Öztin Akgüç

Politikada ilkesizlik

03 Mayıs 2023 Çarşamba

Vatan, millet, hizmet söylemiyle yapılan politikada, kişisel güdüler, tutkuların, egoların tatmini, bireysel beklentilerin yönlendirici olduğundan, söylem-eylem, zaman içinde söylem mekân itibarıyla söylem ve eylem tutarsızlıkları çelişkileri yaşanıyor. İlkesizlik etik değerlere de yansıyınca kişisel övünmeler, gösteriler, karalamalar, olayları saptırmalar olağanlaşıyor.

Birbirine zıt görüntü veren partilerin aynı ittifak içinde yer almasını, partilerin aday listelerini, bazı kişilerin geçmişlerinden çok farklı görüntü vermelerini, zamana göre her rengi boyamalarını yadırgamamak, ilkesizliğin doğal davranışları olarak görmek gerekir.

Emperyal güçlerin en etkili kozu, hedef ilkelerde bazı hareketleri yozlaştırmak, yönlendirmek için ipleri kendi ellerinde kuklaları (dummy) piyasaya sürmeleri, desteklemeleridir. Kukla, kişi, STK hatta siyasal parti olabilmektedir. Gerçek görüntüsü verilen kuklanın, emperyal gücün en etkili kozu olduğu komplo teorisi değil yaşanan gerçektir.

Ülkemizdeki olayları analiz ederken, bağımsızlık savaşı sırasındaki iç isyanları ve kalıntılarını, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’yle (BOP) bağlantılı F. Gülen olayını göz ardı etmemek gerekir.

Mustafa Kemal Paşa’nın Amasya Tamimi ardından, Milli Mücadele’yi baltalamak için başlatılan dış destekli din motifli ayaklanmalar tüm savaş sırasında sürmüş; Ankara Hükümeti Garp Cephesi’nden daha çok iç isyanlarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Bağımsızlık Savaşı sonrası, Türkiye Cumhuriyeti karşıtları siyasal olarak sırasıyla Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Serbest Fırka, Demokrat Parti (DP) ardında yer almış, DP’nin iktidara gelmesinde etkili olmuşlardır. Ülkede günümüzde de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını içselleştirememiş kişi ve gruplar bulunmakta, emperyal güçler tarafından yönlendirilmektedirler. Bir STK olan İngiliz Muhipleri (Dostları) Cemiyeti’nin de Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışının hemen ertesinde kurulduğu da dikkatlerden kaçmamalıdır.

Hazırlıklarına 1970’li yıllarda başlandığı anlaşılan ABD’nin BOP, daha sonra Kuzey Afrika ülkelerini de kapsamına alan (GOP) projesiyle bölgedeki ülkeler arasında ekonomik işbirliği oluşturmak, bölgeyi kurulacak ortak kurumlar aracılığı ile ekonomik ve siyasal açıdan ABD’ye bağlamak amaçlanır. Bölgede ekonomik işbirliği oluşturmak için coğrafi yakınlık, tarihi bağlar yeterli olmayıp ülkelerin siyasal ve ekonomik yapılarının da benzer ve seçilen bir modele uygun olması gerekir.

Bölge için siyasal model olarak ılımlı İslam, ekonomik model olarak da uluslararası finansal piyasalara da eklemlenmiş serbest pazar düzeni örnek olarak da Türkiye seçilmiştir. 24 Ocak kararları ile ekonomik düzen, 12 Eylül askeri darbesiyle siyasal düzen uygulamaya konulmuştur. Gerekli kadroların yetiştirilmesi, yerleştirilmesi görevi de oluşturulan F. Gülen hareketine verilmiştir. Çıkar sağlayarak, beklenti yaratarak, ürküterek, telkin yapılarak kısa sürede toplumun hemen her katmanında, kurumunda gereken kadro oluşturulmuş, F. Gülen hâlâ temizlenememiş, kök salmıştır.

15 Temmuz olayı sonrası ABD’de yerleşmiş F. Gülen’in yargılanmak üzere Türkiye’ye getirilmesi gündeme gelmiş, bu amaçla ABD’ye klasör klasör delil ve kayıtlar gönderilerek F. Gülen’in iadesi talep edilmiştir. Ancak isteğimiz ve ABD’nin incelemesi “muş” aşamasını geçememiştir. Politikacılar, bürokratlar, iş insanları, medya F. Gülen’in Türkiye’ye gelmesini, yapılacak açıklamalar nedeniyle istemez. ABD ise ajanlarını teslim etmez. Aksi halde ajan bulması zorlaşır, gizli kalmış ajanları deşifre olur. Çok zorda kalırsa ajanını tedavi eder. Ölüler konuşamaz. 

Kıbrıs’ta katliamı durdurmak için Türk uçakları havalanır, Türkiye çıkarma hareketine hazırlanırken L. Johnson’ın İsmet İnönü’ye mektubu, İnönü’nün “Üçüncü dünya kurulur Türkiye orada yerini alır” yanıtı üzerine ABD ile müzakereler başlamış iken İnönü hükümetinin kendilerini milliyetçi muhafazakâr olarak yaftalayanlarca düşürülmesini de not etmek gerekir. 

Olaylar alt alta konulduğunda ülkede yalnız kişilik, ilkesizlik sorunu değil, işbirlikçiliğin daha vahim olduğu görülür.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Stag değil slumpflasyon 11 Eylül 2024

Günün Köşe Yazıları