Serdar Kızık
Serdar Kızık serdarkizik@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hepimiz Hayatın Öğrencileriyiz!..

04 Temmuz 2014 Cuma

21. yüzyıl ölümle, acıyla, kan ve gözyaşıyla, esaretle, tecavüzle, baskıyla, despotizm ve sömürüyle yeni bir ortaçağdır.
Ve insanlık bu cenderede sıkışmıştır.
Her yönüyle iktidarın “aşırı dozuna” maruz bir ülkede yaşıyoruz.
Yukarıda sıraladıklarımız içinde yeni ortaçağ unsurlarının hangisi eksik?
Baksanıza halimize.
Kinci ve dinci, saldırgan, bağıran, çağıran, despotik bir yönetimin, şiddet, dayatma, ayrıştırma, ötekileştirme politikalarının mağduru bir toplum.
Yeni ortaçağın her türden; ekonomik, politik, psikolojik ve sosyal travmalarıyla yüz yüze bir ülke.
Sıkışmış, kalmış...

***

Mücadele ve direniş sürüyor çemberin içinde.
Sonuç olarak hep olumsuzlukları tartışıyor, iktidarın baskısını, mahkemeleri, ölümleri, yüzlerce sorunu ve çözümü konuşuyoruz.
Gündemde öne çıkartılan, cumhurun koltuğu.
İstemediğimiz, beğenmediğimiz, onaylamadığımız seçenekleri önümüze getiriyorlar.
Bunların içinden tercihe zorlanıyoruz.
Kafalar karışıyor.
Evet, kimilerine göre hayat zaten böyle.
Yol ayrımlarında iki yanlıştan bir tercih yapma durumu da hayatın bir gerçekliği.
Yaşamda dayatmaları kabullenmemek de var ama.
Sonra sorular geliyor...
“O zaman devre dışında kalmış olmuyor musun?”
Her durumun, yüzyıllardır süren “doğru” ve “gerçeklik” temelinde yanıtları da çok seçenekli.
Aklıma düşüyor;
“Ya da yeni bir yol bulsak!”
Mümkündür ya da değildir, sorgulamalar farklı...

***

Evet, mücadele, yaşamın aslıdır.
Ya ıskaladıklarımız?
Giderek yaşamın güzelliklerinden, mutluluğundan, keyfinden uzak mı kalıyoruz ne?
Doğadan, sevgiden, aşktan, sevdadan, dostluk ve arkadaşlıktan. Şiirden, edebiyattan, sanattan?
Umudumuz tükeniyor, sevinçlerimiz, gülümsemelerimiz daha mı azalıyor sanki?
Gelecek, insan, yeni ve başka bir dünya, devrim daha mı uzaklaşıyor?
“Dan!” diye bir yanıtım yok, düşünüyorum...
Arayışlar, sorgulamalar, öneriler, tartışmalar olacak.
Bunlardan bir sonuca varacağız ya da karmaşa sürecek.
Kaos ne zaman yoktu ki zaten?
Geçen ütopyalar buluşmalarının birisinde “kaos” başlığını konuşmuştuk, Türkiye’de yeşil hareketin, ekoloji mücadelesinin önderlerinden Savaş Emek sayesinde.
O şimdi yok, göçüp gitti bu dünyadan.
Hafta sonu Karaburun’da bu kez Savaş’ın adına düzenlenen Ütopyalar Toplantısı’nda belki konu yine “kaos” olacak, onun yokluğunda...
Fikirler uçuşacak.
Kimileri yine “Entel gevezeliği” deyip, “Ne iş yaparsınız alaycılığına” vardıracak konuyu.
Har daim “çok ciddi ve hayati meselelerle” uğraşan bazı boyalı basın kuşlarına yine “malzeme” çıkacak.
“Uçuk kaçık muhabbetler, laf salataları” sayıp, satırlarında ti’ye alacaklar.
Olsun...
Onları ve benzer düşünenleri, sahip oldukları “olağanüstü hayatlara” bırakalım.
Ucuz tüccar mantığıyla “hükmetmeye” çalışsınlar.
İktidar olmanın “derin hazlarını” yaşasınlar.
Bizim de dalga geçme ve “çuvallama” hakkımız var.
Zamanın boyutlarına sığmayan umudumuz ve çok uzak düşlerimiz var...
Temiz bir solukla gökyüzüne bıraktığımız uçuk kaçık fikirlerimiz de olacak, ciddi tartışmalar da...
Siz, her şeyi “bilen” olun, biz “arayan”.
Hepimiz hayatın öğrencileriyiz nasılsa...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları