Öztin Akgüç

Kalkınma değer yargılarının değişmesi

04 Eylül 2024 Çarşamba

Kalkınma, bireyin gelirinin artması değil değer yargılarının, davranışının değişmesi, eğitim düzeyinin yükselmesidir.

Özür dileyerek Rahmi Turan’ın Sözcü’de “Kaçan kaçana” başlıklı köşe yazısında yer alan bir mektuptan alıntılar yaparak başlayacağım.

“Türkiye’de en değersiz şey bilgidir.”

Bilgi, okuma, araştırma, gözlem, deney sonucu edilen öğrenim, kavramlar, düşünsel üründür. Bilgi, bireyin düşünme, yargılama, akıl yürütme, irdeleme yetisini geliştirir; yeni düşüncelerin doğmasına, gerçeğin kavranmasına olanak sağlar.

Bilgi, ayartıyı, yanlış yönlendirmeyi önler. Bilgi destekli akılcı yaklaşımda, önsel (apriori) doğru kabulü yok, irdeleme vardır. Bilgi; düşünce ve davranışta bireyi özgürleştirir, gerçeğe ulaşmaya yönlendirir.

Gelişmekte olan toplumlarda bireyler arası bilgi bakışımsızlığı, dengesizliği daha belirgin ve derindir. Bilgi düzeyi farklılığı, toplumda ikilikliğe, çatışma ve çekişmeye yol açmaktadır. Bilgiye değer verilmeyen sıradanlığın egemenliği, bağımlılık yaratmakta, gelişmeyi engellemektedir. Bilgi yetersizliği, izlenen başarısız politikaların, etkili olmayan önlemlerin, kötü yönetiminin de ana nedeni olmaktadır. 

Gelişmek, kalkınmak, sorunları çözmek için bilginin gerçek değer olduğuna, paylaşıldıkça çoğalacağına, değerleneceğine de inanmak gerekir.

Türkiye’de bilgili, deneyimli, dürüst, çalışkan kişiler sevilmez.

Bilgi, eğitim, dürüstlük, dik duruş, toplumun çıkarlarını savunma; değer yargılarının, beklentilerin farklı olduğu kurum, firma ve örgütlerde uyumsuzluk yaratır. Kişi de buralardan bir şekilde dışlanır.

Toplumda bilgiye, niteliğe değer veriliyor izlenimi yaratmak için iç ve dış çevrelerce övgülerle, saygın sıfatlar yakıştırılarak “kâzip şöhretler” türetilir. YÖK sonrası akademik unvanlar da bollaştığından bu kişiler, akademik unvanlarıyla yandaş, yarı yandaş TV kanallarında çıkar çevrelerinin ve kendilerini destekleyenlerin sözcülüğünü yapar, toplumu yanılgıya sürükler.

Toplumda ikili oyun, takiyye yaygındır. Bir yanda bilgiye, sanata, eğitime önem verildiği izlenimi yaratılırken, öte yanda amaçlar saptırılır, gerçek niyet gizlenir, nitelikli kişiler tasfiye edilir. Kukla kişiler, kurumlar aracılığıyla toplumda algılama yönetimi yapar.

Toplumu yanılgıya sürükleyen, eleştirisel gibi gözükse de yalakalığın, ağırbaşlığı söylemidir: “Reis, başkan, patron iyi de çevre kötü.” Fizik kanunu da olsa birleşik kaplar teorisi toplum için de geçerlidir. Birleşik kaplarda boştaki kap su düzeyini belirlediği gibi, kurum, örgüt, firmalarda da yönetim düzeyini, başkanın, patronun düzeyi belirler. Uyum sağlamayan ya ayrılır ya da yeniden yapılanma ve benzer gerekçelerle elenir.

Kalkınmayı engelleyen değer yargıları, davranış biçimlerini gözlemleme, yakınma değil, sorunun çözümüne elden geldiğince, olabildiğince katkı yapmak gerekir. Bir yetişkin için tepki, herhalde ülkeden ayrılma, kaçma olmamalıdır.

Ülkede ülke yararına, toplum yararına savaşım veren STK’ler vardır. STK’ler Milli Mücadele başlangıcında oluşan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’ne benzetilebilir. Başarılı olmaları desteklenebilir.

Değer yargıları, davranış biçimleri değişmeden laik, hukuka bağlı bir düzen kurulmadan kalkınma gerçekleşmez.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları