Ayasofya 7...

03 Temmuz 2020 Cuma

Ayasofya Müzesi’nin cami yapılmasını düşünenler, “15 yüzyıllık (1483 yıl) yapının ne ölçüde güçlü olduğunu!” acaba biliyorlar mı?

***

Ayasofya mimari olarak, dünya tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır... 1500 yıllık tarihinde, birçok doğa olayına (deprem, fırtına vb.) ve toplumsal (4. Haçlı Seferi, İstanbul’un fethi gibi) olaylara direnmiştir. Doğal olarak, bu olaylar ve zamanın eklediği yapı yorgunluğu sonucunda Ayasofya, çeşitli onarımlar geçirmiştir.

***

Ayasofya’daki sütunlar Mısır - Heliopolis’ten, sekiz büyük kırmızı “porfis sütun”, “Dünyanın 7 Harikası’ndan biri olan” Efes - Artemis Tapınağı’ndan, geride 2 tane bırakılarak öteki sütunlar, Kapıdağ Yarımadası - Kyzikos’tan ve Suriye - Baalbek’ten getirilmişti...

Yaklaşık 2 bin 100 yıllık mermer sütunlar; gövdelerinin kalınlıkları, büyüklükleri, renk yönünden karmaşık bir biçimde yerleştirilmişti...

Acaba bu kadar farklı yerlerde kullanılan bu bin yıllık sütunların dirençleri nasıldır?       

***

Ayasofya’da taş, tuğla ve harç kullanılmıştır. Taşlar kireçtaşı ya da yeşil taştır. Tonozların ve kubbenin dış yüzeyleri kurşun levhalarla kaplanmıştır. İmparatorluk kapısı kaplaması tunçtur. Yapının tamamı, kalın harç tabakası içine gömülmüş tuğlayla örülmüş duvarlardan oluşmaktadır.

***

Prof. Dr. Semavi Eyice, “Bizans Mimarisi” adlı kitabında; Bizans zamanında yapılan öteki kiliselerin kubbeleri Ayasofya’nın kubbe çapına, ölçülerine asla erişemediğini ne de onun mimarisini geliştirerek yeni çözümler aradığını yazar...

***

Ana kubbedeki pencere kemerlerinin hemen üzerinde, 80 cm. kalınlığındaki kaburgaların birleştiği yerlerde 65 santime düşüşü dikkat çekicidir... Acaba bu ters ölçülerin geleceği taşıma güçleri nedir? Kullanılan harç, yapıda biçimsizleşmeye yol açmıştır. Örneğin, 4 büyük kemerin inşası tonoz başlangıç çizgisine ulaştığında, ana payeler dışarı doğru eğilmeye başlamıştır. Nedeni geç donan harç ve ana payelerin temellerinin güçsüzlüğüdür.

***

Günümüzde payeler, 61 cm’ye kadar düştü. Bu “sapma”, yapının yapıldığı ilk günden beri sürmektedir... Bu sapma, dönem mimarı genç İsodoros’un yapımından bu yana sürdü...

Bu “sapma”; Ayasofya’nın, İtalya’daki eğik Pisa Kulesi’nden sonraki en belirgin sapmadır!

***

İmparator 1. Basileus, 9 Şubat 869 “depreminden” sonra yıkılmasını beklediği batı yarım kubbesini onartmıştır. İmparator 2. Basileus, 25 Ekim 986 depreminde duvarlarda çatlaklar oluşup kubbenin bir bölümü yıkılınca, Kars’ta Ani Kilisesi’nin mimarı Trdat adlı bir Ermeni mimara 6 yıl süreyle Ayasofya’yı elden geçirtmiştir... 996’da tekrar hizmete açılmıştı.

***

1317’de İmparator 2. Andronikos, çökme tehlikesi taşıyan binayı, payandalarla desteklettirmiştir. 1343 ve 1344 yılları arasında Ayasofya yine zarar görmüştür. Bir dizi deprem sonucunda, doğudaki yarım kubbe ve kemer ile 1346’da ise büyük kubbenin bir bölümü çökmüştür.

1354’te, bu bölümlerin yeniden yapımını, mimarlar Astras ve İtalyan Giovanni Peralta yüklenmişlerdi.

***

1572/3’te, 2. Selim, minare yapılmasını emredince, mimar Mehmet Ağa, “caminin çok daha kapsamlı bir onarımdan geçirilmesi gerektiğini” söyler. Bu yanıt üzerine Edirne Selimiye Camisi’ni yeni bitiren başmimar Mimar Sinan İstanbul’a çağırılır ve görev başı yapar.

Yapının dışa doğru yayılmasını engellemek amacıyla Mimar Sinan, kubbeyi taşıyan payeler ve yan duvarlar arasındaki boşlukları kemerlerle takviye etmiş, ağır dayanak duvarları yaparak, yapıyı desteklemek yoluna gitmiştir.

Ayrıca doğu Roma döneminde yapılmış olan destek duvarları da yeniden örülerek taş korumalar altına alınmıştır...

***

1931’de “narteksteki (giriş bölümü)” mozaikler, 1933’te güney giriş holündeki mozaikler, 1934 yılında da Deesis mozaiği ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca Ayasofya’nın müze olarak kullanılması kararı gereği, Ayasofya’nın tümünde iyileştirmeler ve onarımlar yapılmıştır.

***

Ayasofya’nın “tarihsel-yapısal sorunlarını” bilginize taşıdım... Peki, günümüzde bu “tarihsel-yapısal sorunları” kimler, nasıl, ne zaman çözecekler? Cami yapılınca mı çözülecek?

***

Danıştay’da karar 15 günde açıklanacak!

Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesine ilişkin kararını 15 günde açıklayacak...

İlginçtir bugünkü duruşmaya davacılardan başka Cumhurbaşkanlığı avukatı da katıldı! Cumhurbaşkanlığı avukatı Selami Karaman,Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek” iptalini istedi!

Danıştay savcısı, “O tarih itibarıyla işlem hukuka uygundur. Ayasofya hakkındaki karar geçmişte Bakanlar Kurulu tarafından alınmıştır. İbadete tekrar açılma kararını yine Bakanlar Kurulu verebilir! Şu anda da Ayasofya’nın açılması cumhurbaşkanının takdirindedir. Dava reddedilmelidir!” dedi...

Anlaşılan savcı, hem davanın reddini istedi hem de Cumhurbaşkanlığı’na pas attı!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları