‘Buhranı’ kim yarattı?

29 Mayıs 2020 Cuma

İki parti “Genel Başkanı” arasında ilginç bir “buhran” tartışması yaşandı!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 18 Mayıs’ta, ekonomik “buhrandan” çıkış dahil, 16 maddelik öneride bulundu...

Hükümet, yaşanan ekonomik ‘buhranı’ aşmak için, salgın nedeniyle kapanan işyerlerinin, bu işyerlerinde çalışanların, ürünleri tarlada kalan çiftçilerin, üretim faaliyetleri duran KOBİ’lerin yitirdikleri gelirlerin telafisine çözüm getiren yeni bir bütçe ve yeni bir planı, Meclis’e getirmelidir. Gerçekçi ve güven veren yeni bir bütçe ve yeni bir plan ekonomide normalleşmenin ilk adımı olacaktır.”

Kılıçdaroğlu, “buhran” karşıtı olarak şu öneriye de yer verdi:

Ekonomik ‘buhrandan’ çıkış sürecinde devletin tüm kapasitesini en verimli şekilde kullanması çok önemlidir. Bu nedenle, yeni bir ‘merkez-yerel’ dengesi kurmak zorunlu hale gelmiştir...”

***

AK Parti İl Başkanları Toplantısı’nda, Reis-i Umumisi, Reis-i Cumhur ve Veziri Azam Recep Tayyip Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun “buhran sorununa” şu yanıtı verdi:

CHP’nin başındaki zatın dile getirdiği ‘buhran’ ithamına kısaca değinmek istiyorum. Bu ülkeye geçmiş dönemde buhranı yaşatan kimdir? CHP... Bu ülke geçmişte savunma sanayiinin temel kurumlarının kapılarının kapatılması buhranını; demokrasi açık oy, gizli tasnif olarak gören faşist kafanın yol açtığı nice baskı ve zulüm buhranı; yağdan gaza, pirinçten benzine kadar tüm temel gıda maddelerinin yokluğundan kaynaklanan kuyruklar buhranı; hastane kapılarında yığılan insanlarının, muayene olacak doktor, tetkik yaptıracak cihaz, ilaç bulamama buhranı yaşamıştır. Yaşatan kim? Başta Bay Kemal ve CHP...

Kılıçdaroğlu, hiç onun oturduğu iktidar koltuklarına, 17 yıldır oturmadı ki! Nasıl yaşatsın?

***

Ama Erdoğan, 14 Mart 2003’ten beri o koltuklarda oturmuyor mu?

Peki, 17 yıldır “buhranı” kim yarattı?

***

10 Temmuz 2018’de her türlü “para bakanı” olan “Cakcukçu...” Damat Paşası Berat Albayrak, bu mayıs ayının son iki haftasında, yine “cakcuk...”ladı...

Basına göz atalım:

14 Mayıs Hürriyet: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ndeki (TOBB) konuşmasından:

Tüm dış ticareti yeniden ele alacağız... Kapsamlı bir bakış açısıyla kurgulayacağız...”

21 Mayıs Sabah: “(...) Stratejik ve ülkemizde üretim imkânı olmayan ürünler haricinde artık ithalat eskisi gibi kolay olmayacak. Birileri bir dönem Türkiye’yi ithalat cenneti yapmaya çalıştı. Bu dönemde bu alanların dışında artık ithalat çok zor olacak. Yerli üretimi ve yerli üretimin dünya ile rekabetini tüm politikalarımızda daha da önceleyeceğiz. Yerlileştirme için elini taşın altına koyan, yerli üretim için sorumluluk alan tüm sanayicimizi daha da koruyacağız(...)”

“(...) Ekonominin yeni normale hızla adapte olacağını düşünüyorum. Küresel sistemde tedarik zincirlerinin gözden geçirilmesi, üretim alanlarında alternatiflerin oluşturulması, sağlık altyapısının yatırımlardan turizme her alanda öncelik haline gelmesi ile oluşacak. İşte bu dönemde güçlü üretim altyapısı, genç ve eğitimli insan kaynağı, küresel değişimlere hızlı adapte olan iş dünyası ve gelişmiş sanayisi ile Türkiye dünyada yıldızı daha da parlayan ülke olacak...”

21 Mayıs Sözcü: “Yeni dönemde Türkiye olarak ticaret hacmi ve yerel paralarla (swap=takas) noktasında çok daha etkin yürüteceğimiz bir süreç olacak(...)”

22 Mayıs Milliyet - Hürriyet - Sabah: Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin bir toplantısında:

(...)

Türkiye için ortaya çıkan potansiyeli ve ekonomide yeni bir başarı hikâyesi yazacağız...(...)

(...) Türkiye’nin ihracata, katma değerli üretime ve istihdama dayalı ekonomik modeli yakaladığı, cari denge sorununu çözdüğü, kaynaklarını bu hedefler doğrultusunda planladığı yeni bir dönemi birlikte kurgulayacağız(...)”

***

Bir TV kanalında, Damat Paşa, salgına da değinerek, yaptığı açıklamada “Bu süreç de geçtiğinde dünyaya kıyasla Türkiye, pozitif ayrışan bir ülke olacak” dedi ve ekledi:

Biz 2 yıldır çok büyük yapısal dönüşümlerden geçtik. Bu süreçten dünyada hemen her ülke etkilenecek. Biz ise bu süreçten minimal bir şekilde etkilenecek şekilde çok önemli paketler hazırladık.

Türkiye siyasi ve ekonomik olarak bir bağımsızlık mücadelesi veriyor. Türkiye’de artık son 2 yıldır daha farklı bir sürece girdik. Milli ekonomi politikasında önemli adımlar attık...”

Demek ki “2 yıldır” bu süreçteymişiz. Daha öncesinin 15 yılında kendi kayınpederi becerememiş!

Ayrıca “Kayınpeder” 17 yıldır iktidarda! Peki, neden “buhranı” önlemedi, neden o koltuğa hiç oturmayan Kılıçdaroğlu’nu bugün suçluyor? Yoksa aynaya yeni mi baktı?

Damat bile, kayınpederinin 15 yılını sorumlu tutuyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları