Öztin Akgüç

CHP’li olabilmek

12 Ağustos 2020 Çarşamba

CHP, Cumhuriyetin ilanından önce Mustafa Kemal tarafından Cumhuriyetin temel taşı olarak oluşturulmuştur.. Partinin Türkiye’ye, kurucusu Mustafa Kemal’e karşı sormluluğu, yükümlülüğü vardır. Emperyal dış güçlerin ve onların yerel uzantılarının saldırılarına karşı Cumhuriyeti korumak, tam bağımsız, özgür, saygın Türkiye ülküsünü gerçekleştirmek CHP’nin vecibesidir. Kökeni Sivas Kongresi’ne uzanan partinin mallarına el konulmasına, 1980 sonrası kapatılmasına, iç ve dış kumpaslara karşın yüz yılı aşkın süredir varlığını sürdürmesi, inançlı, yurtsever, ilkelere bağlı tabana dayanmasının sonucudur. Atatürk idealini içselleştirmiş her CHP’li, amaca odaklanarak partinin varlığını sürdürmesini sağlamıştır.

Dış ve iç Cumhuriyet karşıtları, temel taş CHP’yi yerinden oynatamadan Cumhuriyeti yıkamayacaklarını bildiklerinden, kuruluşundan itibaren parti üzerine kumpaslara yeltenmektedirler.

Partinin İktidara Doğru Yürüyüş (37’nci) kurultayından sonra, istifalardan, yeni parti kuruluşundan söz edilmesi, partiye, yöneticilerine yönelik eleştirilerin olması sorun göstergeleridir. İzleyebildiğim kadarıyla eleştiriler şöyle özetlenebilir:

- Delege sistemi partinin tabanını tam yansıtmadığından belli koşulları yerine getirmiş tüm parti üyelerinin karar almada daha etkili hale getirilmesi ile örgütün yönetimde etkinliğinin artırılması, partinin daha başarılı olmasına olanak verecektir. Partinin belli çevrelerle ittifak arayışı, rakip parti seçmenine yönelme gibi kaygılar, etkili muhalefet yapmasını sınırlamaktadır.

- Partinin programını, Altı Ok’un anlamını, amaçlarını yeterince açıklamaması, laikliği yeterince savunmaması, devrimciliği gündeme getirmemesi partinin oylarını etkilemektedir.

- Partinin cumhuriyetçi, laik, devrimci nitelikleri olan STK’lerle yakın ilişki kurmaması başarısını sınırlamaktadır. CHP, 1980 öncesi oy oranı bir yana, SHP dönemine göre de daha düşük oy alabilmektedir.

- Partinin ittifak arayışı, ilkelerinden ödün vermesine yol açmaktadır. 

- Parti adına yapılan açıklamaların zaman ve mekân itibarıyla tutarlılığına özen gösterilmelidir. 

İttifak stratejisinin etkinliği konusunda görüş ayrılıkları vardır. 31 Mart yerel seçimlerinde, 1992 sonrası en başarılı sonucun alınmasında Millet İttifakı’nın, Başkan’ın süreci iyi yönetmesinin, kişisel faktörlerin etkili olduğu genel görüşü yanısıra, halkın Erdoğan-Bahçeli ikilisine tepkisini de yansıttığı ileri sürülmektedir. Sayın Bahçeli, seçim öncesi Cumhur İttifak’ı üç büyük ilde seçimi yitirirse, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin (CHS) geçerliliği gündeme gelir açıklamasını yapmışsa da seçim sonrası CHS’nin geçerliliği gündeme getirilmemiştir. Şaibeli bir halkoylaması sonucu, olupbittiye getirilen sistemin yasallığı sürekli tartışılmalıdır.

Eleştirilerde, kişisel tutkular, kırgınlıklar, küskünlükler yer almakta ise de duygusal kişisel sorunlar partinin genel sorunu olarak dikkate alınamaz. Partide bazı görevler, orunlar için çekişme olması, izlenen stratejinin, alınan kararların, seçim sonuçlarının farklı değerlendirilmesi, tekseslilik olmaması doğal ve yararlıdır. Ancak partiden ihraç, istifa, ayrı parti kumaya yönelme, çözüm olamaz. Geçmişte de CHP’den ağır top olarak nitelendirilen isimler ayrılmış, ayrı parti kurma denemeleri olmuş ise de bu tür girişimler başarısızlıkla sonuçlanmıştır. CHP’nin Milli Mücadele’den gelen çekirdek tabanı, başkanlarının istifası halinde dahi partiyi sahiplenmiştir.

Partinin ittifak arayışı yerine, ilkelerini savunmasının, halkçılık, devletçilik, devrimcilik ilkelerinin bileşkesi olarak değişim programı ortaya koyarak daha başarılı olabileceği ileri sürülmektedir. Geçmiş uygulamalar CHP’nin yüzde 40’ı aşan oy alabileceğini göstermiştir. CHP’nin yüzde 25 oy tuzağına takılmayacak bir strateji izlemesinin uygun olacağı eleştirisi yapılmaktadır. Eleştiriler yapılırken CHP’nin kurum kimliğinin, tüzelkişiliğinin yöneticilerden farklı olabileceği dikkate alınmalı, eleştirilerin adresi net ve belli olmalıdır.

Parti yönetimi sorunlara çözüm bulma görevi ve sorumluluğunu taşır. Bu bağlamda koşullar normalleştiğinde bir program kurultayının toplanması, konuları inceleyecek komiteler kurularak, komitelerin hazırlayacakları raporların, önerilerin tartışıldıktan sonra kamuoyuna taahhüt olarak sunulması önerilmektedir. Delege sistemi yerine, örgütün daha etkin bir şekilde kararlara katılabileceği bir düzenin de getirilmesi öneriler arasındadır. Örgütün kararı, tercihleri, olası itirazların, tepkilerin de önlenmesine katkıda bulunur. Katılımcı yönetim parti üyeliğini de özendirerek partiyi daha etkili hale getirebilir.

Önemli olan, CHP etiketi ile başkan, bakan, milletvekili, belediye başkan adayı olmak değil, CHP’li olabilmektir. Partiyi içselleştirmiş kişilerin partiden kopması söz konusu olamaz. Kişi inançlarından, ülke için ideallerinden vazgeçemez. Eleştirilecek konular varsa çözüm istifa değil, parti içinde inançları doğrultusunda savaşım vermektir. CHP’li olmanın Türkiye’ye, kurucusu Mustafa Kemal’e karşı sorumluluğu vardır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları