Ayrıştırmanın, ötekileştirmenin bu boyuta uzanmasının anlamı nedir?
Bürokratların iktidar sultasına girmesine, kamu görevlisi olduklarını unutup, AKP’nin değirmenine su taşımasına ne denir?
İzmir bir başka ülkenin kenti mi?
İzmir’de yaşayanlar bu ülkenin yurttaşı değil mi?
Bu cüret, iktidar yandaşlığı, cumhuriyet tarihinde görülmedik boyutlara ulaştı.
Özellikle bazı vali, kaymakam ve bakanlıkların müdürleri devlet geleneklerini terk edip pervasızlaştı...
Soralım...
Trabzon’da, Konya’da, Denizli’de kapatılan il özel idarelerinin mallarını belediyelere veriyorsun da İzmir’de neden Hazine’ye alıyorsun?
Kamu kuruluşlarının arsalarını, binalarını yandaşlara pazarlamak için mi?
İzmir’de özel idareden yerel yönetimlere geçen tek bir tapu yok. Muğla’da da öyle.
Sözüm ona CHP’li belediyeler cezalandırılıyor.
Oysa asıl cezalandırılan halk.
Hadi diyelim bazı binalar, kamu çıkarları gözetilerek bakanlıklara devredildi.
Ya gerisi?
Konak’ta özel idare için 24 milyon liraya düzenlenen tescilli binayı, büyükşehir belediyesinin gereksinimi varken nasıl imam hatibe veriyorsunuz?
Üstelik yasa gereği ilgili bakanlığının devir onayı bulunmazken!..
Söz konusu binanın büyükşehirin ödeneğiyle tamamlandığını hesaba katıyor musunuz?
Ya bunlara ne demeli?
İlçe belediyelere ve köylere çöp ve fosseptiklerinin toplanması için tahsis edilen kamyon ve vidanjörlere neden el koyuyorsunuz?
Bazı köylerde delik deşik yollar, sokaklar beklerken bunları dağıtmak yerine özel idarenin iş makinaları, dozerleri, greyderlerini neden şantiyelerde kitliyorsunuz? Kentin 5-6 ilçesine yayılan asfalt şantiyelerinin bile hazineye devredilmesinin açıklaması nedir?

***

İzmir’de iş dünyasından, kent konseyinden, meslek odalarından tutun da sivil toplum kuruluşlarına kadar geniş bir kesimin istemlerine, eleştirilerine niçin kulak tıkıyorsunuz?
Hak, hukuk, adalet, akıl, mantık, izan nerede?
Nasılsa “Gâvur İzmir” midir bu kent?
Kapatılan İzmir İl Genel Meclisi’nin son başkanı Serdar Değirmenci’nin, “İzmir, İzmir olalı böyle zulüm görmedi. İzmirliler tercihlerinden dolayı cezalandırılıyor. İzmir adeta sömürge bir kent” değerlendirmesine verecek yanıtınız var mı?
Büyükşehirde bu tutumu eleştiren bildirinin okunması sırasında AKP’li üyeler salonu terk etti, neden?
Onlara soruyorum, bu durumu kabulleniyor musunuz, içinize siniyor mu?
Bu arada Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nin birleştirilmesi neden?
Hangi hesaplar peşindesiniz?
Sağlık örgütleri, hekimler, diğer sağlık görevlileri, odalar, bu girişime karşı göğüslerini siper ediyor.
İzmir Tabip Odası Başkanı Suat Kaptaner, iki hastanenin birleştirilmesi için hiçbir bilimsel gerekçe bulunmadığını vurgulayarak, “Hastanenin zarar ettiği söyleniyor ancak bu hastane için maliyet hesabı yapamazsınız. Eğer iki hastaneyi birleştirirseniz göğüs hastaları sürünür” diyor, duyuyor musunuz?