Selçuk Erez

Gazetecilik yasaklandı!

03 Aralık 2015 Perşembe

Can Dündar ve Erdem Gül, Suriye’ye silah taşıyan TIR’larla ilgili haber yayımladıklarından tutuklandılar: Böylece dünya, Türkiye’de gazetecilerin gazetecilik yapmalarının suç olduğunu öğrenmiş oldu.
Bir süre önce gösterilerde yaralananlara camide tedavi uygulayan doktorlar, Gezi davasında “ibadethaneyi kirletmekle” suçlanıp hapis cezası almışlardı. Avukatları M.Eyüboğlu, “Doktorlara, doktorluk yaptıkları için ceza verildiğini” söylemişti.
Artık herhangi bir meslek erbabının kendi işini yapmasına öyle kolay izin verilmeyeceği anlaşılmaktadır. Bir yoğurtçu, dün dert yanıyordu: “Sabah süte maya çalarken ellerim titredi, dudağım uçukladı; yaptığım acaba bir nevi casusluk ya da birilerine yardım ve yataklık sayılır mı? Torba yasalarından birine bir liste katsalar da kimin ne yapmasına müsaade edileceğini öğrensek!”
Bu gidişle pek yakında böyle haberler mi göreceğiz?
“Bir berber, sakal tıraşı yaparken suçüstü yakalandı. Sakal tıraşı yarım kalan K.A., çenesinde sabunlar ve boynunda berber önlüğü ile konuştu: ‘Berberlerin sakal kesmelerinin yasaklandığını bilmiyordum. Şimdi ben böyle yarısı kesilmiş sakalla mı dolaşacağım? Avrupa mahkemesine gideceğim!’ dedi.”
“Terörle mücadele ekipleri, aldıkları bir istihbarat üzerine, Maltepe nikâh dairesine düzenledikleri operasyonla bir nikâh memurunu, tam nikâh kıymak üzereyken yakaladılar. Kız tarafının şahidi kalabalıktan yararlanarak kaçmayı başardı. Diğer şahit ise nikah masasının altına saklandığı yerde kıskıvrak yakalandı. Çıkan arbedede gelinle damat ‘Direne direne evleneceğiz!’ diye slogan attılar. Davetliler nikâ h şekeri paketlerini kolluk kuvvetlerine fırlatmaya başlayınca polis biber gazı kullandı; ikisi polis, dördü davetli altı kişi yaralandı.”
İnsanların bildikleri hatta iyi bildikleri işleri yapmaları aşırı derecede demokratik olmayan ülkelerde zaman zaman yasaklanmıştır:
Ankara Valisi Nevzat Tandoğan Marksist gençlere, “Siz kim oluyorsunuz? Memlekete komünizm gerekirse onu biz getiririz!” dememiş miydi? Valiye göre Marksizm, Marksistlerin işi değildi!
Aslında şaşmamak gerekir: Başbakan’a başbakanlık yaptırmadıkları bir ülkede gazetecilerin gazetecilik, doktorların hekimlik yapmalarını mı bekliyordunuz? Aklıma bir de Fransız fıkrası geldi:
Krallardan biri, sarayında soytarı bulundurmaz, kendini bütün meddahlardan daha becerikli bulur, tüm maskaralıkları kendi yaparmış. Kralın eşek şakalarından çok sıkılan maiyeti başbakana başvurmuşlar:
Lütfen ona söyleyin, soytarılığı bıraksın, krallığını yapsın!
Başbakan böyle adama böyle bir şey söyler de başını belaya sokar mı? Hizmetlileri başından savmış:
Haşmetli kralımızın saray soytarılarına maaş vermemekle ulusal bütçemize her yıl ciddi bir katkıda bulunduğunun farkında değilsiniz galiba? Bana bir daha böyle saçma isteklerle gelmeyin!
“Doğruuuu!” demiş yalakalar, “bak kralımız yine en doğruyu yapıyor!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Böcek yeriz o zaman! 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları