Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Terlik ve Lahmacun Diplomasisi (06.12.2011)
ABD Senato Dış İlişkileri Başkanı iken Türkiye karşıtlığı ile tanınan Başkan Yardımcısı Joe Biden’in Türkiye ziyaretinde basın haberlerine “terlik” ve “lahmacun” damgasını bastı.
\n4 Aralık’ta Cumhuriyet’teki “Türkiye’de Bulunmamız Tesadüf Değil” başlığı, gerçekte bu ziyaretin özünü oluşturuyordu. Türkçedeki “çocuktan al haberi” sözünü bu ziyaret için “büyükelçiden al haberi” biçiminde değiştirirsek bu başlığın ne anlama geldiğini daha iyi algılayabiliriz.
\nBiden, Bağdat’tan Ankara’ya geldi. Bağdat’ta Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve Başbakan Nuri el Maliki ile görüntüleyen bir fotoğrafta dördüncü kişi ABD’nin büyükelçisi James Franklin Jeffrey de görülüyordu.
\nJeffrey’i Türk okurları çok iyi anımsarlar. Askerlik üniformasını bırakıp diplomasiye geçen Jeffrey, Adana’daki başkonsolosluk döneminde İncirlik Üssü ile ilişkileri yürütmüştü. Sonrasında, Ankara elçiliğinde ikinci adamlık, büyükelçilik yapmış bir diplomattır.
\nŞimdi Irak’ta büyükelçi olan Jeffrey, Bağdat’ta Amerikan askerlerinin “Zafer Karargâhı”nı yerel yönetime devretmek zorunda kaldı. 2003’te Irak işgal edilince yerleşilen bu karargâhta “yok yoktu”. Bir Amerikalı asker, evinin mahallesinde gıda atıştırma alanında ne buluyorsa, orada hepsinin şubeleri vardı. Ayrıca golf sahasından balık avlamaya kadar boş zamanı değerlendirme olanakları da hizmetindeydi.
\nAncak “Zafer Karargâhı”nın adı bugün kâğıtta kaldı. 170 bin askerden geride kalan 12 bini de bu ay sonuna değin Irak’tan çekilecek. Sekiz yılda öldürülen 4 bin 500 asker, 2 bin 100 sivil Amerikalı Niyazi oldu! Bu rakama yaralılar dahil değil. 104 bin Iraklı ve bu olayları izleyen 173 meslektaşımız yaşamını yitirdi. 805 milyar dolarlık savaş faturası ABD ekonomisindeki bunalımın temel nedeni oldu.
\nŞimdi Ankara’da Francis J. Ricciardone, Jr. büyükelçilik yapıyor. Türk okurları Ricciardone’yi de anımsarlar. Ankara’da ikinci adamlık ve büyükelçilik koltuklarında Jeffrey ile öncül-ardıl olmuşlardı. Ricciardone, sonra Afganistan’da ve Irak’ta görev yaptı. İki ayrı ülkede çokuluslu askeri görevlendirmeyi yüklendi. Türkiye merkezli Irak’ta huzur harekâtında TC-ABD komutanlarının danışmanıydı.
\nBiden’in Bağdat-Ankara ziyaretinin bu iki büyükelçinin gözetiminde gerçekleşmesi Cumhuriyet’in “Türkiye’de Bulunmamız Tesadüf Değil” başlığını da doğruluyor. Çünkü görüşmenin ağırlığını Irak ve geleceği, bu gelecek içinde PKK’nin durumu oluşturdu. İş burada bitmedi! Bu ay içinde ABD Savunma Bakanı Leon Panetta da Ankara’ya gelerek bu geleceğin ayrıntılarıyla Suriye’deki oluşumları iki karargâh arasında belirleyecek.
\n***
\nBiden’in Türkiye karşıtlığından söz etmiştik. ABD Kongresi, “lobilerin at koşturduğu ve seçilenlerin bu doğrultuda nutuk attıkları yer olarak” tanımlanabilir. Biden’in, Yunan-Rum, Ermeni, Yahudi lobilerinin temsilcileri olarak Ankara’da girişimlerde bulunması kaçınılmazdı.
\nBiden, ekonomiyi övüp Türk hükümetine yağ yakarken İsrail ile iyi ilişkiler, Ermenistan ile imzalanan protokollerin TBMM’de onaylanmasını da istedi.
\n***
\nNe demiştik? “Büyükelçilerden al haberi!” Morton Abramovitz’i 1990’da Ankara’ya büyükelçi atamasının resmi açıklaması yapılmadan önce Nev York’ta bir Yahudi dostumun onuruna verdiği bir akşam yemeğinde tanımıştım. Ankara’da Türkiye-İsrail ilişkilerini güçlendirmeyle görevliydi.
\nBu başarısı Yahudi lobisinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı hiçbir resmi unvanı olmadan Beyaz Saray’da George V. Bush tarafından kabulünü sağlamaya ve lobinin verdiği en yüksek özel nişana kadar götürmüştü.
\nNe demişti Cumhuriyet başlığında? “Türkiye’de Bulunmamız Tesadüf Değil!” Biden ile Abramovitz de aynı günlerde İstanbul’da idi. Katıldığı bir toplantıdan sonra basına “ABD, Türkiye’ye ilişkin kaygılarını bölgedeki çıkarları açısından şimdilik bir kenara bıraktı!” dedi. Bunun Türkçesi Vaşington, Ankara ile sorunlarını askıya aldı, “köprüyü geçinceye kadar dayı” siyasası izleniyor demekti.
\n90’lı yılların sonunda daha Erdoğan’ın bugünlere geleceği bilinmezken Abramovitz’in Erdoğan’ı Necmettin Erbakan’ın yerine hazırladığı yazılmamış mıydı? Şimdi Abramovitz bakın ne diyor:
\n“ABD’nin Türkiye’ye gereği var, ama AKP’ye değil! Türk basını Erdoğan’ın hastalığına saygı gösteriyor. Bu durum ABD’de olsaydı, basın didiklerdi. Başbakan’ın hastalığını kurcalayın!” Bayram değil, seyran değil bu da ne demek oluyor?
\nPanetta, Türkiye-İsrail konusunda birkaç gün önce “İki ülke ilişkilerinin gidişatından çok derin kaygı duyuyorum. İsrail birkaç yıldır Ortadoğu’da geleneksel güvenlik ortaklarından yalıtlanıyor. İsrail’in, Türkiye ile uzlaşması, İsrail’in de, Türkiye’nin de, ABD’nin de çıkarına...” dedi. Bunları İsrail’e söylediğini, Ankara’ya da ileteceğini açıkladı.
\n***
\nGelelim Yunan-Rum lobisine... Bu lobi Vaşington’daki temaslarla yetinmedi, ABD’deki Ortodoks kiliselerinin Başpiskoposu Demitrios’u İstanbul’a gönderdi. Başpiskopos, Biden’in Fener Patriği Vartolomeos ile görüşmesine de katıldı. Garibime giden nokta, Biden 16 Kasım’da Vaşington’da Demetrios’un makamına ziyarete gitmiş, orada zaten görüşmüşlerdi.
\nKatolik Biden’in Ortodoks Patrikhanesi’nde kiliseye mum dikmesini anladık da 20 gün içinde bu yoğun görüşmeleri anlayamadık. Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasından patriğin evrenselliğine giden yollar ve kim bilir başkaca neler konuşuldu? Anlaşılan Yunan-Rum lobisi Türkiye’de basketbol deyimiyle “adam adama savunma” siyasını yoğunlaştırıyor.
\n***
\nEvinde resmi amaçlı hiçbir yabancıyla görüşmeyen Erdoğan, bu kuralı Biden için bozdu. İki saat süren görüşme için Biden’i ve heyet üyelerini “Müslüman evine” ancak “terlik”le sokarak bir ayrıcalık yaptı.
\nSonrasında tipik Amerikan sevgi tanıtımı yansıması için Fatih-Samatya’da çarşı pazar dolaştı. Bill Clinton’un deprem bölgesinde bir bebeği öpmesiyle yarattığı “hayranlık patlaması” düzeyini Biden yakalayamadıysa da bu yöredeki esnafın gönlünü kazandı. Ezine peyniri, zeytin, lokum aldı; midye dolmasına baktı ama fıstıklı kebap ve lahmacunla karnını doyurdu.
\nBu arada Biden, “2. Küresel Girişimcilik Doruğu”nda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Türk ekonomisine “Küçük balığı büyük balık değil, hızlı balık yer” sözleriyle yağdırdığı övgüyü dinledi.
\nBiden, konuşmasında değişiklik yapıp “Genç köpekbalıklarının denizinde ABD hâlâ balina” sözleri ile genç Babacan’a “Seni ham yaparım” demek zorunda kaldı!
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Kaynanasını hiçbir zaman sevemeyen 4 kadın burcu
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Mahruki yine yandı
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!
- Özel görüşmenin ayrıntılarını açıkladı!