Eski Kıta Karışıyor!

08 Mayıs 2012 Salı

Pazar günü Avrupada yapılan seçimlerin sonuçları eski kıtanın üzerine karanlık bulutların çökmesine yol açacağa benziyor.

Her ikisi de merkez sağda olan, Avrupa ekonomisinin 1 numarası Almanya Başbakanı Angela Merkel ve 2 numarası Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozynin soyadlarından esinlenerek takılan Merkozy siyasası çöküyor.

Sarkozy ikinci kez seçilemedi. Merkel, yerel seçimlerde güç yitirdi. İki ülkede de ortanın solundaki eğilim iktidara doğru ilerliyor. Merkozy siyasasının temel direği olan ve AB anlaşmasının öngördüğü kamu borçlanmasına sınır getirme ilkesinin, Fransada seçimi kazanan ortanın solundaki François Hollandeın karşı siyasası ile ortadan kalkacağı anlaşılıyor.

Hollandeın Merkele teslim olmamayı öngören bu siyasa ile ABnin borç sarmalındaki dengenin bozulması olasılığı, Avrupa borsalarını şimdiden düşündürmeye başladı. Hollande, AB ekonomisini siyasa insanlarının değil Avrupa Merkez Bankasının belirlemesinden yana bir görüşü savunuyor.

İşsizliğin arttığı İngilterede yapılan yerel seçimlerde iktidardaki Muhafazakâr Partinin gerilemesi, müflis Yunanistanda istikrarsızlığı daha da katlayan seçim sonuçları bulutlanma olasılığını arttırıyor.

Deneyimsiz Cumhurbaşkanı!

Fransa gibi kalkınmış bir ülkedeki 3 milyon işsiz de cumhurbaşkanlığı seçimi için pazar günü sandık başına gitti.

Ortanın sağındaki Cumhurbaşkanı Sarkozynin eşini boşayıp, çıplak modellik de yapan Carla Bruni ile evlenmesi, başkanlık sarayını lükse boğması, dünyada en iyi giyinen insanlar listesinde boy göstermesi, sandıktaki oylarını etkiledi. Boyunun kısalığı ile Napolyon kompleksli olarak tanınmasına ek olarak çeşitli TV mülakatlarına tabure üzerine çıkması ile alay konusu oluşu da bir başka etkendi.

Gerçekte sosyal demokrat olan Sosyalist Partinin Başkanı Hollande ise hiç bakanlık yapmadı. Babası aşırı sağcı olmasına karşın gençliğinde tam tersi kampta yer aldı. Alçakgönüllü olarak tanınıyor. Pariste lüks araba ile değil motosiklet ile dolaşıyor. Kendinden önce Sarkozyye karşı seçimi yitiren dört çocuğunun annesi, 29 yıllık arkadaşı Segolene Royaldan ayrıldıktan sonra gazeteci Valerie Trierveiler ile onay gören evlilik yaptı.

İşsizlik karşısında Keynesçi bir ekonomi siyasa izleyeceği anlaşılan Hollande, geliri 1 milyon Avrodan fazla olanlardan alınan yüzde 41lik vergiyi 75e çıkaracağını ve böylece yeni yatırımları gerçekleştireceğini açıkladı.

Hollandeın bu söylemi, borsalarda soru işareti yarattıysa da Sarkozynin yüzde 48ine karşı yüzde 52 oyla seçimi kazandı. Sağdaki Valery Giscard dEstaing gibi Türkiye karşıtı olan Sarkozy de başkanlık koltuğunda iken 31 yıl sonra seçim kaybeden ikinci sağcı lider oldu. Hollande ise bu koltuğa 17 yıl sonra çıkan ilk solcu

Türkiyenin AB üyeliği konusunda iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler nedeniyle nezaketen esnek olacağı anlaşılan Hollandeın Ermeni Soykırım Tasarısını da öne çıkarmayıp gereğinde kullanmayı düşüneceğisöylenebilir.

20 Mayısta ABDnin Şikago kentinde Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütünün (KAAÖ) doruk toplantısında Hollandeın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile tanışması gündemde Hollande, bu doruktan önce 18 Mayısta ilk kez uluslararası arenaya Sanayileşmiş Ülkeler Toplantısında çıkacak.

Ancak Hollandeın önünde çok ciddi bir seçim var. Fransız halkı haziranda milletvekili seçimi için sandık başına gidecek.

Müflisin Ayasofya Düşü!

Türkiyede sağcılar Ayasofya cami olarak Müslümanların ibadetine açmaya hazırlanırken, Yunan sağcıları da Ortodoks dünyası için kilise olarak açmak amacıyla kolları sıvadılar.

İki yıldır mavi-beyaz bayrağının yanına iflas bayrağını çekmiş olan komşumuz, pazar günkü seçimde karmaşa kare karmaşa anlamına gelecek bir sonuç aldı.

Geleneksel hanedanlar yıkıldı. Sağın 2004 Atina Olimpiyatları ile yıkmaya başladığı ekonominin faturası soldaki PASOKa çıkınca Yeorgios Papandreu siyasetten çekilmek zorunda kaldı. Oysa Papandreu, ABnin Merkozy yönetimine borçların yüzde 70ini sildirme başarısını göstererek önemli bir ekonomik yükü halkının üzerinden kaldırmıştı.

Bu seçimde, sağ da sol da amip gibi bölününce, pazar günkü seçime katılan 32 partiden biri, oyların ancak beşte birini toplayabildi. Böylece Yunanistan 1974te Kıbrıs olayları ile devrilen askeri yönetimin ardından kurulan ilk koalisyondan sonra bu kez yeniden bu tür siyasal yapılanmaya gitmek zorunda kaldı.

Ortanın sağındaki Yeni Demokrasi Partisi Başkanı olan ve 1989-92 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı yapan Antonis Samaras hükümeti kurmakla görevlendirilecek. Koalisyonu kuramazsa birkaç gün ara ile 2. ve 3. sıradaki partilere öneri yapılacak. Sonuç çıkmazsa 17 Haziran’da erken seçim var.

Samaras, bu görevde iken Türkiye düşmanlığı ile tanınmış, son seçim öncesinde İstanbulu özgürleştirmekten söz etmekle kalmamış, Ayasofyayı da Ortodoks dünyasının hizmetine açacak söylemleri seçimde kullanmıştı. Ancak tepkiler üzerine afiş ve videolar geri çekilmişti. Seçimden birkaç gün önce Türkiye ile sınır kapısı İpsalaya giderek Yunan askerini kutlamış, Türkiyeye de geçerek askerlerimize hediyeler vermişti!

Ortanın solunun bölünmesi sonucu aşırı solla işbirliğine giden Siriza topluluğu ikinciliği yüzde 20nin altında oyla aldı. PASOK ise 3. oldu. Samaras, sol ile koalisyonu düşünmediğini açıkladı. Samaras, şimdi sağın sağındakiler ile işbirliği yapıp koalisyonu kurmaya çalışacak.

Neo-Naziler olarak tanımlanan, Ayasofya konusunda Samaras ile aynı görüşü seçmenlerine sunan Altın Şafakpartisi yüzde 3lük barajı geçti. Bu parti, Yunanistandaki Türk konsolosluklarının da kapatılmasını öngörüyor. Partinin führer olarak tanımlanan, cezaevinde cunta üyeleri ile dostluk kuran lideri Nikos Mihaloliakosun Atinada randevuevi işletmesi ve Yunan İstihbarat Örgütü üyeliği, koalisyona katılımında sorun yaratabilecek.

Tabii Samarasın öteki sağ partiler ile de bütünleşebilmesi için ödünlerinin kapsamını genişletmesi gerekecek. Ne \tvar ki kendi partisinden ihraç ettiği eski Başbakan Konstantin Miçotakisin kızı, eski Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannise koalisyon ortaklığı önermesi biraz güç olacak.

Ancak, ABnin borçları silmesine, yeni krediler açılmasına ilişkin koşullar arasında bu partiler yeni hükümeti kim kurarsa kursun, 15-20 bin kişinin işten çıkarılması anlaşmasına koydukları imzaları kolay kolay inkâr edemeyecekler.

Batı Trakyadan Yunan meclisine üç Türkün seçilmesi ise olumlu bir gelişmedir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları