?

O anda kimileri Karşıyaka- Bostanlı vapuruna koştururken, Pasaport'taki sevgililer, yalnızlar, gençler, yaşlılar ve şimdi tek başına kaldıkları yolculukta geçmişin izini sürenler, geceyi bekliyordu.

Yaşam coşkusu ve hüzün yan yana düşüyordu, hatta iç içe.

* * *

Akşamın son martıları uzaklaşırken, aklına önce bir öykü, sonra da Attila İlhan geldi.

Öykü, ayrılığa dair.

Bir taşkının, çevreye ilişkin muhtemel zararlarını önlemek için kurulan bentlerin de çözüm olmayacağı anlaşılınca, yolları ayrılan iki insanın öyküsüydü bu.

Sonu, “faili meçhul bir ayrılığın zanlısının kim olduğuna” ilişkin, yanıtsız bir soruyla noktalanıyor.

Bu öyküyle, denizi boş gözlerle seyreden adamın arasında ilişki kurma çabası da sonuç vermedi.

Ama ona Attila İlhan'dan bir dize gönderdi:

Her şeyi terk ettim ne aşk ne şehvet

sarışın başladığım esmer bitiyor

anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli

dudakları keskin kırmızı jilet

bir belaya çattık nasıl bitirmeli

gitar kımıldadımı zaman deliniyor

kimi sevsem sensin hayret

kapılar kapalı girilemiyor...”

* * *

Gün ağaracaktı az sonra, adam da gitti.

Çekildi yoldan, deniz gibi...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları