Serdar Kızık
Serdar Kızık serdarkizik@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hani hesap sorulacaktı?..

19 Haziran 2015 Cuma

AKP ve başkanlık sevdalısı RTE’nin seçimlerde kaybetmesinin ardından, hükümet kurma konusunda yaşanan belirsizliğe karşın ülke sakin bir dönem yaşıyor.
Normalleşme süreci diyelim.
Gerilim azaldı.
Sinirler az da olsa rahatladı.
Geleceğe daha iyimser bir bakış.
Suriye’yle savaş olasılığından uzaklaşma.
Ekonomide sarsıntı yok.
Karamsarlıktan umuda yöneliş.
Bunlar olumlu gelişmeler...

***

Gelelim belirsizliğe...
Nasıl bir koalisyon kurulacak ya da erken seçim olur mu?
Büyük kesim erken seçim istemiyor, koalisyon beklentisi yüksek.
Kim kiminle uzlaşacak, peki?
Birincisi AKP’nin yer alacağı ortaklığın, ülke için çözüm olmayacağı açık.
AKP’nin yarattığı ağır tahribatı giderecek bir yöntem kesinlikle bulunmalı.
Zaten seçim sonuçları da bunu gösteriyor.
Seçimden önce muhalefet partilerinin üçü de “iktidardan hesap sorulacağı” sözüyle oy istemişti.
Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve Demirtaş meydan meydan haykırmıştı.
Seçmen gereğini yaptı, şimdi sıra partilerde.
AKP’yle bir ortaklıkta hesap sorulamayacağına göre verilen sözlerin tutulmaması, seçmene ihanet olacaktır...
Aslında kim ortaklığa yönelirse kendi ayağına kurşun sıkar, kendi sonunu hazırlar.
Özellikle küresel güçlerin, sermaye çevrelerinin beklentisi doğrultusunda oluşacak Davutoğlu- Kılıçdaroğlu koalisyonu CHP’yi bitirir.
Seçimlerin ardından AKP ve CHP içinde bazı çevreler “büyük koalisyonu” dillendirmeye başladı. MHP ve HDP içinde de AKP’yle ortaklık konusunda beklentileri olanlar var.
Bu beklentiler gerçekleşirse her iki parti de ağır bedel öder.
Onlara, seçimden önce verdikleri sözleri anımsatmalı. İktidar partisiyle el ele tutuşmanın ağır sonuçları olacağını göstermeli.
İlkeli tutum beklentisi toplumun hakkıdır.
Özellikle HDP’ye barajı geçmesi için verilen emanet oylar unutulmamalıdır.
Seçimlerden bir hafta önce HDP’ye oy verecekler açısından “AKP-HDP koalisyonu” kaygısı taşıyanlar olduğunu belirtmiştim. O yazının ilgili bölümünü aktarayım:
“.... Örneğin gizli kapaklı ‘çözüm pazarlıklarını’ sürdürdüğü AKP’yle bir koalisyona gider mi?
HDP cephesinden, ‘daha ne diyelim, takla mı atmak lazım, amuda kalkmak mı’ jargonuyla şimdilik AKP’yle koalisyona karşı çıkılıyor.
Öyle de seçimin ardından ‘yeni doğan konjonktür’ gerekçesiyle söylem ve eylem değişikliği olmayacağı, AKP’ye dışardan destek verilmeyeceği ne malum?..
Nitekim Can Dündar’ın günlerce konuşulan Demirtaş röportajında HDP dışardan desteğe sıcak manşeti var. Dündar, köşesinde AKP’yle koalisyon konusunda ‘Buna hevesli değiller; böyle bir koalisyonun partilerine çok zarar vereceğine inanıyorlar. Ancak AKP yeniden iktidar olursa, dışarıdan destek verme fikrine uzak değiller’ diye izlenimlerini yazdı.
Bu izlenimin altında, tırnak içindeki konuşmalar da manşeti doğruladı...”
Bu değerlendirmeme HDP’ye oy vereceklerden bazıları çok kızmış, soruları ve kaygıları dile getirmemin yersiz, hatta “maksatlı” ol- duğunu söylemişti. Ayrıca HDP’nin ortak olmaya değil, hesap sormaya geleceğini vurgulamıştı.
Ne yazık ki Demirtaş dün beklenmedik bir değerlendirme yaptı. “AK Parti ve CHP bizim ilkelerimizi de içine alacak bir koalisyon kurarsa biz dışarıdan destek sunarız” dedi.
Benim de aklıma Malatya mitinginde söylediği “Cumhuriyet gazetesi HDP parlamentoda AKP’yi dışarıdan destekleyecek’ demiş. Net olarak, kötü niyet demeyeyim, yanlış anlama diyelim, HDP’nin görevi destek değil, AKP’nin burnunu sürtmektir. Benim ağzımdan öyle bir kelime çıkmadı. Ne içeriden, ne dışarıdan desteklemek gibi bir niyetimiz yok. Destek olmaya değil, AKP’nin burnunu sürtmeye geliyoruz” sözleri geldi.

***

Üç muhalefet partisinin uzlaşmayacağı kırmızı çizgileri dışında anlaşabileceği birçok konu var.
En azından Meclis’in açılmasıyla koalisyon bile kurmadan ülkeyi karanlığa sürükleyen yasaları değiştirmek, tahribatı belirli ölçülerde gidermek olası.
Yasa değişiklikleriyle demokratik düzenlemeler, özgürlükler sağlanabilir, yasaklar, baskılar kaldırılabilir.
MHP ya da HDP koalisyona girmeseler bile CHP azınlık hükümetine dışırdan verilecek destekle ülkenin önünü açabilir.
Unutmayalım, “Dün dündür, bugün bugün” ilkesizliği muhalefeti eritir...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları