Gerilim tırmanıyor, korku, kaygı iklimi yayılıyor...
Öğlen saati, ana haberler bitti; PKK terörü, şehit cenazeleri, tutuklamalar...
Spor haberleri başladı...
Beşiktaş’ın yeni transferi Mario Gomez’in İstanbul’a uçakla yolculuğu başlamış. Uçak şu anda İtalya üstündeymiş. Binlerce taraftar büyük bir ilgiyle havaalanında bekliyormuş. Galatasaraylı Podolski, Fenerbahçeli Robin Van Persie gibi Gomez de takımının kurtarıcısı olacakmış. Taraftarlar çok renkli ve heyecanlı bir lige hazırlanıyormuş!
Ülkenin genel yapısında yönetim sorunundan kaynaklı moral bozukluğu, geleceğe yönelik belirsizlikler ve karanlık bir tablo. Diğer yanda taraftarların heyecan ve umutla bekledikleri bir futbol sezonu!
Ne çarpık bu durum!..
Aklıma geldi, terör nedeniyle toplu yaşam alanlarına, alışveriş merkezlerine, metrolara dikkat çekildiği bir süreçte, heyecanlı bir lig izlemek için bir araya gelen on binlerin hissiyatı nasıl olacak?
Yine birileri, yetkililer, güvenlik güçleri çıkıp stadyumlar için “uyarılarda” bulunursa, bak sen heyecanla beklenen yeni futbol sezonuna!

***

Terörden, ölümlerden, kalleş tuzaklarla katliamlardan bezdik toplum olarak ama yaşam sürüyor.
Olan bitene omuz silkmeden, ilgisiz kalmadan, savaşa karşı barış iradesini ve mücadelesini sürdüreceğiz, yaşam sevincimizi yitirmeyeceğiz.
Amasız, kimden gelirse gelsin teröre karşı direneceğiz, ölümü değil yaşamı savunacağız.
Terör örgütlerinin tümünü, unsurları, IŞİD’in, PKK’nin arkasını, üst aklını, emperyalizmin kullandığı maşaları bileceğiz.
Ülkemizde ve bölgemizde oynanan oyunları, piyonları, aktörleri, küresel çıkarları hesaba katacağız.
Dün oturup konuşup mutabakatlar imzalayıp “çözüm sürecini” yürüten tarafların, bugün birbirlerine girmesinin nedenini sorgulayacağız.

İpler kimin elinde?
Geçici Başbakan’ın “Artık bir hafta önceki Türkiye yok. Herkes ayağını denk alsın” tehdidinin nedenini, niçinini, önünü, arkasını masaya yatıracağız...
Terörü kınamayanları, “sırt dayamaları” “ama”larla değerlendirenleri, Meclis’te terörle ilgili araştırma komisyonu kurulmasına MHP’nin “hayır” demesini, AKP’ye bir kez daha koltuk değneği olmasını dikkate alacağız...

***

Dolmabahçe mutabakatının fotoğrafında yer alan Yalçın Akdoğan Bey, Cumhurbaşkanı’yla ilgili “Seni başkan yaptırmayacağız” tutumunun, süreci bitirdiğini söylüyor. HDP’ye yönelik “Siz niçin bir siyasi parti başkanı olmayan birini hedef alarak bir kampanya başlatırsınız? Bu büyük bir tahrikti. Asıl gerilimi başlatan hamle buydu” diyor.
Aklımızla alay etmesinler.
Seçim meydanlarına çıkıp başkanlık sistemi “padişahlığı” ve 400 milletvekilini isteyen kimdi acaba?
Tarafsız Cumhurbaşkanı mıydı?
Yol kesmeler, kimlik denetimleri, adam kaçırmalar, saldırılar, tehditler, otonom ilan edilen alanlar, çözüm sürecinde yaşanmıyor muydu, şimdi tutup bu gerekçeler öne sürülüyor?

***

Ne kadar büyük sorunlar, sıkıntılar, baskı, terör, ölümler, katliamlar, yaşadık son on üç yılda.
Ayrıştık, kamplaştık, borçlandık.
Yeni bir terör dalgası yükseliyor.
7 Haziran’da koltuğundan düşmüş, iç ve dış politikası iflas etmiş bir iktidar ülkeyi yönetiyor. Daha garibi, üstü kapalı bir başkanlık sistemi yürütülüyor. İncirlik açılıyor, savaş kararı alınıyor, başka bir düzenin altyapısı sağlanıyor.
Seçim sonucunda oluşan tablonun gereği, 40 gündür hayata geçmedi. Tek adam düzeni için, bir kişi adına yeni bir seçim dayatması sürdürülüyor.
Ülkenin geleceğiyle ilişkili yaşamsal değerde kararlar yetkisiz, sorumsuz ellerde.
“Gerekirse baldıran zehri içerim” diyenler, şimdi zehirli tası halka sunuyor.