AKP, İzmir ve Ankara belediye başkanlıklarını CHP’ye kaptırdı! Bu iki ilden, bir an için vazgeçtik! 

1994 ve 1998’de “İstanbul Belediye Başkanlığı” koltuğunda kim oturuyordu?

Günümüzün AKP Reis-i Umumisi, Reis-i Cumhur, Vezir-i Azam Recep Tayyip Erdoğan değil mi?

Peki, bugünkü durum, kendisine yakışır mı? Bu gelişme neyin işareti? Partisinin bu illerde önemli oy kaybettiğini göstermez mi?

O halde neler yapmalı?

***

İlk aşamada İstanbul’da “Ayasofya Müzesi”, “Ayasofya Camisi” yapılmalı... Yapıldı mı? Yapıldı!

Böylece genel seçimde, İstanbul, Ankara, İzmir’den başka, öteki illerdeki “inançlı” seçmenler de AKP’ye kayacaklardı!

***

Gelelim Trabzon’daki “Ayasofya Müzesi’nin”, “cami” yapılmasına! O da AKP’nin geleceği için aynı amaçla, “inançlı” seçmenlerini çekmek için değil mi?

Aslen İstanbul’da doğan Erdoğan, siyasal olarak bağlı olduğu yöreye gitmeden, “telekonferansla” bağlantı yaptı!

***

Karadeniz’in bu “ünlü müzesini” Erdoğan, “telekonferansla”, yine Karadeniz’in bir başka ünlü yeri “Sümela Manastırı’nın” açılış törenini de “telekonferansla” yaptı!

Müslümanlar, namaz kılmak için Sümela Manastırı’na tırmanamayacakları için cami yapılamazdı! Hıristiyanlığın bu gizemli yeri, turizm için onarılmalıydı!

***

Peki, Karadeniz’deki seçmenler için şu günlerde ne önemliydi?

AOÇ’de Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda, Erdoğan “Kabine Toplantısı’ndan” sonra 2020 fındık fiyatlarını açıkladı. Erdoğan, “Fındık üreticisinin kazancını kilo başına 25 ile 25.5 lira düzeyine yükseltmiş oluyoruz!” dedi.

Ordu Ticaret Borsası Başkanı Ziver Kahraman şu aklamayı yaptı:

“Sayın Cumhurbaşkanımıza bu güzel haber için üreticilerimiz, tüccar ve sanayiciler ile ihracatçılarımız adına teşekkür ederiz. İçinde bulunduğumuz şartlar gözetilerek, başlangıç fiyatı niteliğindeki bu fiyatın sezon içinde serbest piyasada karşılığını tam anlamıyla bulacağını yaşayarak tecrübe ettik...”

***

Trabzon’daki “Ayasofya Camii” ve “Sümela Manastırı” ile “fındık fiyatı” yöredeki seçmenlere hayırlı olsun...

***

Ayasofya Kilisesi:

1204’te “Trabzon İmparatorluğu’nu” kuran İmparator I. Manuil’in (1238-1263), 1250- 60 yılları arasında “manastır” amaçlı yaptırdığı “Aya Sofya - Kutsal Bilgelik” demektir.

Geç Bizans kiliselerinin en önemli örneklerinden biri olan yapı, “haç planlı” olup yüksek kasnaklı bir kubbeye sahiptir. Kuzey, batı ve güneyinde revaklı üç kirişi bulunmaktadır.

Fatih Sultan Mehmet’in, 1461’de Trabzon’u fethinden sonra da kilise olarak kullanılan bina, 1584’te camiye dönüştürüldü.

Uzun süre ibadete kapalı olan cami, 1865’te Müslümanlardan toplanan 95 bin kuruş ile Rum ustalarca onarıldıktan sonra yeniden camiye dönüştürülmüştü.

Ancak, I. Dünya Savaşı sırasında Trabzon’u işgal eden Rus ordusunca depo ve askeri hastane olarak kullanılmıştı...

Savaş sonrasında 1960’a kadar cami olarak kullanıldı. İngiltere Edinburg Üniversitesi’nden Russell Trust binanın “fresklerini” 1957-62 yılları arasında temizledi. Vakıflar Genel Müdürlüğü binayı “restore” ettirdi. 1964’te müze olarak açıldı...

***

2013’te, müzenin camiye dönüştürülmesi hazırlıkları karşısında, halk imza kampanyası başlattı. Ancak 3 Haziran’da, müze Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredildi, 28 Haziran’da cami olarak açıldı.

Sümela Manastırı

Trabzon Maçka ilçesinin Altındere Vadisi’nde, Karadağ’ın eteklerinde, vadiden yaklaşık 300 m. yükseklikteki ormanlık alanda bulunan “Sümela Manastırı’na”, halk “Meryem Ana” diyor!

Sümela Manastırı’nın pek çok bölümü, 18. yüzyılda yenilenmiş, bazı duvarları “fresklerle” süslenmiştir. 19. yüzyılda büyük binaların eklenmesiyle, manastır olağanüstü bir görünüm kazanmış ve en zengin dönemini de yaşamıştı.

Bu dönemde manastırı ziyaret eden pek çok yabancı seyyahın yazılarına konu olmuştu...

***

Kutlarım: Sayın okurlarımın “Kurban Bayramı’nı” kutlar, nice sağlıklı, mutlu, refahlı, uzun ömürler dilerim... Saygılar ve sevgiler...

Düzeltme: Son yazımın başlığı “Ayasofya (14)...”, bir de yazının içinde, “Lozan Barış Antlaşması 23 Temmuz 1923” olacaktı...

Düzeltirim…