Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
‘Memleket Evlatları!’
Açıktır ki Cumhuriyetle bir hesaplaşma var, bir hayli yol kat ettiler.
Kurucu önder Mustafa Kemal Atatürk’e doğrudan cephe alamıyorlar, ancak..
Hem küresel güçler, hen onların yerli işbirlikçilerinin hedefidir yıllardır...
Siyasal İslamın da...
Atatürk’ün önünde, arkasında, yanında konumlanırken doğrudan karşı karşıya gelmek yerine, arkadan dolaşma yöntemidir seçenekleri...
Çok gördük; makamlarında Cumhuriyetin temel değerlerine saldırırken arkalarında Atatürk’ün resmi vardı.
Anıtkabir’de “Nedir o sap gibi durmak” dediler en çok, ama söylemlerinde onu doğrudan inkâr edemediler.
***
12 Eylül dönemini anımsayın.
Faşist cuntanın lideri Kenan Evren, Cumhuriyetin felsefesine, aydınlığına darbe üstüne darbe vururken, devrimcilere, aydınlanmacılara kıyım uygularken, her konuşmasında Atatürk’le yatıp, Atatürk’le kalkıyordu.
Memleketin dört bir yanına büstlerini, heykellerini dikerken, tarikatlara, cemaatlere, rabıtaya yol veriyordu oysa. İmam hatipler pıtrak gibi yayılıyordu.
İronidir, büyük.
Mustafa Kemal’i büyük bir devrimci, aydınlanmacı, anti emperyalist, ulusal kurtuluş mücadelesi kahramanı olarak gören bizim kuşak, o sırada cezaevlerinde, işkence odalarında, gözaltılarda, kışlada, sopalarla İstiklal Marşı’nı söylemeye zorlanıyordu, marşın on kıtası ve “Atatürk kimdir” başlıklı bildiri ezberletilmeye çalışılıyordu baskıyla.
Oysa ne Atatürk’e, ne İstiklal Marşı’na ne de bayrağa karşıydık...
Onların gözünde Atatürk, ulusal kurtuluş savaşımızın en büyük destekçisi Sovyetler Birliği’ne, sosyalizme, komünizme düşmandı.
Elinde Türk bayrağıyla Samsun’a yürüyen, Atatürk’ü savunan, bağımsızlık için mücadele veren Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına da öyle yapmışlardı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin “bekası” için gencecik fidanları idam sehpasına gönderirken emperyalizme hizmet ediyorlardı.
Oysa Deniz Gezmiş savunmasında şunları söylüyordu:
“Biz halkımızın çocukları ve Atatürk’ün memleketi emanet ettiği gençleriz. Bağımsızlığımızı tekrar kazanma yolunda mücadeleye girmiş olan bizlerin elli sene önce Mustafa Kemal’in hakkında gıyabi idam kararı verilmesi gibi idamımız isteniyor. Gene belirtmekte fayda vardır ki biz de O’na ve halkımıza ihanet edip bağımsızlığımızı tekrar kazanma yolundaki mücadelemizden dönmeyiz.”
***
Gardırop ve rozet Atatürkçülüğüdür ki daha sonra çeşitli çevrelerce sürdürülmüştür.
“Atatürk” diye diye Atatürk’ün canına okunmuştur.
Bugünün iktidar sahipleri doğrudan cephe almasalar da çıtayı yükseltmişlerdir kuşkusuz.
Ancak...
Bu halkın içinde Atatürk ve Cumhuriyet var, ne yapsalar söküp atamıyorlar.
İşte Fenerbahçe maçı öncesinde Fethiyesporlu futbolcular sahaya “Yüce Atatürk” yazısıyla çıkıyor.
Sahalarda “Rabia” işaretleri ve selamlarına, Mursi’ye destek pankartlarına, iktidar övgülerine ses çıkarmayan yandaş kurumlardan Futbol Federasyonu, Fethiyespor’u cezalandırma yoluna gidiyor.
Açıktan karşı koyamadıklarından, “Milletçe sahiplenilen değerleri, sadece kendilerine mal ederek tartışma yaratmak için kullandıkları” gibi uyduruk ve saçma bir gerekçe öne sürüyor federasyon.
Ancak bu kez Fethiyespor taraftarları, hafta sonu Denizlispor maçında tribünlerde aynı yazıyı açıyor.
Buraya yazıyorum, bu federasyon halka rağmen Fethiyespor’a ceza veremez...
Devran dönüyor çünkü...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
- Enes'in cezaevi konuşmaları ortaya çıktı
- Nevzat Bahtiyar'ın oğlu ilk kez konuştu
- İmamoğlu'ndan Bakan Tunç'a sert yanıt
- 'Bedeli çok ama çok ağır olur'
- DP'de deprem: İstifa ettiler
- Tutuklu hemşire: İlaçlar ziyan olmasın diye satıyorduk