\n\n\n

Bir ülkenin sınırları içindeki yönetimi “devlet” sağlar. “Devlet” kalıcıdır. “Hükümet” geçicidir… Türkiye Cumhuriyeti (TC) bu gerçeğin istisnasının en acı örneğini oluşturuyor. Bu istisnadan bazı örnekler verelim:\n

1. 23 Temmuz’dan bu yana Hakkâri-Şemdinli yöresine terör örgütü PKK egemen olma yolunda ilerliyor. PKK Dış İlişkiler Sözcüsü Ahmet Deniz çatışmalar hakkında şu açıklamayı yapıyor: “Birkaç gün içinde ilçelerde kaymakamlıkları, askeri birimleri, Emniyet birimleri ve kamu kuruluşlarını ele geçirip bazı ilçelerde yönetime el koyacağız!”\n

2. CHP milletvekillerinin “beyaz bayrak” altında bile Derecik’e gitmelerine izin verilmiyor. Çünkü oraları artık “kurtarılmış bölge” imiş... Bölgeye giriş çıkışlar yasaklanırken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim bölgesi Tunceli’den, inadına CHP Milletvekili Hüseyin Aygün’ün yolu kesilip dağa kaçırılıyor.\n

3. AKP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Hüseyin Çelik “Birkaç Mehmet şehit oldu diye Meclis’i toplamayız!” dedikten sonra da Mehmetlerin şehit edilmesi sürüyor...\n

4. PKK teröristleri, Cizre’de AKP Şırnak Milletvekili Mehmet Emin Dindar’ın kardeşi Ramazan Dindar’ı da öldürüyor.\n

5. TC sınırları içindeki güvenliği “devlet” adına sağlamakla sorumlu İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Hakkâri’de bırakın “devleti” korumasını, atılan taşlardan kendisini bile koruyamıyor. Ertesi günü ancak havada helikopterler ve karada komandolar eşliğinde dolaşabildi. Kendisini koruyamayan, devleti koruma sorumluluğunu nasıl yüklenir? \n

6. Bardağı taşıran son damla, Şahin’in serbestçe dolaşamadığı Hakkâri-Şemdinli yöresinde 17 Ağustos günü yaşandı! BDP milletvekilleri ile PKK teröristleri “kutlama(!)” yaptılar! Neyin kutlamasını? 15 Ağustos 1984’te ilk kez er Süleyman Aydın’ın şehit edilmesi ile PKK’nin kurulmasının yıldönümünü kutladılar.\n

Aralarında BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak ve milletvekilleri Sebahat Tuncel, Esat Canan, Adil Kurt, Nazmi Gür, Hüsamettin Zenderlioğlu, Ertuğrul Kürkçü ve bağımsız Aysel Tuğluk, biri kadın olmak üzere 5 PKK’li teröristle kucaklaşıp şapır şupur öpüştüler. Neymiş efendim? PKK yollarını kesmişmiş…\n

Yemezler…\n

“Devlet adamı” değil, en azından “devletin adamı” olması gereken İçişleri Bakanı’nın helikopterler ve komandolarca korunduğu bir yörede fotoğraflarda da görülen BDP-PKK arasındaki bu danışıklı boy gösterisi basit bir olay değildir.\n

Yargıtay Başsavcılığı, teröre destek vermek isteyenlerin vatana ihanetleri olgusunu incelemeye aldı! Olaya karışan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması önergesi TBMM’ye gönderildiğinde AKP sözcüsü herhalde “Birkaç Mehmet şehit oldu diye Meclis’i toplamayız!” diyemeyecektir.\n

***\n

Bu olaylara karşılık anlamadığım bazı noktalar var! \n

Yıllarını PKK terörü ile mücadeleye adamış eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ “terörist” suçlamasıyla yargılanıyor. \n

Yıllarını insanların yaşamlarını kurtarmaya adamış, uluslararası üne sahip Prof. Dr. Mehmet Haberal mı terörist? \n

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün “Birinci sınıf gazeteci” dediği Mustafa Balbay yıllardır Kalaşnikof mu kalem mi taşıdı?\n

Geçici AKP “hükümeti” ise “devleti” göçertmiyor mu?

\n\n\n

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta sonunda İstanbul’da “Kadıköy-Kartal metrosunun” hizmete girişi töreninde, uzun boyundan da büyük kelam etmiş:\n

“10. Yıl Marşı’nda geçer, demirağlarla ördük falan… Neyi ördün, hiçbir şeyi örmüş falan değilsin...”\n

Marmaray tasarımının Anadolu yakasını ilgilendiren bu açılışa olanak sağlayan anlaşma Bülent Ecevit hükümetince 1999’da Japonya ile imzalandı. Japonya’nın “Uluslararası İşbirliği Bankası (JPIC)” ile Türk hükümeti arasındaki 950 milyon dolarlık kredi anlaşması Marmaray’ın maliyetinin yüzde 35’ini karşılamayı öngörüyordu.\n

Başta Erdoğan olmak üzere tüm basınımız bu konuda Ecevit hükümetine vefasızlık göstermiştir. Konunun bir başka noktası daha var…\n

***\n

Japonlar, İstanbul’un tarihsel, kültürel, dinsel mirasını dikkate alarak anlaşmaya bir madde koydular. Bu madde, Marmaray’ın geçeceği yol boyunca, önce UNESCO gözetiminde arkeologların gitmelerini, onlar işlerini bitirdikten sonra inşaata geçilmesini öngörüyor…\n

Eğer Erdoğan’a kalsaydı önce “çanak-çömlek” daha sonra “tencere-tava” dediği Marmaray kazılarında İstanbul’un tarihine asla ulaşılamazdı.\n

Amerikalı astronot Neil A. Armstrong 21 Haziran 1969’da ilk insan ayak izini Ay’a bıraktığında “insan için küçük, insanlık için büyük bir adım…” sözleri ile tarihe geçmişti.\n

Avrupa yakasında Marmaray’ın geçeceği Yenikapı’da arkeologlar “bilinen ilk İstanbullu insanın ayak izini” de buldular. Bu izler 8500 yıllıktı… Daha neler bulmadılar ki…\n

***\n

Osmanlı İmparatorluğu tüm demiryollarını yabancı şirketlere satmıştı. İstiklal Savaşı’nın yıkıntısından yeni bir devlet kurulmuştu. Bu yeni devlet, demiryollarını yabancılardan geri almakla kalmamış, o yoksulluk içinde 4 bin kilometreye yakın yeni demiryolu hattını yapmıştı.\n

Sonra 2. Dünya Savaşı gelip çattı… Yine savaşın ekonomik bunalımından çıkmaya çalışılırken Demokrat Parti iktidara geldi. ABD’nin Truman Doktrini-Marshall Planı gereği Türkiye’de demiryolları dışlandı, petrol bağımlısı Türkiye’de karayollarına ağırlık verildi. \n

CHP zamanında yılda ortalama 134 km. demiryolu yapılırken DP ve sonrasında yılda ortalama ancak 18 km. yapılabildi.\n

Tarih unutulmaz. Tarihten ders alınır… Unutmak nankörlüktür…\n

\n\n