Sadık Çelik
Sadık Çelik sadik.celik.gorus@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Çiğ sütte yaşanan sorunlar

02 Ocak 2010 Cumartesi

Süt ve süt ürünlerinde hijyenin sağlanamamasının yol açtığı sorunların başında halk sağlığı açısından oluşturduğu tehlike ve olumsuzluklar geliyor. Kaliteli ve nitelikli süt ve süt ürünlerinin üretilmesi için ön koşul, kaliteli çiğ sütün elde edilmesidir. Aksi takdirde çiğ süt üretimi hem üretici, hem tüketici hem de sanayici için sorun teşkil eder. Meseleyi daha çarpıcı hale getiren ise ülkemizde üretilen 12 milyon ton sütün ancak 5 milyon tonunun hijyenik koşullarda üretiliyor olmasıdır. Halk sağlığı açısından çok önemli bir yere sahip olan sütün, fiyatlarında istikrarın sağlanamaması ve fiyatlarda yaşanan mevsimsel dalgalanmalar üreticileri ve tüketicileri olumsuz etkiliyor.

Türkiye’de 2008 yılının ikinci yarısından başlayarak 2009 yılının haziran ayına kadar bazı bölgelerde 40 kuruşa kadar gerileyen son yılların en düşük çiğ süt fiyatlarının aksine yükselen yem ve girdi fiyatları üreticileri ekonomik bir çıkmaza sürükledi. Bu ve başka yapısal sorunlar üreticilerin büyük bölümünün dişi hayvanlarını kesime göndermesine ya da üretimden uzaklaşmalarına sebep oldu. Tüm bunlar üretim düşüşüne neden olup arz açığı doğurarak fiyat yükselmelerini de beraberinde getirdi. Bugün sorunların kaynağı gibi gösterilen olumsuzluklar aslında küçük üretici ve işletmelerin tasfiyesidir. Başka bir deyişle sorunların çözümü yerine üretim güçlerinin uluslararası ve yerli tekellere teslim edilmesidir.

Son dönemde hayvan varlığındaki azalış; yaşanan küresel ekonomik kriz, canlı hayvan ihracatı ve meraların azalması sonucudur. Ayrıca artan et fiyatlarının yanı sıra başta yem olmak üzere artan girdi maliyetleri, çiğ süt fiyatlarındaki düşüş neticesinde birçok üreticinin ellerinde bulunan damızlık nitelikteki süt sığırlarını dahi kestirme yoluna gitmeleri de hayvan sayısının azalmasına sebep olmuştur. Dolayısıyla bu yaşananlar ve mevsimsel nedenler süt fiyatlarının artmasında etkilidir.

Süt sektörünün mevcut başlıca sorunları arasında üretime ilişkin kayıt ve istatistiklerin tam doğru şekilde tutulmaması, çiğ süt arzında mevsimsel dalgalanmalar meydana gelmesi, kayıt dışı ve kontrolsüz süt üretimi ve satışı, ucuz süt tozu ithalatı, pal yağının üretimde kullanılması, yapılan çeşitli hileler, üreticilerin satış aşamasında çiğ süt fiyatlarının belirlenmesinde pazarlık gücünün zayıflaması bulunmaktadır. Diğer taraftan ülkemizde toplum genelinde süt tüketim alışkanlığının yeterli düzeyde olmaması, pazarlama kanallarının karmaşık, dağınık olması ve aracı marjlarının yüksek düzeyde bulunması, sektörde ihtisaslaşma ve yatırımı teşvik edici destekleme politikalarının olmaması, üretici ve sanayici kesimin kredi ve finansman ihtiyaçlarının uygun koşullarda sağlanamaması, süt üretiminde kaliteyi arttırmayı özendirici ve kalite-fiyat ilişkisi temelinde uygulanan bir ceza-prim sistemi bulunmaması önemli görülen eksikliklerdir.

Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu’nun (SEK) özelleştirilmesiyle birlikte piyasada çiğ süt fiyatını düzenleyen, çiftçiye ödediği alım fiyatıyla aynı zamanda taban fiyatı işlevi gören bir kurumun ortadan kaldırılmış olması, piyasanın üretici ve kooperatifler dışında özel sektörün inisiyatifine ve insafına bırakılması en büyük olumsuzluklardır. Yapılan inceleme ve araştırmalar kurumun özelleştirilmesi öncesi dönemde süt/yem paritesinin 1.5-2 olarak gerçekleştiğini göstermektedir. SEK’in özelleştirilmesinden sonra bu oranın ortalama 1 civarında seyrettiği ve hatta bazen yem fiyatlarının aşağısına düştüğü gözlenmiştir.

Sektörde üretimin sürdürülebilirliği ve rekabet gücünün arttırılması için süt ve süt ürünlerine dönük destekleme politikaları yeniden gözden geçirilerek iyileştirilmelidir. AB uyum ve üyelik sürecinde kota tahsisi, AB gıda güvenliği ve hijyen standartları, kayıt tutma, örgütlenme vb. konularda üreticilerin ve tüketicilerin eğitimi ve bilinçlendirilmesi, özellikle küçük çiftçi ve üretici birliklerinin, kooperatiflerinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi, kayıt dışılığın önüne geçilmesi süt sektöründe istikrarın sağlanmasının yanı sıra halk sağlığı için bir zorunluluktur.

2010 yılının tüm okuyucularımıza yeni bir başlangıç olması dileğiyle yeni yılın bu ilk yazısından iyi yıllar.

sadik.celik@keyveni.com.tr



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları