Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sağlık şehidi
Ersin Arslan’ın öldürülmesi aslında çok daha utanç verici bir nedene dayanıyor. 17 yaşındaki katil, dedesinin ölümünün, maaşının kesilmemesi için yetkililere bildirilmesini istemedi. Bu isteği haklı olarak yerine getirmeyerek normal rutini işleme sokan ve ölümü bildiren doktor Ersin Arslan’ı ise korkunç bir ceza bekliyordu. 10 gün boyunca tehdit edildikten ve eli bıçaklı torun tarafından üç gün boyunca takip edildikten sonra bir gün öğle saatinde yemekten önce ellerini yıkadığı sırada bıçaklandı.
Aslında sebebi her ne olursa olsun korkunç gerçek değişmiyor; genç bir doktor barbar bir hasta yakını tarafından göz göre göre, hunharca bıçaklanarak öldürüldü.
Ailenin tek okuyan çocuğu olarak isminin başına doktor unvanını almaya hak kazanan ve 3 ay sonra dünyanın en güzel diğer bir unvanını, babalığı hak edecekken neredeyse bir hiç uğruna bu hayattan, sevdiklerinden, beklediklerinden koparılan bu genç bilim adamının hesabı kimden sorulacak?
Ersin Arslan’ın aldığı tehditleri kendisine bildirdiği halde yeterli güvenlik önlemini sağlayamayan baş hekimden mi? Bıçakla, satırla, tabancayla hastane koridorlarında kol gezen şiddetin gün be gün sağlık alanına hâkim olmasının önüne geçemeyen Sağlık Bakanlığı’ndan mı? Sağlık çalışanlarına yönelik sözel ve fiziksel şiddete her gün şahit olarak artık bu haberleri normalleştiren, manşetlere taşımayan, üçüncü sayfa haberi yapan kamuoyu ve toplumdan mı?
Yoksa performans sistemiyle, 5’er dakikalık muayene süreleriyle işletilen, “çok kazanıyorlar, bunlar paragöz” şeklinde olumsuz imajları yaratılan, verdikleri hizmetin karşılığında övgü yerine şiddet gören, mesleklerinin kutsallıkları hiçe sayılan, altyapı eksikliklerinin mağduru olan, üzerlerinden politika yapılan doktorlardan oluşan sağlık sisteminden mi? Sağlıkta şiddet konusu artık masada. Bakalım o masadan sağ salim kalkabilecek mi…
Köy Enstitüleri
Köy Enstitüleri haftasındaydık… Toplumun çok büyük bölümünün köylerde yaşadığı ve o köylerin çok çok büyük bir bölümünde okulun olmadığı, nüfusun sadece parmakla sayılabilecek küçücük bir kısmının okuma yazma bildiği günlerde aydınlanma temelli eğitim rüyasının hayata geçirilmesi oldu köy enstitülerinin gelişi.
Kültür, tarım ve teknik derslerle donatılan sistem yoksulluğa, geri kalmışlığa karşı başlatılan kutsal bir savaştı aslında. Kendi elektriklerini üreten, bir eli kalem, kağıt, öteki eli çimento, demir tutan, kendi okullarını kendileri inşa eden, hatta köylerini kuran öğretmen ve öğrenciler gerçekten üreterek öğrenmenin tadını, güzelliğini, verimini ve faydasını yaşayıp yaşattılar topluma.
14 sene boyunca ekip biçtikleri tarlalardan 17 bin öğretmenlik hasılat aldı, İsmail Hakkı Tonguç’ların, nam-ı diğer Tonguç Babaların, Hasan Ali Yücel’lerin mimarı olduğu köy enstitüleri. Ta ki? Ta ki, 1954’te “komünist yuvası” ismi takılana kadar. Tam 17 bin pırıl pırıl zihin yarattı…
Tiyatrolara ne oluyor?
Şehir Tiyatroları artık İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin atadığı bir kurul tarafından yönetilecek. Mevcut yönetimin yön vermek istediği yeni alan sanat mı acaba. Aslında bu tavrın ilk adımları belki de “ucube” tartışmaları yapıldığı sırada başlamıştı.
Şehir Tiyatroları’nda hangi oyunların oynanacağının belirlenmesi görevinin tiyatroların genel yönetmenlerinden alınmasını belediyelerin sanata müdahalesi olarak yorumlayanlar haksız mı? Belediyelerin tiyatro oyunlarıyla ilgili söyledikleri tavsiye sınırını aşmamalıdır, bağlayıcı, mecburi bir nitelik taşımamalıdır.
Sanatın yapısında vardır dinamizm, muhalefet, yenilikçilik, ilericilik… Bu olmazsa olmaz niteliklerini kaybetmemek için özgürlüğe ihtiyacı vardır, uçsuz bucaksız olmalıdır sanat. İktidarların beğendikleri sanat anlayışı, bireysel fikir ve inançların gölgesi tiyatro sahnelerine düşmemelidir…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!