Sadık Çelik
Sadık Çelik sadik.celik.gorus@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bira Festivali mi İçki Yasağı mı?

21 Temmuz 2012 Cumartesi

Belirli bir ahlak anlayışının tüm topluma topyekûn dayatılması ve gerektiği noktada zor kullanarak uygulanması...

Bilgi Üniversitesi’ne ait Santral İstanbul kampusunda 10 yıldır sorunsuz bir biçimde gerçekleştirilen bir müzik festivalinin, üstelik her türlü yasal izin alınmışken, her şey kitabına uygun olarak düzenlenmişken, bira festivali diye isimlendirilip, “Eyüp halkının hassasiyetleri” dolayısıyla festivalde içki satışının engellenmesi...

Kutsal ay ramazanı ve Eyüp civarındaki kutsal mekânları öne sürerek “Biraya geçit yok” diyen sözde cesur yüreklerin dediğinin olması... “Kendilerinden olanların” gücü elinde bulundurduklarını fark ettiklerinde aslan kesilenlerin, savunmasız ve yalnız festival gençlerine delikanlılık raconu kesip, onları tehdit edip, hayat tarzlarına müdahale ettiği gerçeği.

18 yaşının üstündeki festival katılımcıları müzik dinlerken içki içip içmemek arasında karar verme özgürlüğüne sahip değiller. Ayran ya da kola içme özgürlüğüne sahipler. Yetişkin bireyler olarak nasıl eğleneceklerine onlar adına başkaları; baskıcı, tehditçi, müdahaleci ahlak zaptiyeleri karar veriyor.

“Farklı hayat tarzlarına saygılıyız”, “Biz herkesin iktidarıyız”, “Herkes özgürlüklerini rahatça kullanabilecek” sesleri de boşlukta taklalar atarak gözden hızla uzaklaşıp kayboluyor.

Oysa ki içki de kürtaj gibi yasak kabul etmez bir olgudur. Ve bira yasağına karşı çıkmak insanların içki içmelerini teşvik etmek, içkiye destek vermek anlamına da gelmez; çünkü buradaki amaç sadece kişisel özgürlük alanlarının korunmasına çalışmak, hak ve özgürlük kısıtlamalarının önüne geçmektir.

Eyüp halkının gösterdiği hassasiyeti dikkate alanlar, içki içip içmemeye karar verme özgürlüğüne sahip bireylerin bu özgürlüklerinin aniden ellerinden alınması konusunda gösterebilecekleri hassasiyeti de göz önünde bulundurmalıdır.

Sahip olunan bir özgürlüğün birdenbire sizden alınması yaşam alanınızı sınırlayan, eksilten, daraltan bir durumdur ve siz bu özgürlüğünüzü vermemek için direnirsiniz. Yasaklara karşı başvurulan yasadışı çözümler de bu noktada yoğunlaşır, yaygınlaşır. Bu anlamda içkiyi yasaklamak asla bir çözüm olamaz.

Üstelik “halk bunu istiyor” bahanesinin arkasına gizlenerek bunu yapmak ancak ve ancak insanlar arasında infiali, ayrışmayı, kini körükleyecektir. Tarihi, toplumsal ve bireysel tecrübeler hep aynı doğruyu, yetişkinlerin kişisel tercihleri konusunda toplumsal yasakların bir işe yaramadığını göstermiştir.
 

Yasaklanan miting

İster sevelim ister sevmeyelim BDP milletvekilleri de halk tarafından seçilmiştir, halkın temsilcileridir. TBMM’nin parçası olan bir siyasi partinin düzenlemek istediği mitingin vali tarafından “güvenliği sağlayamam” gerekçesiyle iptal edilmesi kabul edilemez. Bu, yetki dışı bir harekettir.

Siyasi parti mitinginin yapılmasının yasaklanması ve bunun ardından miting yapmak üzere meydanlara gelen insanları güç kullanarak dağıtmak, savaş manzaralarını aratmayan görüntüler, olaylar sonucunda bir milletvekilinin, üstelik bir kadın milletvekilinin yaralanması hiçbir biçimde hoş görülmez.

Güvenliği sağlayamam, provokasyon olur diye alınan “tedbirler” daha kötü bir kutuplaşmaya, öfkeye, yabancı basına yansıyan ayağından yaralı vekil fotoğrafları berbat bir ülke imajına, barış için yapılacak bir mitingi engelleyen yönetim görüntüsüne sebep olmadı mı?

Bu arada İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Diyarbakır’daki olaylara ilişkin, “Zavallı 18 tane milletvekili” şeklindeki sözleriyle, halkın oylarıyla seçilmiş 18 milletvekili hakkında yaptığı yorumla, Uludere olayıyla ilgili kullandığı “figüranlar” ifadesinden sonra bir kez daha tepkileri üzerine çekmeyi başardı.

Zaten öfke nöbetlerinden kurtulamayan bir coğrafya işte bu şekilde daha derin bir öfkeye hapsediliyor; kin ve şiddete yönlendiriliyor.

sadik.celik.gorus@gmail.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları