'Cebren ve Hile İle!'

02 Kasım 2012 Cuma

\n

Türkiye Cumhuriyetinin birinci cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk ile günümüzün Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan arasında dağlar kadar fark olduğunusöyleyenler yanıldılar!

\n

Atatürk, Nutukunun sonunda Cumhuriyeti emanet ettiği Türk gençliğine ne demişti: Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir…”

\n

Erdoğan, Cumhuriyetin 89. yıldönümü kutlamalarında Atatürkün bu uyarısını benimsemiş on binlerce Türke ne dedi: Ulusta eski Meclis binasının bahçesine cebren ve hile ile girmek, o eski cumhuriyete sahip çıkmak değildir, bunu böyle bilin…”

\n

Bu cümleyle Erdoğanın bilinçaltınıda okumak olasıO eski cumhuriyete sahip çıkmak...ne demek? Artık o Çankaya yokuşundan yeni cumhuriyetedoğru adım atıyor demek mi?

\n

***

\n

Ankara Valisi Alâaddin Yüksel, herhalde rüyasında gördüğü istihbaratadayanarak Cumhuriyet kutlamalarını cumhura-halkayasaklamak için barikatlar kurdu.

\n

On binler cebren ve hile ilebarikatlara yüklenip Anıtkabire yürüyüşe geçtiler. Kafalarda Barikatları kim kaldırttı? Vali mi? İçişleri bakanı mı? Başbakan mı? Cumhurbaşkanı mı?” soruları belirdi.

\n

Hiçbiri Ben kaldırttım…” demedi. Top, Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasında gidip gelirken Erdoğan, Çankaya Köşküne bir gözdağı verdi: Çift başlı yönetim olmaz…” Bu sözlerle yeni cumhuriyettetek başın kendisi olacağı düşüncesini de doğrulamış oldu.

\n

Gül,çift başlılıkyorumunda Erdoğanı muhatapbile almadı! Soruları Sözcüsü Ahmet Severe havale etti. Sever de şu açıklamayı yaptı: Cumhurbaşkanımız, iki gün önce Ankara Valisini Çankayaya davet ederek Gerginlik olmasın, arzu edilmeyen görüntüler oluşmasın, gerilim artarsa esnek davranın!talimatını verdi dedi.

\n

Bu davranışın, Nasrettin Hocanın çeşmeye testileri su doldurmaya gönderdiği çocuğu önceden döverek testileri kırmasını önlemek istemesinden farkı var mı?

\n

Erdoğanın görmek istemediği temel bir kural var. Valiler ve elçiler devletin valileri ve elçilerioldukları için Cumhurbaşkanıtemsilederler, Başbakanın, AKPnin valileri ve elçileri değillerdir

\n

***

\n

Salı günü Yükselin bir başka yasaklamasına yer vermiştik. Atatürkün 21 Aralıkta Ankaraya gelişi kutlamalarını oluşturan Harp Okulu öğrencilerinin garnizonve başkentin efeleri seğmenlerinyürüyüşlerini yasaklamıştı. O gün yerimiz daraldığı için o genelgede valinin türlü-çeşitlibenzeri yazısındaki Türkçesini irdeleyememiştik.

\n

Milli Bayramlar ile Mahalli Anma günlerinin yürütüm ve icrasında, alınan tertip ve düzen ile ilgili uygulamalarda Ankara halkının günlük yaşamında herhangi bir mağduriyet yaratılmaması ve genel hayatı olumsuz etkilenmemesi hiç kuşku yoktur ki esas olmalıdır. Bu nedenle Ankara İli mülki hudutları dahilinde, Milli Bayramlar ile Mahalli ve Anma Günleri Törenlerinin icrasında önemli arterler ile ana caddelerde ve benzeri mahallelerde bundan sonra genel hayatı olumsuz etkileyebilecek yaya-motorize herhangi bir program uygulaması yapılmayacaktır.

\n

Ne diyor koskoca vali? “…yürütüm ve icrasında tertip ve düzen ile…” Bazı sözcükleri de büyük harfle yazan valimiz, keşke bu yazıyı yazmadan önce öğretmenolan eşine danışsaydı!

\n

***

\n

Cumhuriyet kutlamalarını düzenleyenlerden Türkiye Gençlik Birliğinin sitesine girdiğimde İngilizce yasaklandıbaşlığı altında Bu siteye girişe izin verilmiyoraçıklamasını gördüm. Anlaşılan düzenleyicilerin soruşturulmasına başlanmıştı.

\n

Nitekim ertesi günü Ankara Savcılığının, şüphelilerin soruşturulmasına başlandığıhaberi yayımlandı. Herhalde Eski Meclise cebren ve hile ile girenlersoruşturuluyordu!

\n

İnternetten gelen ekteki fotoğraf, Ulusta Cumhuriyet kutlamalarını çok iyi özetliyor. Göstericiler Mustafa Kemalin emanetçisi genç bir kız Polisin basınçlı suyu Sol arkada Zafer Anıtı

\n

İşte gerçek şüphelio anıtta at üzerindeki kişi Biraz gerilere gidelim Bu anıtın yerleştirildiği, ilk TBMMye bakan noktadaki bu alanın adı Hâkimiyet-i Milliye (ulusal egemenlik)idi

\n

Atatürkün adını verdiği bu gazetenin kurucusu Yunus Nadi, bu alana bir zafer anıtının dikilmesine önayak oldu. Türk ulusu, egemenliğinisimgeleyecek anıtı maddi olanakları ile destekledi.

\n

Açılan yarışmayı Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel kazandı. Atatürk, heykeltıraşa Çankayada poz verdi. Heykel, Viyanada tunçtan döküldü, Ankarada birleştirildi. 24 Kasım 1927de törenle açıldı.

\n

Açılış töreninden 5 hafta önce Atatürk gençliğe hitabesinde Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir…” diyordu.

\n

İşte bu kışkırtmanın sonucudur ki Ankaralılar o alandaydılar Bir okurum İzmire gönderme yaparak Ankara da gâvur olduğunu kanıtladı…” diye yazdı.

\n

İngiliz Guardian gazetesi İslami eğilimli hükümet korkuyor…” sözleri ile okuruma katıldı. Nev York Times ise Türkiye laik geçmişi ve bilinmeyen geleceği arasında sıkışmış durumda…” yorumunu yaptı. International Herald Tribune de Laikler gösteride!diyordu. BBC, Türkiyenin laik sistemi tehlikede mi? 1923te Cumhuriyeti kuranlar mezarlarında ters dönüyor olabilirsözlerini dünyaya yaydı.

\n

Vaşington Post okurlarına olayı ilginç bir kıyaslamayla sundu: Anıtkabire yürümek isteyen halk polis barikatıyla engellendi. Polis, halka biber gazı ve basınçlı su ile karşılık verdi. 4 Temmuzda (ABDnin ulusal günü) bir grup vatansever (!) Amerikalının böyle bir davranışla karşılaştığını düşünün. O zaman nasıl bir gerilim yaşandığı hakkında fikir sahibi olabilirsiniz…”

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları