Sadık Çelik
Sadık Çelik sadik.celik.gorus@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Alkole zamlar içmeden çarpıyor!..

06 Kasım 2010 Cumartesi

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, alkollü içeceklerdeki ÖTV artışının fiyatlara yansımasının yüzde 4 ile yüzde 12.5 arasında gerçekleşeceğini açıkladı. Bu veriler, rakıdaki zam oranının geçen yılla kıyaslandığında 3 katına çıktığını gösteriyor. Halbuki 2009 yılının Aralık ayında yapılan zam oranı yüzde 10 dolaylarındaydı. Bunun üzerinden henüz bir sene bile geçmemişken gelen son zamlar, alkollü içecek ve turizm sektörünün büyük tepkisine neden olmaktadır. Türkiye Şarap Üreticileri Derneği Başkanı Coşkun Güner, şarabın da payını aldığı ÖTV zammına ilişkin olarak zaten borç içinde çalışan şarap üreticilerinin morallerinin iyice bozulduğunu söyledi. Güner şöyle konuştu: “Söyleyecek kelime bulamıyorum. Türkiye’de vergi alınacak başka sektör yokmuş gibi akaryakıt ve alkoldeki vergilerde sürekli artış oluyor. Bu yıl 4 şarap üreticisi vefat etti. Bu arkadaşlarımız; vergi, satışlar, borçlar derken sıkıntıdan öldü. Bu sektördeki herkes stres altında. Her vergi artışı ağır bir yük getiriyor, tüketiciye yansıtamıyoruz, tahsilat da yapamıyoruz. Zaten şarap üreticisi borç içinde çalışıyor.”

Konuyla ilgili bir başka açıklama da Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Yönetim Kurulu üyesi Osman Ayık’tan geldi. Ayık şunları söyleyerek konunun ticari boyutuna dikkat çekti: “Bizim açımızdan iki türlü risk var. Maliyetlerin bu kadar artıyor olması rekabet şansımızı öldürüyor. Rakamlar TL bazında artıyor. Ama bizim gelirlerimiz döviz bazında. Bir yandan dünyayla rekabet ettiğimiz için döviz bazında gelirlerimizi arttıramıyoruz. İşletmecilerin her geçen gün kârlılığı azalacak. Sürekli ve düzenli bir büyüme sağlanamayacak. Ayrıca daha da önemlisi kaçakçılığı daha fazla körükleyecek.”

29 Ekim 2010’dan itibaren alkollü içkilerden alınan ÖTV’ye gelen zammın, 2011 bütçesine 1 milyar TL dolayında katkı sağlaması beklenirken 2010 yılında toplam 54.6 milyar TL ÖTV geliri tahsilatı yapılacağı tahmin ediliyor. ÖTV’nin toplam vergi gelirleri içindeki payı ise yüzde 23 dolaylarında.

ÖTV gelirinin en büyük bölümü petrol ve petrol ürünlerinden elde edilmektedir ki bu rakamın 2010 yılı için 30.6 milyar civarında olması öngörülüyor. Önem sırasına göre petrolden sonra gelen tütün ve tütün mamullerinin ÖTV’si ise 16.4 milyar TL. Buna karşın alkollü içeceklerden elde edilen vergi geliri 2.1 milyar TL. Diğer ÖTV gelirleri ise motorlu taşıtlardan gelen 3.7 milyar TL, dayanıklı tüketim mallarından gelen 1.3 milyar TL, alkolsüz ve kolalı içeceklerden gelen 212 milyon TL’den ibarettir.

Anlaşılacağı üzere toplam vergi gelirleri içinde alkollü içeceklerden gelen ÖTV’nin payı sadece yüzde 0.9 iken tütün ve tütün mamullerinden gelen verginin payı yüzde 6.9 oranındadır. Bu veriler, alkollü içeceklerin ÖTV’sine yapılan zammın salt bütçeye gelir aramadan kaynaklanmadığını ortaya koymaktadır.

O halde hükümet, alkollü içeceklerde uygulanan ÖTV’ye neden bu kadar yüksek bir oranda zam yapma gereği duymaktadır?.. Yüzde 30’luk bu rekor artışla ilgili Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten ilginç bir açıklama geldi. Şimşek, “Bizim için gelir değil, vatandaşın sağlığı önemli” şeklinde konuştu. “Vergiler sadece bütçeye gelir sağlamak amacıyla arttırılmaz.” Kimi zaman “Hayatın Tanzimi” için de vergi oranlarıyla oynanabilir!.. Burada önemli olan nokta siyasi iradenin niyeti ve izlediği politikalardır. Teoriler, söz konusu niyet ve politikalar üzerinden hayata geçirilir. Bu da toplum mühendisliğidir.

Bu anlayış ve tutum doğrultusunda hükümetin alkol fiyatlarını sağlığa zararlı gerekçesiyle yükselttiğini kabul edelim. Bakan Şimşek’in açıklamasından yola çıkarak söz konusu anlayışın sadece ve bilhassa insanların sağlığıyla ilgili duyulan endişeden kaynaklandığını düşünelim.

Ancak bu noktada gözden kaçırılmaması gereken acı gerçekler olduğunu da unutmamalıyız. Alkollü içeceklerin vergisinin aşırı yükseltilmesinin, dün olduğu gibi bugün de merdiven altı olarak tabir edilen kayıt dışı üretimle sahteciliğe yol açtığı bilinmektedir. Bu affedilmez sahteciliğin sonucunun ise bozulan sağlıklar ve ölümler şeklinde ortaya çıktığını geçmişte acı bir biçimde tecrübe ettik. Korkumuz, olumsuzlukların tekrarlanmasıdır!

Hoş geldin Bekir Ağabey. “Pencere”den “Onuncu Köy”ü görme fırsatı verdiğin için teşekkürler…

sadik.celik.gorus@gmail.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları