Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Eski Kıta Karışıyor!
Pazar günü Avrupa’da yapılan seçimlerin sonuçları eski kıtanın üzerine karanlık bulutların çökmesine yol açacağa benziyor.
Her ikisi de merkez sağda olan, Avrupa ekonomisinin 1 numarası Almanya Başbakanı Angela Merkel ve 2 numarası Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin soyadlarından esinlenerek takılan “Merkozy” siyasası çöküyor.
Sarkozy ikinci kez seçilemedi. Merkel, yerel seçimlerde güç yitirdi. İki ülkede de ortanın solundaki eğilim iktidara doğru ilerliyor. “Merkozy” siyasasının temel direği olan ve AB anlaşmasının öngördüğü “kamu borçlanmasına sınır getirme” ilkesinin, Fransa’da seçimi kazanan ortanın solundaki François Hollande’ın karşı siyasası ile ortadan kalkacağı anlaşılıyor.
Hollande’ın Merkel’e teslim olmamayı öngören bu siyasa ile AB’nin “borç sarmalındaki dengenin” bozulması olasılığı, Avrupa borsalarını şimdiden düşündürmeye başladı. Hollande, AB ekonomisini “siyasa insanlarının” değil “Avrupa Merkez Bankası’nın” belirlemesinden yana bir görüşü savunuyor.
İşsizliğin arttığı İngiltere’de yapılan yerel seçimlerde iktidardaki Muhafazakâr Parti’nin gerilemesi, müflis Yunanistan’da istikrarsızlığı daha da katlayan seçim sonuçları bulutlanma olasılığını arttırıyor.
Deneyimsiz Cumhurbaşkanı!
Fransa gibi kalkınmış bir ülkedeki 3 milyon işsiz de “cumhurbaşkanlığı seçimi” için pazar günü sandık başına gitti.
Ortanın sağındaki Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin eşini boşayıp, çıplak modellik de yapan Carla Bruni ile evlenmesi, başkanlık sarayını lükse boğması, dünyada en iyi giyinen insanlar listesinde boy göstermesi, sandıktaki oylarını etkiledi. Boyunun kısalığı ile “Napolyon kompleksli” olarak tanınmasına ek olarak çeşitli TV mülakatlarına tabure üzerine çıkması ile alay konusu oluşu da bir başka etkendi.
Gerçekte “sosyal demokrat” olan Sosyalist Parti’nin Başkanı Hollande ise hiç bakanlık yapmadı. Babası aşırı sağcı olmasına karşın gençliğinde tam tersi kampta yer aldı. Alçakgönüllü olarak tanınıyor. Paris’te lüks araba ile değil motosiklet ile dolaşıyor. Kendinden önce Sarkozy’ye karşı seçimi yitiren dört çocuğunun annesi, 29 yıllık “arkadaşı” Segolene Royal’dan ayrıldıktan sonra gazeteci Valerie Trierveiler ile onay gören evlilik yaptı.
İşsizlik karşısında “Keynesçi” bir ekonomi siyasa izleyeceği anlaşılan Hollande, geliri 1 milyon Avro’dan fazla olanlardan alınan yüzde 41’lik vergiyi 75’e çıkaracağını ve böylece yeni yatırımları gerçekleştireceğini açıkladı.
Hollande’ın bu söylemi, borsalarda soru işareti yarattıysa da Sarkozy’nin yüzde 48’ine karşı yüzde 52 oyla seçimi kazandı. Sağdaki Valery Giscard d’Estaing gibi Türkiye karşıtı olan Sarkozy de başkanlık koltuğunda iken 31 yıl sonra seçim kaybeden ikinci sağcı lider oldu. Hollande ise bu koltuğa 17 yıl sonra çıkan ilk solcu…
Türkiye’nin AB üyeliği konusunda iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler nedeniyle “nezaketen esnek olacağı” anlaşılan Hollande’ın “Ermeni Soykırım Tasarısı”nı da öne çıkarmayıp “gereğinde kullanmayı düşüneceği” söylenebilir.
20 Mayıs’ta ABD’nin Şikago kentinde “Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü’nün (KAAÖ)” doruk toplantısında Hollande’ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile tanışması gündemde… Hollande, bu doruktan önce 18 Mayıs’ta ilk kez uluslararası arenaya “Sanayileşmiş Ülkeler Toplantısı”nda çıkacak.
Ancak Hollande’ın önünde çok ciddi bir seçim var. Fransız halkı haziranda milletvekili seçimi için sandık başına gidecek.
Müflis’in Ayasofya Düşü!
Türkiye’de sağcılar Ayasofya’yı “cami” olarak Müslümanların ibadetine açmaya hazırlanırken, Yunan sağcıları da Ortodoks dünyası için “kilise” olarak açmak amacıyla kolları sıvadılar.
İki yıldır “mavi-beyaz” bayrağının yanına “iflas” bayrağını çekmiş olan komşumuz, pazar günkü seçimde “karmaşa kare karmaşa” anlamına gelecek bir sonuç aldı.
Geleneksel hanedanlar yıkıldı. Sağın 2004 Atina Olimpiyatları ile yıkmaya başladığı ekonominin faturası soldaki PASOK’a çıkınca Yeorgios Papandreu siyasetten çekilmek zorunda kaldı. Oysa Papandreu, AB’nin “Merkozy” yönetimine borçların yüzde 70’ini sildirme başarısını göstererek önemli bir ekonomik yükü halkının üzerinden kaldırmıştı.
Bu seçimde, sağ da sol da amip gibi bölününce, pazar günkü seçime katılan 32 partiden biri, oyların ancak beşte birini toplayabildi. Böylece Yunanistan 1974’te Kıbrıs olayları ile devrilen askeri yönetimin ardından kurulan ilk koalisyondan sonra bu kez yeniden bu tür siyasal yapılanmaya gitmek zorunda kaldı.
Ortanın sağındaki Yeni Demokrasi Partisi Başkanı olan ve 1989-92 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı yapan Antonis Samaras hükümeti kurmakla görevlendirilecek. Koalisyonu kuramazsa birkaç gün ara ile 2. ve 3. sıradaki partilere öneri yapılacak. Sonuç çıkmazsa 17 Haziran’da erken seçim var.
Samaras, bu görevde iken “Türkiye düşmanlığı” ile tanınmış, son seçim öncesinde “İstanbul’u özgürleştirmekten” söz etmekle kalmamış, Ayasofya’yı da Ortodoks dünyasının hizmetine açacak söylemleri seçimde kullanmıştı. Ancak tepkiler üzerine afiş ve videolar geri çekilmişti. Seçimden birkaç gün önce Türkiye ile sınır kapısı İpsala’ya giderek Yunan askerini kutlamış, Türkiye’ye de geçerek askerlerimize hediyeler vermişti!
Ortanın solunun bölünmesi sonucu aşırı solla işbirliğine giden Siriza topluluğu ikinciliği yüzde 20’nin altında oyla aldı. PASOK ise 3. oldu. Samaras, sol ile koalisyonu düşünmediğini açıkladı. Samaras, şimdi sağın sağındakiler ile işbirliği yapıp koalisyonu kurmaya çalışacak.
“Neo-Naziler” olarak tanımlanan, Ayasofya konusunda Samaras ile aynı görüşü seçmenlerine sunan “Altın Şafak” partisi yüzde 3’lük barajı geçti. Bu parti, Yunanistan’daki Türk konsolosluklarının da kapatılmasını öngörüyor. Partinin “führer” olarak tanımlanan, cezaevinde cunta üyeleri ile dostluk kuran lideri Nikos Mihaloliakos’un Atina’da randevuevi işletmesi ve Yunan İstihbarat Örgütü üyeliği, koalisyona katılımında sorun yaratabilecek.
Tabii Samaras’ın öteki sağ partiler ile de bütünleşebilmesi için ödünlerinin kapsamını genişletmesi gerekecek. Ne \tvar ki kendi partisinden ihraç ettiği eski Başbakan Konstantin Miçotakis’in kızı, eski Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis’e koalisyon ortaklığı önermesi biraz güç olacak.
Ancak, AB’nin borçları silmesine, yeni krediler açılmasına ilişkin koşullar arasında bu partiler “yeni hükümeti kim kurarsa kursun, 15-20 bin kişinin işten çıkarılması anlaşmasına koydukları imzaları” kolay kolay inkâr edemeyecekler.
Batı Trakya’dan Yunan meclisine üç Türk’ün seçilmesi ise olumlu bir gelişmedir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı