Sadık Çelik
Sadık Çelik sadik.celik.gorus@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Küresel Isınma Kurultayı'ndan

26 Kasım 2011 Cumartesi

İklim değişikliği, küresel ısınma gibi ekolojik olayların kapsamı aslında ekonomiyi, enerji yatırımlarını, toplumsal hayatı ve hukuku da içine alan, hem bireysel hem kurumsal, hem de toplumsal tabanda bir sorumluluk sahası oluşturmaktadır.

Dünyamızın iklimi ile ilgili pek çok şeyi bilmiyoruz; çünkü iklim, fiziksel, kimyasal ve biyolojik süreçlerin birbirleriyle etkileşimi sonucu ortaya çıkan, çok karmaşık, meteorolojik olaylardır.

Buna karşın iklim değişikliğinin seyri ile ilgili doğruluğuna inandığımız bazı önemli kanıtlar var.

Öncelikle gezegenin ısındığını ve buna da insan faaliyetlerinin yol açtığını biliyoruz. Ancak yeryüzü ne kadar ısınacak? Bunun küresel ve yerel etkileri ne olacak? İnsan yaşamı bundan nasıl etkilenecek? Bunun gibi yanıtlayamadığımız pek çok soru, küresel ısınmayı tersine çevirecek birtakım önlemleri almamızı engelliyor ve geciktiriyor.

Küresel ısınmayı durduracak hatta geri döndürecek önlemlerin alınması için yasal düzenlemeleri vakit geçirmeden yaşama geçirmesi gereken siyasetçiler, dünyaya yön verenler, ne acıdır ki bilmediklerimizi bahane ederek harekete geçmekte isteksiz ve kararsız davranıyorlar.

Bilinen, gezegenimizin daha da ısınacak olmasıdır. Bu dünya bizim hepimizin ortak evi. Buraya kısa süreliğine misafir olarak gelmişiz gibi davranamayız. Dünyanın varoluşunu doğrudan ilgilendiren sorunlara kayıtsız kalamayız. Soğuk savaş dönemi geride kaldı, dünyayı yok edecek kadar nükleer silah yerinde duruyor olsa da nükleer dehşet dengesi ve savaş tehlikesi uzak ihtimal ama bu kez devam edegelen insan faaliyetlerinin yol açtığı küresel ısınma tehdidiyle karşı karşıyayız. İnsanlık buna ilgisiz ve seyirci kalmamalıdır.

İklim değişikliğini hafife almak insanlığın ve dünyamızın felaketi olacaktır. Dünya bize atalarımızdan miras kalmadı, biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık.

Yaş 30, bedel 30 bin

Aylardır, hatta yıllardır beklenen bedelli askerliğin koşulları nihayet açıklandı: 30 yaşından gün almak, 30 bin Türk Lirası bulmak. Bu iki koşulu yerine getirenler kışlaya selam bile vermeden tezkere sahibi olacaklar. Önceki bedellilerde uygulanan 21 günlük eğitim süresi bile bu sefer kaldırılıyor. Böylece bedelliler, ülkenin her kesiminden insanların bir ay kadar bile olsa bir araya geldikleri, eğitim gördükleri, aynı muamelelerden geçtikleri ve isteseler de istemeseler de kaynaştıkları, birbirlerini daha yakından gördükleri, belki de birbirlerini anladıkları bu kısa süreçten ve temel askerlik eğitiminden bütünüyle muaf kalıyorlar.

Böylesine yerleşmiş bir “asker adam, asker millet” anlayışını yıkan, asker ocağından hiç mi hiç geçmemiş, asker üniformaları ve elinde silahıyla objektife hiç poz vermemiş yepyeni bir nesil bekliyor bizi.

Yasa tasarısı herhangi bir değişiklik yapılmadan, CHP’nin bedelli askerlik yaşının 28’e indirilmesine yönelik önerisi de reddedildikten sonra, jet hızıyla Milli Savunma Komisyonu’nda kabul edildi. Komisyonun aldığı karar bu haliyle uygulamaya konulduğu takdirde ortaya çıkacak olan bariz eşitsizliği giderecek biçimde düzenlemelerin yapılması, “her Türk asker doğar” yerine “her yoksul asker doğar” şeklinde bir anlayışın toplum bilincine yerleşmemesi şarttır. Bu noktada muhalefetin sunduğu ve sunacağı çözüm önerilerini ve önergeleri de dikkate almak ve Meclis’in yüce çatısına yaraşır bir biçimde, elbirliği ve ortak görüş zemininde eşitlik ile adalet duygusunda deformasyonun önüne geçmek gerekir.

24 Kasım

Ülke gündeminin keşmekeşinden, yoğunluğundan fırsat bulup da gazete manşetlerine taşıyamadığımız bir 24 Kasım’ı daha geride bıraktık… İsmimizi yazmayı; ismimizi mesleğimizin, başarılarımızın, sevinçlerimizin, hüzünlerimizin, özetle yaşamımızın altına yazmayı kendilerinden öğrendiğimiz, başta Van depreminde hayatını kaybeden öğretmenlerimiz olmak üzere bu memleketin aydın, fedakâr, emekçi, vicdanlı tüm öğretmenlerinin geçmiş Öğretmenler Günü kutlu olsun.

sadik.celik.gorus@gmail.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları