Öztin Akgüç

Fenerbahçe'den Beklentiler

11 Eylül 2011 Pazar
\n

\n

Fenerbahçe Stadının tahta tribünlerinde, stadın yalnız Kurbağalıdereye bakan yönündeki arkası ağaçlıklı açık tribününde karşılaşma izlemiş herhalde çok az Fenerli kaldık. Cihat, Murat, Ahmet, Esat, Küçük ve Büyük Haliller, Küçük Fikret (Kırcan), Taka Naci, Melih (Katanca), Boncuk Ömer, Büyük Fikret (Arıcan), Halit; bu isimleri çoğu Fenerli anımsar. Ancak seyretme olanağını bulmuş Fenerli sayısı ne yazık ki giderek azalıyor. Belki geçmişe dönük özlem, 1940ların Fenerbahçesini, bazı sıraları çatlak, çökük, yer yer kırık, arkası ağaçlıklı tahta açık tribününü arıyorum. En lüks stadlar bile, o tahta, birkaç sıradan oluşan açık tribünden maç izleme zevkini, heyecanını vermiyor.

\n

Şike soruşturması, TFFnin kararı, UEFAnın tutumu, kuşkusuz bunların hepsi en azından can sıkıcı, üzücü... Bu konularda yorum yapmak beni aşar, duygusal yargılara götürebilir. Dileğim, temennim, Fenerbahçenin şike işlerine bulaşmamış olmasının kanıtlanması; beklentim de herkesi tatmin edecek, adil olduğuna inanılacak yargı kararının oluşması... Şike iddiaları, soruşturmaları konusunda görüş bildirecek değilim. Yalnız iki husus dikkatimi çekiyor. Niçin odakta Fenerbahçe var? İkincisi, niçin şike olayında özel mahkeme yetkili oluyor ve farklı standartlar uygulandığı izlenimini veren tutuklamalar yapılıyor?

\n

***

\n

Şike tek taraflı işlenebilecek bir suç değil, kesinlikle karşı tarafın olması gerekiyor. Medyaya yansıtıldığı kadarı ile geçen sezon oynanan lig maçlarının on sekiz veya on dokuzunda şike şüphesi hatta kanıtı olduğu söyleniyor. Niçin diğer kulüplerin adı pek duyulmuyor da odakta Fenerbahçe bulunuyor? Yalnız Fenerbahçeye uygulanan, uygulanabilecek yaptırımlar gündemde, tartışılıyor. Anlayabilmiş değilim.

\n

Şike suçlamasına neden özel yetkili mahkemeler bakıyor? Niçin sanıkların bir bölümü tutuklanırken bir bölümünün tutuksuz yargılanmasına karar veriliyor. Zanlı bir kulüp başkanının kefaletle serbest bırakılmasına karar verilir, daha sonra kefalet koşulu ve yurtdışına çıkma yasağı dahi kaldırılırken bir grup zanlı yönetici, çalıştırıcı, tutuklanıyor. Bu konuda da kamuoyunu tatmin edici bir yanıt verilmiyor. Çifte standart uygulanıyor izlenimi yaratılıyor.

\n

***

\n

Fenerbahçe, bir yandan TFF, diğer yandan UEFA, belki de tüm bu uygulamaların ardında bir siyasal gücün bulunduğu kuşkusu ile çeşitli alanlarda, terim yerinde ise savaşım veriyor. Bazı yazar ve yorumculara göre bilek güreşi yapıyor. Onlara göre, Fenerbahçenin bu bilek güreşinden, savaşımından galip çıkması olasılığı yok. Ancak unutulan nokta şu, haklı olmanın verdiği güç. Fenerbahçeliler haklı olduklarına inanıyorlarsa, olayı bir tür komplo, bühtan olarak görüyorlarsa, savaşımını sürdürecekler. Sonuçta kulübün her alanda galebe çalması olasılığı yüksektir. Fenerbahçe, eğer varsa, bir komploya, çifte standarda yenik düşmemelidir.

\n

Fenerbahçe taraftarlarına, sporculara, kulüp yöneticilerine, bu savaşımda önemli görev ve sorumluluk düşmektedir.

\n

Fenerbahçeli taraftarlar, ayartılara, tahriklere, sataşmalara, küçümsemelere ve suçlamalara aldırmadan, öfke seline kapılmadan, takımlarını Fenerbahçeliliğe yaraşır vekârla, soğukkanlılıkla, şiddete kaçmadan desteklemelidir. Gösterilecek şiddet, Fenerbahçe aleyhine sonuç doğuracaktır. Keskin sirke küpüne zarardırdeyimi unutulmamalıdır.

\n

Fenerbahçeli sporcular, taşıdıkları formanın tarihi ağırlığının bilinci ile, geçen yıllarda olduğu gibi spor alanlarında üstünlüklerini sürdürmelidirler. Yapılanlara karşı verilecek en iyi yanıt, spor alanlarındaki ezici başarı olacaktır.

\n

Çeşitli alanlarda savaşım vermek zorunda kalan Fenerbahçeyi bu dönemde yönetmek, özveri, sorumluluk gerektiren şerefli bir görevdir. Tüm yöneticilerin Fenerbahçeliliğe yaraşır, yakışır biçimde gerekenleri yaparak, görevlerini başarı ile yerine getireceklerine inanıyor ve bekliyoruz.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları