Issız Adam!

04 Eylül 2012 Salı

 

Yabancı basın, Başbakan Recep Tayyıp Erdoğandan ve Türkiyeden Ortadoğunun ıssız adamı diye söz ediyor.

Oysa Ahmet Davutoğlunun 0 sorun diyerek göreve başlayıp TCnin dış siyasasını “00” yapmadan önce Türkiye de Erdoğan da Ortadoğuda saygınlığa sahipti. Erdoğanın ve Türkiyenin başına ne geldiyse uygulamalı diplomasiden nasibini almamış, kahve falına bakarcasına kâğıt üzerinde varsayımlar üreten bir dışişleri bakanından sonra köprülerin altından çok sular aktı.

***

İzmirli hemşehrimiz ozan Homerosun şarap renkli deniz dediği Akdeniz sularında Erdoğan ve eşi, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ve eşini ağırlarlardı.

Sonrasında o denizin derinliklerinden iki pilot subayımızın cesetlerinin çıkarılması durumuna düşüldü. İki dost komşunun arasına kara kedi girdi. Az daha Türkiye, Suriyeye savaş ilan edecekti!

Hani komşunun bahçesinden çocuk sürekli erik çalar. Ağacın sahibi çocuğu uyarır. Bir gün dayanamaz, çocuğa fırlattığı taş baş yarar. Ondan sonra iki komşu birbirine düşman kesilir.

Türk savaş uçakları Suriye hava sahasına, erik hırsızı çocuk gibi girip çıkınca, komşu da taşını atarak ulusal egemenliğinin gereğini yaptı. Türkiye, Anne! Bu adam kafamı kanattı diye yaygara koparan şımarık çocuk gibi ABDden ve KAAÖden yardım istedi Aldığı yanıt Kusura bakma, sen kaşındın olmadı mı? Düşürülen uçak öyküsünün raporları rafa kaldırılmadı mı?

***

1490-92’de İspanya ve Portekizden 200 bin Sefarad Yahudisine Osmanlı İmparatoru 2. Beyazıt kucak açtı.

2. Dünya Savaşında yüzlerce Alman Yahudisi ile Hitler karşıtlarına Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de Türkiyede sığınak sağladı.

1970’lerde Saddam Hüseyinden kaçan on binlerce Kürte Türkiyede barınma olanakları yaratıldı.

Şimdi de 80 bini aşan Suriyeli göçmen Türkiyede, başta Hatay olmak üzere, 9 kampta ağırlanıyor. Türk insanı oldum olası konukseverdir, düşkünden yanadır. Bu gerçeği bu tarihsel olaylar kanıtlar.

Suriyeden gelen göçmenlerin sayısının kısa sürede 100 bine ulaşması bekleniyor. 150 bin Suriyeli Ürdünde Ayrıca on binlercesi Lübnan ve İranda Söylentiler bu sayının milyonu bulacağı yolunda!

***

Olayın en azından iki yönü var Biri insancıl, ötekisi askeri

Esad elbette sütten çıkmış ak kaşık değilİnsancıl yönü için Davutoğlu Nev Yorka Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu toplantısına gitti. 15 üyeden, aralarında ABD, Rusya ve Çin gibi daimi üye ülkelerin de bulunduğu, 10 devletin dışişleri bakanları toplantıya katılmadı.

Toplantıda iyot gibi açıkta kalan Davutoğlu, BM kurumlarının Suriye konusunda beklentilerimizin gerisinde hareket ettiğine şahit olmaktan üzüntü duyuyorum diye yakındı. Çünkü pamuk eller cebe uzatılmamıştı Ne bekleniyordu ki?

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay Bölgedeki istikrarsızlık nedeniyleTürkiyeye gelen turist sayısının azalmasından yakınıyor. Hesapta yokken 100 bin Suriyeli Türkiyeye gelmedi mi; hem de uzun süreli kalmacasına değil mi? Suriyeli, döviz getirmiyor. Üstelik Davutoğluna göre bu göçmenler şu ana değin 300 milyon doları (yarım milyar liradan fazla) götürmüş.

Konunun ikinci yönü olan askeri alana gelince

Hem de Türkiye sınırları içinde Angelina Jolienin girebildiği ama Türk halkının yasal temsilcileri olan milletvekillerine izin verilmeyen Apaydın kampında Suriyeli 1 tümgeneral, 32 tuğgeneral, 82 albay, 59 yarbay olmak üzere 458 askerden, 386sı subay olmak üzere 72 astsubay, silahlı olarak yaşıyormuş.

Davutoğlu ne diyor? Güvenlik gerekçeleri dolayısıyla, özellikle hassasiyet içeren ve kendi güvenliklerinden kaygı duyulan kişilerin bulunduğu özel kamplarda belli uygulamaların, kuralların, disiplinin olması da doğaldır. Yani Türk milletvekillerine gelince yasak hemşerim! oluyor.

ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin Dempsey Suriyeye askeri müdahaleyi gerçekçi bulmuyorum Türkiyenin istediği tampon bölgenin üstesinden ne ABD ne de KAAÖ gelebilir diyor.

Nev Yorkta İngiliz ve Fransız dışişleri bakanları ortak basın toplantıları düzenledi. İngiliz Bakan Villiam Hague BMyi uyarıyoruz. Türkiyenin istediği tampon bölgeye imza atmayınız! derken Fransız arkadaşı Laurent Fabius Bunalımın nasıl gelişeceğini tahmin edemiyoruz. Olasılıkları değerlendiriyoruz sözleri ile topu taca atıyor.

Rusyanın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Vittaly Çurkin Ankaraya ters gelen Suriyeye yaptırımlar kaldırılsın…” önerisinde bile bulunuyor.

Suriye Temsilcisi Büyükelçi Beşşar Caferi ise Türkiye, Suriyenin cellatlığını yapıyor diyebiliyor. Sonuçta Davutoğlu; Türkiyeye düş kırıklığı içinde dönüyor.

Libyada KAAÖnün ne işi var?diyen ve birkaç gün sonra KAAÖ emrinde oraya savaş gemilerini gönderen Ankara, bu kez Brüksele tampon bölge diye yalvarıyor. Gelen yanıt Libya başka, Suriye başkaİkisinin karşılaştırılması gülünçtür! oluyor.

Galiba Davutoğlu, tamponu çarptırarak yalnız Türkiyenin değil, başbakanın da başını yaktı!

Suriyede Tarih Yağması!

 

 

Nerede savaş orada yağma! Afganistan, Irak, Mısır ve şimdi de sıra Suriyede Her geçen gün Suriyeden ölüm haberlerinin yanı sıra tarihsel, kültürel ve dinsel miras yağması ve yıkımı haberleri de geliyor.

Komşu Halep, 1986dan beri UNESCOnun dünya miras listesinde korunması gereken bir kent olarak yer alıyor. 1211de yapılmış olan kalesinin ünlü demir kapısı geçen hafta bir füzeyle uçuruldu.

Hititlerden Osmanlılara kadar geniş bir tarihsel yelpazeye sahip olan Halep, 5 bin yıllık Fırtına Tanrısının tapınağına da ev sahipliği yapıyor.

UNESCO Genel Müdürü İrina Bokova Suriyedeki değerli tarihsel mirasın yıkımından duyduğu kaygılarını açıkladı.

Uluslararası INTERPOL polis örgütü de Suriye şubesinden aldığı, Hama ilindeki Apemea antik kentinden yağmalanan mozaik için, dünya ülkelerini uyardı.

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları