Serdar Kızık
Serdar Kızık serdarkizik@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Çözüm Değil Düğüm!

10 Haziran 2014 Salı

İş Erdoğan-Apo görüşmesi savlarına dayandı.
Lice’de iki kişinin ölmesi, askerlerin yaralanması, kışladaki bayrağın indirilmesi...
CHP Genel Başkanı’nın saptaması, yabana atılabilir mi?
Ne diyor Kılıçdaroğlu:
“Türk bayrağını indiren bir hareketi asla ve asla kabul edemeyiz, o bayrak hepimizin ortak paydasıdır. Erdoğan’ın bu konuda çıkıp konuşmasını istiyorum, ne diyecek merak ediyorum. Biliyorum yine yalvaracak, ‘ne olur bayrağı indirmeyin’ diyecek...”
Ardından sürdürüyor:
“Bir süreç yaşanıyor, kimse bilmiyor; masanın başında Erdoğan ve Öcalan var. Ne konuştuklarını bilmiyoruz. Bu süreç Türkiye’yi çıkmaz bir noktaya getirecektir...”

***

Her seçim öncesinde kısa süreli anlaşma sağlanıyor.
Adına ister ateşkes, silahların susturulması deyin, isterseniz çözüm sürecinde atılan adımlar!
Tespitiniz ne olursa olsun.
Ortada bir gerçek var; yıllardır ölen insanlar, savaşa giden harcamalar ve terör belası.
Ve küresel güçlerin NATO karargâhlarında sergilenen Kürdistan haritası...
Sırada Cumhurbaşkanlığı seçimleri, AKP ile BDPHDP ya da PKK anlaşması, Erdoğan cumhurbaşkanı yapma pazarlıkları...
Terör örgütü çıtayı yükseltti anlaşılan...
Neden yeniden ölümler başladı, bir ülkenin yolları günlerdir terör örgütünce kapatılıyor, askerlere ateş ediliyor?
Neden Kandil’den “Eylemleri şehirlere yayın” çağrısı yapılıyor?
Dağa giden, götürülen, kaçırılan ya da bir biçimde “ikna” edilen çocuklar için anaları isyan ediyor?
O çok özgürlükçü görünenler acılı anaları Diyarbakır Belediyesi’nin önünden süpürüyor, neden?
O annelerin yerine koyun kendinizi, anlarsınız...

***

Bu ülkenin acıları, gözyaşları dinmiyor bir türlü.
Sıfır terörden, AKP iktidarıyla birlikte bugünlere geldik.
Gezi eylemlerinde “destan” yazan güvenlik güçlerinin Güneydoğu’daki tutumunu, aczini izliyorsunuz!
Pazarlık konusu, ne Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı ne de Apo’nun serbest kalması.
Türkiye’nin varlığı olmasın sakın?

***

Karşılıklı “müzakereler” boyut değiştirdi artık.
PKK Yürütme Komitesi, Öcalan’ı da devreden çıkardı.
Bakar mısınız dün yaptıkları açıklamaya:
“Üç kişilik HDP heyetinin arada bir İmralı’ya gidip gelmesi artık hiçbir sorunun çözümü için yeterli olmayacaktır. Lice’deki benzer katliamları önleyecek yer, İmralı ve önder Abdullah Öcalan değildir. Hiç kimse İmralı’dan gerçekleşmeyecek beklenti içine sokulmamalıdır...”

***

Ya şuna ne demeli?
HDP’li bir milletvekili geçen haftaki Meclis görüşmelerinde diyor ki:
“Türkiye’nin kurucu unsuru dediğiniz siyaset doktrini biraz Mussolini’dir, biraz Hitler’dir. Kuruluşundan bugüne kadar Türkiye’nin bütün kurucu temellerine dinamit koyan bu nasyonel siyasi anlayış, Türkiye’yi bölünme eşiğine getirdi.”
Bak sen aymazlığa!
Küresel güçlerin işgal ettiği bir coğrafyada bağımsızlık için emperyalizme karşı ulusal kurtuluş savaşı veren bir devrimciyi Hitler ve Mussolini’yle özdeş tutmak, saçmalıktır, zırvalıktır.
Bilimsel gerçeklikten, tarihsel bilinçten yoksun olmaktır, cahilliktir...
Mustafa Kemal’in, her iki diktatörle ilgili değerlendirmeleri belgelerde açık oysa...

***

Meclis çatısındaki bu aymazlığa ve bir başka HDP’linin kendisine yönelik “faşistsiniz” değerlendirmesine yanıt veren CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın, “Faşist olan, ırkçı olan asıl sizsiniz!” sözünü anımsatayım bu arada.
Emperyalizmin, kapitalizmin, sömürünün feodal kalıntıların adını ağza almadan etnik temelli siyaset yürütmenin adı, faşizmdir.
Sonu karanlıktır!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları