Sadık Çelik
Sadık Çelik sadik.celik.gorus@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

PKK ne kazanıyor?

27 Nisan 2013 Cumartesi

Aslında PKK herkesin gözü önünde elde ediyor kazanımlarını.
Murat Karayılan çekilme takvimiyle ilgili bir basın toplantısı gerçekleştireceğini
açıklıyor. Gazeteciler orada bulunmak, bu tarihi ana tanıklık etmek için günler öncesinden
harekete geçiyor. Tüm büyük medya kuruluşlarının temsilcileri oraya koşuyor. Karayılan
çekilme tarihi olarak 8 Mayıs’ı işaret ediyor.
Bu ilk çekilme aşamasının ardından anayasal değişiklikler ve silah bırakma
aşamalarının nasıl gerçekleşeceğini de bir bir anlatıyor.
30 yıllık bir silahlı çatışma tarihinin baş aktörlerinden biri olarak silahların yerine
demokratik siyasete geçişin önemini vurguluyor.
Diğer tarafta PKK’nın terör örgütü yerine “aktivist” olarak anılması, Avrupa
Komisyonu Parlamenterler Meclisi'nin raporuyla başlıyor.
Ve artık örgüt liderinin, bırakın ondan katil diye bahsetmeyi, siyaset yapmasının bile
önü açılacak yönündeki öngörüler kuvvetleniyor.
Tüm bunlar bir arada değerlendirildiğinde PKK’nın artık kendini yeni baştan
resmetme, dünya karşısında meşruiyetini ilan etme fırsatı kazandığı ortada.
 

Ateist otistikler

Adana Otistik Çocuklar Sağlık ve Eğitim Derneği Başkanı sosyolog Fehmi Kaya
otistik çocukların beyinlerinde inanç alanı olmadığı için Allah’a inanmayı bilmediklerini ve
bu yüzden otistiklerin doğuştan ateist olduklarını içeren son derece provoke edici bir açıklama
yaptı.
Otistiklerle ilgili çizdiği bu karanlık tabloya dair çözüm önerisini de açıklayarak;
otistik çocuklar için açacakları ücretsiz terapi merkezlerinde onları inançlı birer insana
dönüştüreceklerini belirtiyordu.
Zaten birçok alanda algı ve ifade güçlüğü çektikleri için otistik olarak tanımlanan
çocuklar üzerinden, inanmayı bilmedikleri gibi manasız bir çıkarımda bulunmak ne inanç
hassasiyeti ile ne de insaniyetlikle açıklanabilecek bir yaklaşım değildir.
Bu, durumdan vazife çıkartmak olarak mı tanımlanmalı, yoksa hüküm süren genel
bir anlayışın dışavurumu mu, ya da sadece kişisel bir bakış açısının tezahürü olarak mı kabul
edilmeli…
Gerçek bunlardan hangisi olursa olsun kabul edilebilir değil.
Aldığı yağmur gibi tepkilerden sonra Fehmi Kaya özür diledi ve sözlerinin yurtdışında
bazı bilim adamlarının araştırma sonuçlarına dayandığını, kendisinin sadece bu sonuçları
aktardığını, bunların kendi görüşü olmadığını söyleyerek tepkilerin yükünden sıyrılmaya
çalışsa da bu o kadar kolay olmamalıdır.
Zira düşüncesizce yapılan böylesine bir açıklamanın, otizmli çocuklara büyük
haksızlık olmanın ötesinde, yakınlarının ne denli üzüntü duymalarına sebep olacağını tahmin
etmek herhangi bir insan, hele ki kendini bilime adamış bir sosyolog için pek de zor olmasa
gerekti.

THY’de içki yasağına yeni açıklama

Lojistik güçlükler ileri sürülerek ekonomik açıdan sorunlu olduğu gerekçesiyle iç
ve dış hatlarda getirilen içki yasağına, hafta içinde THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi
Topçu’nun yaptığı açıklamayla yeni bir boyut kazandırıldı.
Topçu’nun yaptığı açıklamaya göre; geçtiğimiz sene 28 alkollü uçak yolcusu rahatsız
edici davranışlarda bulunduğu ve uçuş güvenliğini aksattığı gerekçesiyle kelepçelenmiş.
Milyonlarca yolcu arasından 28 kişinin rahatsız edici davranışlarda bulunması üzerine
bu kadar ani ve acil önlem alınabilmesi karşısında herhalde yetkilileri tebrik etmek gerekir.

Bunun üzerine hala illa ki uçakta içmek istemenin bir anlamı olmadığını da eklemiş
Hamdi Topçu.
Uçakta içmekte ısrar etmenin değil ama bunun, son yıllarda örneğine sıkça
rastladığımız hayat tarzlarına yönelik genel bir müdahale geleneğinin bir parçası olduğunu
düşünmekte ısrar etmenin anlamı var.
Topçu’nun açıklamalarını dinledikten sonra, o zaman içki yasağının arkasındaki
gerekçenin ekonomik olmadığını iddia edenleri fazla alınganlıkla suçlamak ne kadar
doğruydu diye düşünmeden edemiyor insan.

sadik.celik.gorus@gmail.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları