Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
CHP'nin umut kurultayı
2003 senesinde Baykal’ın “kavgalı eve kız, kavgalı partiye oy vermezler…” şeklinde konuştuğunu görüyoruz. Baykal, o dönemde CHP’nin, etnik ve mezhepsel grupların birbirleriyle çatıştığı parti haline geldiğini ve bu durumu aşmak amacıyla blok liste tercihi yaptığını bugün dile getiriyor. Çok değil sadece iki sene öncesine, 21 Aralık 2008 kurultayına gittiğimizde de yine Baykal’ın “blok listenin esas, çarşaf listenin istisnai bir düzenleme” olmasından yana tavır koyduğunu görebiliyoruz.
Şimdi Deniz Baykal geçmişteki tutumunu unutmak suretiyle fikir değişikliğine gidip, koşulların farklılaştığını öne sürerek çarşaf listenin esas, blok listenin istisnai yöntem olarak belirlenmesini istiyor. Ancak il başkanlarının dün öğlen saatlerinde bu kurultayda blok listeyi desteklediklerini oy birliğiyle açıklamaları Kemal Kılıçdaroğlu’nu kırk katır mı kırk satır mı ikileminden kurtarmıştır. İl başkanlarının aldığı bu karar partinin önünü açarak Kurultay sonrası genel seçimlere birlik, beraberlik ve bütünlük içerisinde daha güçlü bir şekilde gidileceğinin mesajını vermiş ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğini güçlendirmiştir
Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun çalışkan, içten, samimi duruşu, mütevazı yaşamı, halkçı tavırları -bazılarının kullandığı ifadeyle- “acemi siyasetçi” yaftasının önüne geçmektedir ve ona toplumda çok ciddi bir karşılık sağlayarak genel seçimlerde başarılı olmasına katkı sağlayacaktır.
Çarşaf liste elbette demokratiktir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Ancak bu saatten sonra kimse listeler üzerinden demokrasicilik oyununa girmesin. Kemal Kılıçdaroğlu bu kongrede blok liste yerine çarşaf listeyle de gitmiş olsa seçim sonuçları değişmeyecektir. (Kemal Kılıçdaroğlu’nun çarşaf liste yöntemini kullanması durumunda ve 6 ay sonraki genel seçimlerde tüm bölgelerde ön seçimi kullanacağını açıklaması CHP’nin yüzde 40’ları aşmasına, toplumun vereceği desteğe daha büyük katkı sağlayacaktır).
Değişim
34. kurultayla ilgili tartışmalar genellikle blok liste-çarşaf liste ekseninde dönmüş olsa da kurultayın hem CHP hem de ülke siyaseti açısından önemi bu eksenin çok ötesinde değerlendirilmelidir. Ayrıca parti içi tüzük kavgaları, kurultay çekişmeleri, bir başka deyişle içe dönük kavgaların genel seçimlere 6 aydan kısa bir zaman kalmışken partiye yarardan çok zarar getireceğinin de herkes tarafından bilinmesi gerekiyor.
Liderini değiştiren bir muhalefet partisi olarak CHP, bir anlamda kendisini destekleyen kitlelere kan vermiş, umut ve heyecan aşılamıştır. Ancak CHP parti içinde ve halk üzerinde yarattığı bu etkiyi geliştirerek büyütmek zorundadır. Bu doğrultuda bugün gerçekleşecek olan kurultaydan çıkacak yeni parti meclisi farklılığını, üstünlüğünü, toplumu temsil etme kabiliyetini göstererek, CHP’nin, iktidarın sorumluluğunu sırtlanabilecek bir altyapıya ve özgüvene sahip olduğunu halk nezdinde kanıtlamalıdır. Eğer genel merkez ve delegeler kendilerini bekleyen görevin öneminin bilincinde olurlarsa bu kurultaydan güçlenerek çıkıp kendilerini “iktidara taşıyacak olan iradeyi oluşturma” yolunda büyük mesafe katetmiş olacaklardır. Ne olursa olsun bu noktada CHP delegesi tarihi sorumluluğun farkına vararak üzerine düşen görevi hakkıyla yerine getirmelidir! “Gerekli donanımlara sahip, seçimi göğüsleyecek, ülkeyi içine düştüğü ekonomik, siyasi ve ahlaki erozyondan çekip çıkaracak bir hazırlığın kurultayı” olmalıdır.
Parti meclisinde emekçilere, bilim adamlarına, sendikacılara, esnaf ve meslek odalarının sözcülüğünü yapacak insanlara; solculara, Kürtlere, Alevilere, gençlere ve pozitif ayrımcılık yapmak suretiyle kadınlara yer verilmeli; CHP, SHP-CHP birleşmesinde özverili davranışıyla Türkiye sosyal demokrat hareketine örnek olmuş Murat Karayalçın’ın şahsında, sol, sosyal demokrat kadrolarla yeniden kucaklaşarak iktidar yürüyüşünü kolaylaştırmalıdır.
Konuya bir bütün olarak bakacak olursak, ülkenin içinde bulunduğu koşullar, kurultayın sorumluluğunu arttırarak, sorunlara hoşgörülü ve somut bir zeminden bakacak bir yapı oluşturulmasının önemini ortaya koymuştur. Özellikle de son günlerde yaşanan öğrenci polis çatışmalarını, ülke gençliğiyle siyasi iktidar arasına giren mesafeyi, soğuk rüzgârları, iki yapının birbirine yabancılaşmasını, alevlenen Kürt sorununu düşünürsek CHP’nin tüm bu sorunları doğru bir sosyoloji gözlüğüyle inceleyip bunlara daha kapsayıcı bir anlayışla yaklaşması, Doğu ve Güneydoğu’ya açılarak toplumdaki farklı duygu, değer ve beklentileri anlamaya çalışması gerekmektedir. Siyasetin var olan problemlere karşı duyarsız kalmasına ya da bu problemler için çözüm üretememesine alternatif olarak solda değişim özlemine yanıt verecek sağlam bir yeni yönetim çatısı inşa etmesi gerektiği su götürmez bir gerçektir. Bunları gerçekleştirebildiği taktirde CHP, iktidara giden yolda sol şeride kayarak hız kazanacaktır. Bu yolda sözde demokrasicilik oynamanın ya da demokrasi üzerinden hazırlanan oyunlara gelmenin vakti değildir.
Keyveni Catering Yönetim Kurulu Başkanı ve Cumhuriyet Gazetesi Köşe Yazarı Sadık Çelik-sadik.celik.gorus@gmail.com
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!