Selçuk Erez

Yine neler oluyor gülüm?

10 Aralık 2015 Perşembe

Rahmetli Büyükelçi Settar İksel’den dinlemiştim: III. Osman’ın tahta çıktığının duyurulması için 1754’de Şehdi Osman Efendi’yi Rusya’ya yollamışız. O zamanlar biz yabancı ülkelere kalıcı elçi yollamaz, sadece bazı önemli olayları duyurmak için birilerini geçici olarak görevlendirirmişiz.
Osman Efendi, heyetiyle Petersburg’a vardığında kendilerine yer gösterilmiş ve Kraliçe tarafından kabullerinde uygulanılacak protokol konusunda bilgiler verilmiş:
- Kraliçe’ye doğru iki adım atacak, reverans yapacaksınız...
- Ben kadın önünde eğilmem!
Saray nazırı, gidip bunu anlatınca Kraliçe, “Aman eğilmesin, sadece iki adım atsın, belgeyi versin yeter!” demiş. Haber iletilince Osman Efendi, “Ben fermanı, kadın eline vermem!” diye tutturmuş. Kraliçe, nazıra, “Öyleyse sana versin” demiş.
Tören saatinde nazır, koşmuş gelmiş, Kraliçe’ye, “Durun, salona gelmeyin!” demiş. “Neden?” “Bahçeye indiler!” “Git bak ne olmuş?” Bakmış, dönmüş. “Namaz saati gelmişmiş!”

‘Veledi zina’
Biz bunları Osman Efendi’nin padişaha sunduğu rapordan öğrenmekteyiz. Osman Efendi bu resmi raporunda Rus saray nazırından “Veledi zina” olarak bahsetmektedir.
Settar Bey ciddi ve tarihe meraklı bir büyükelçimizdi. Bu konudaki bilgi kaynağı neydi? Bilmiyorum. F. R. Unat’ın hazırladığı, S. Baykal’ın bütünlediği “Osmanlı Sefirleri ve Sefaretnameleri”nde bu ayrıntı yok ama protokolle ilgili ciddi sıkıntılar yaşandığı anlaşılıyor.
S. Faroqhi, “Osmanlı İmparatorluğu ve Çevresindeki Dünya” eserinde, o zamanki elçilerimizin, düzenlenen törenleri anlatmanın ötesinde pek bir dertlerinin olmadığını, bu törenlerin görkeminin, Osmanlı Sultanı’na verilen önemi yansıttığına inanıldığından sadece bunların ayrıntılarının değerlendirildiğini söylemektedir.

Kefereyi hizaya getirdi
Şimdi soralım:
IIl. Osman, bu raporu okuyunca Rusya konusunda ne öğrenmişti? Elçimizin, gâvurların hainliklerine nasıl mertçe direnip kefereyi hizaya getirmiş olduğunu mu?
Osman Efendi, ziyafetin ayrıntısı yerine Rusya’nın durumunu, gücünü ve bu gücün kaynaklarına dair gerçekleri anlatabilseydi fena mı olurdu? Bugün çocuklarımız tarih kitaplarında o tarihten sonra gerçekleşen yenilgilerimizi, Küçük Kaynarca’yı, Navarin’i, Rusya’nın bizden dönüm dönüm topraklar alıp nasıl genişlediğini mi okurlardı?
O padişahlara gerçekleri, Şehdi Osman Efendi’nin anlatmadıklarını yansıtacak yerli basın da yoktu, yabancı kaynaklar da. Gerçekleri bilmemek, anlamamak Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihten silinmesine yol açtı.
Bugün Rusya ile yeniden itişmeye başladık. Bu tepişmenin ardında yatan nedenleri iyi bilmek, içyüzünü öğrenmek zorundayız. Günümüzün Şehdi Osman Efendileri bize işin aslını değil de uydurma bilgileri aktardıklarında bunlara inanmayıp gerçekleri yerli kaynaklardan, yetmediğinde de yabancı kaynaklardan arayıp bulup iyice öğrenmeliyiz ki çocuklarımız okullarda yeni felaketler bellemek zorunda kalmasınlar.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Böcek yeriz o zaman! 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları