Serdar Kızık
Serdar Kızık serdarkizik@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Oyunun Psikolojisi...

19 Haziran 2012 Salı
\n

Başbakan Erdoğanla cemaat arasında kimilerinin kavga, kimilerinin çatışma diye adlandırdığı gerilimde görünen sorunlar, çeşitli başlıklarda toplanabilir.

\n

Örneğin özel yetkili mahkemeler (ÖYM), örneğin MİT Başkanının ifadeye çağrılması, Emniyet ve yargıda cemaat yapılanması...

\n

Üstü örtülemez biçimde ortaya çıkan gerilimde tarafların karşılıklı hamlelerini izliyoruz.

\n

Görünen o ki bu hamleler bundan sonra da siyasetin ana malzemesi olacak...

\n

Başbakanın ÖYMlere karşı çıkışıyla birlikte MİT Başkanını korumaya almak için özel yasa çıkarıp, O zaman gelip beni de alındemesi, açık bir restleşme... Ardından, Devlet içinde devlet olmazdeğerlendirmesi, açık bir tavır...

\n

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğun tutuklanmasına gerek olmadığı da açıktan hizaya getirme çabası...

\n

Tabii bu aşama, bir süreç içinde gerçekleşti.

\n

Anımsatayım; kimsenin ÖYMlere toz kondurmadığı bir dönemde, 23 Kasım 2011de ilk karşı çıkış, Erdoğanın kabinede en yakını, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırımdan gelmişti.

\n

İzmir Büyükşehir Belediyesine yönelik ÖYMde başlatılan soruşturmaya, Bu kadarı da fazlademişti Yıldırım.

\n

Medya bu değerlendirmeyi görmezden geldi o zaman. Aman bir çıkıntılık olmasındı...

\n

***

\n

Bugünkü noktada,Devlet içinde devlet olmazdeyişi bir yanıyla tepkiyi, diğer yanıyla cemaatin gücünü sergiliyor, durumun vahametini de...

\n

Erdoğanın bu suçlaması ya da değerlendirmesi akla derin devleti, kontrgerillayı ve Gladyo benzeri yapıları çağrıştırıyor.

\n

Kimler devlet içinde devlet olabilir?

\n

Ancak örgütlü bir kesim...

\n

***

\n

Öte yandan bu ciddi suçlamanın bile kamuoyunda ağırlığı kadar ses getirmemesi ilginç doğrusu.

\n

Yine de belirli dozlarda süren yanıtlar söz konusu.

\n

Nitekim cemaat köşelerinin Başbakana yönelik kimi zaman mülayim, kimi zaman uyarı, kimi zaman tehditiçeren yanıtlarına dikkat çekmek lazım.

\n

Şimdilik tahterevallide güç göstergesi.

\n

Son aşamada ikimiz bir fidanınşarkısının söylendiği İstanbuldaki Türkçe Olimpiyatlarında Erdoğandan Fethullah Gülene yönelik bitsin bu hasret, dön artıkçağrısı ve geri dönememyanıtı da karşılıklı atakları sergiliyor. Bu satranç oyununda hamleler kadar, tarafların psikolojisi de önemli...

\n

***

\n

Hükümet içindeki ayrışmayı da bir yana koyup, iki tarafın yandaş medyasına bakılırsa, ortak mutabakatlardan çok ayrılıklaröne çıkıyor şimdi, ya da kafa karışıklığı...

\n

Kimileri Başbakanın, Gülenin elini kolunu bağladığını söylüyor.

\n

Kimileri Gülenin bu davete icabet etmemesini anlamlı bulmuyor.

\n

Kimilerine göre Gülen bu şekilde yapılan davetlerle dönmez, dönmemelidir...

\n

Kimi kalemler ise bu davete rağmen Gülenin neden gelmediğini sorguluyor...

\n

Sonuç olarak, Kazanımların yitirilmesi, idarenin zora düşme olasılığı, rövanşistlerin pusuda beklemesigibi gerekçeler havada kalıyor...

\n

Söz konusu iki güç el ense mi çekiyor, kapışıyor, çarpışıyor mu ya da gerilim büyük uzlaşmayla dondurulacak veya sonlandırılacak mı?

\n

Her şeyin eskisi gibi olmayacağı açık.

\n

Ama unutulmasın ki her iki kesim küreselleşmenin, ABDnin desteğiyle bir koalisyonda buluşturuldu.

\n

***

\n

Doğrudur, kökleri aynı fidanın iki gülünü izliyoruz.

\n

Önemli olan bu fidanı kimlerin, suyunu gübresini eksik etmeden yetiştirip büyüttüğü.

\n

Bir yanıyla sivil darbeyle, el ele temel dönüşümleri sağlayan Erdoğan ve cemaat, bugünkü düzenin iki asli unsurudur.

\n

Diyalektik bir yaklaşımla Erdoğan ve Gülen hem ortaktır hem de yeri geldiğinde karşıttır.

\n

İktidar bileşenlerinin ortaklığında yer yer çatışmaların çıkmasının, hatta derin yarılmaların ya da ayrılıkların görülmesinin şaşılacak bir yanı yok.

\n

Siyasal tarih devrimlerde, karşıdevrimlerde, köklü düzen değişikliklerinde bunu sayısız kez gösterdi...

\n

Ama düzen ortaklarının çatışmasından ve yaratacağı sonuçlardan daha önemlisi, muhalefetin ne yaptığı ve yapacağı olmalı...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları