Şam'ın Şekeri mi?

13 Nisan 2012 Cuma
\n

\n\n\n

Dün sabah saat 6.00da, Birleşmiş Milletlerin eski yazmanı ve Suriye sorununda arabulucu Koffi Annanın öngördüğü 6 maddelik planın ateş kesilmesini ve askeri birliklerin çekilmesini öngören maddesi yürürlüğe girdi.

\n

Dün öğleden sonra bu satırlar yazılırken gelen ilk haberlere ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlunun açıklamasına göre komşumuzdaki şiddette düşme gözlenmiş, ateş kesilmiş, askeri birlikler kışlalarına çekilmeye başlamıştı. Tabii bu oluşumun ne kadar süreceğine temkinli yaklaşmak gerekir!

\n

Son durumun bilançosu Suriyede 13 ayda yaklaşık 9 bin kişi öldürülmüş, 20 binin üzerinde çoluk çocuk Türkiyeye sığınmak zorunda kalmıştı. Türkiye daha önce de Iraklı diktatörlerin Kürtlere yönelik şiddet uygulamasında yüz binlerin sığınmasına ve onların bakımına, yabancıların seyirci kalmasına alışıktı.

\n

***

\n

Türkiye-Suriye arasındaki soğukluk giderilmiş, sınırdaki mayınlar temizlenmeye başlanmış, ikili ticaret ve ekonomi gelişmişti. Bir yıl geçmeden nerelere gelindi, şimdilerde nelerden söz ediliyor?

\n

ABDde bazı kaynaklar, örneğin bundan önceki seçimlerde başkan adayı John McCain Suriyeye askeri harekât gerekli sözleri ile savaş tamtamları çalıyor.

\n

Bazı Batılılar, Türkiye ile Suriye arasında askeri tampon bölge öneriyor. Temizlenen mayınların yerine sınıra başta TSK olmak üzere yabancı askerler yerleştirilecek, demektir.

\n

Beşşar Esadın sınırdaki askerleri, vur deyince öldür uygulaması ile yalnız Türkiyeye sığınmak için kaçan Suriyelileri değil, sınır aşan atışlarıyla iki Türk görevlisini de yaraladı.

\n

Bu olayın ardından geçen yıl şapır şupur öpüştüğü Esada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bizi oraya gelmeye zorlama demekle kalmadı, Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütünün (KAAÖ) 5. maddesinin uygulanabileceğinden söz etti. Daha önce BM Sözleşmesinin 51. maddesi de anımsatılmıştı. (Her iki maddenin içeriği için kutuya bakınız.)

\n

KAAÖnün 5. maddesi BMnin 51. maddesinden gücünü almakta, sınır ihlali durumunda Türkiyeye Güvenlik Kurulunun kararını beklemeden Suriyeye askeri müdahale hakkını tanıyor.

\n

Yıllardır Kuzey Iraktan Türkiyeye yönelik sınır ihlalleri yapılıyor, ama her nedense Türk yetkililer bu konuda bugüne değin söz konusu maddeleri ağızlarına almamışlardı. KAAÖyü Irak sınıra davet etme önerisini İlhan Selçuk Cumhuriyette yazmıştı!

\n

Erdoğanın sınır ihlaliile ilgili 5. madde açıklamasına destek Avrupa Konseyi Genel Yazmanı Thorbjorn Jaglanddan geldi. ABD Dışişleri Sözcüsü Victoria Nuland, bu açıklamalara dayalı olarak 5. maddenin yürürlüğe sokulup sokulmayacağı sorusuna şu yanıtı verdi:

\n

Henüz bu aşamaya geldiğimizi sanmıyorum. Türk muhataplarımızla görüşüyoruz ve olaylara dair gerçeklerin neler olduğunu belirlemeye çalışıyoruz. Türklerin bu konuyu Brükselde (KAAÖ karargâhında) gündeme getirmesi beni şaşırtmaz, ama şu anda böyle bir şey olduğuna dair duyum almadım.

\n

KAAÖ sözcüsü Carmen Romero ise Türkiye sınırındaki ihlalden kaygı duyuyoruz. Üyelerimizin güvenliğini önemsiyoruz! dedi.

\n

KAAÖ olasılığına karşı Moskovadan Başbakan Vladimir Putinden KAAÖ Soğuk Savaş dönemi kalıntısıdır sözleri ile tepki geldi.

\n

***

\n

Başta Ankara olmak üzere, BMnin, KAAÖnün, ABDnin Annan Planının çökmesi durumunda nelerin yapılacağı konusunda bir Bplanlarının olmadığı anlaşılıyor. Tampon bölge mi, KAAÖlü 5. madde mi, KAAÖsüz BMli 51. madde mi, belli değil

\n

Amerikalı tarihçi yazar Vebster Griffen Tarpley: Tampon bölgenin kurulması modern Türkiyenin parçalanmasına yol açar.

\n

Alman Sol Parti meclis grubu dış siyasa sözcüsü Jan van Aken: Türkiye, Suriyede askeri bir tampon bölge kurmaktan kaçınmalıdır.

\n

AKPnin eski Dışişleri Bakanı, Ortadoğu uzmanı, emekli büyükelçi Yaşar Yakış: Esad yönetiminin kısa sürede devrileceğini öngörerek yanlış bir siyasa izlendi. Bugün Suriyede günde 80 kişi ölüyorsa, Esad rejiminin çökmesi durumunda ülkede çıkacak daha büyük kargaşada yarın 160 kişi ölecektir. Ayrıca Türkiye sınırında Kürtler ve Alevilerin yaratacakları özerk bölünmeler tehlikeli gelişmelere yol açacaktır...

\n

Prens, diplomat, dışişleri bakanı, başbakan Klemens von Metternich, Napolyonun darmadağın ettiği Avrupa siyasasını ve sınırlarını düzenlemek amacıyla güçsüz Avusturyanın başkenti Viyanada 1814-15te uluslararası kongre topladı. 39 yıl aralıksız başbakanlık yapan Metternichin Bir sorunu sürüncemede bırakmak istiyorsanız, komisyona havale ediniz! sözü ünlüdür.

\n

Dünyada barışı sağlamakla görevli BMde Suriye kararları çökünce Suriye Halkının Dostları adı ile Metternichvari bir oluşum devreye sokuldu. İlk toplantının Tunusta, ikincisinin İstanbulda, üçüncüsünün Pariste yapılacağı açıklandığında, daha o an havanda su dövüleceği belli olmuştu!

\n

Şimdi Türkiye, sığınanlar ile Suriyeden gelecek huzur-şiddet ya da barış-savaş haberleri arasında sıkışmış durumda. Bu sorun gündemimizi daha çok işgal edecek

\n\n\n

KAAÖ 5. madde:

\n

\n\n\n

Taraflar, Kuzey Amerikada veya Avrupada içlerinden bir veya daha çoğuna yöneltilecek silahlı bir saldırının hepsine yöneltilmiş bir saldırı olarak değerlendirileceği ve eğer böyle bir saldırı olursa BM Yasasının 51. maddesinde tanınan bireysel ya da toplu özsavunma hakkını kullanarak, Kuzey Atlantik bölgesinde güvenliği sağlamak ve korumak için bireysel olarak ve diğerleri ile birlikte, silahlı kuvvet kullanımı da dahil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak saldırıya uğrayan Taraf ya da Taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmışlardır. Böylesi herhangi bir saldırının ve bunun sonucu olarak alınan bütün önlemler derhal Güvenlik Konseyine bildirilecektir. Güvenlik Konseyi, uluslararası barış ve güvenliği sağlamak ve korumak için gerekli önlemleri aldığı zaman, bu önlemlere son verilecektir.

\n

\n\n\n

BM 51. Madde:

\n

\n\n\n

Bu Antlaşmanın hiçbir hükmü, Birleşmiş Milletler üyelerinden birinin silahlı bir saldırıya hedef olması halinde, Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli önlemleri alıncaya dek, bu üyenin doğal olan bireysel ya da ortak meşru savunma hakkına halel getirmez. Üyelerin bu meşru savunma hakkını kullanırken aldıkları önlemler hemen Güvenlik Konseyine bildirilir ve Konseyin işbu Antlaşma gereğince uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden kurulması için gerekli göreceği biçimde her an hareket etme yetki ve görevini hiçbir biçimde etkilemez.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları