Özdemir İnce

Şarap meclisi nasıl kurulur?

17 Mart 2024 Pazar

Millet “Din İşleri Yüksek Kurulu” diye bir altın madeni buldu, meslek erbabı yaptığı işten kazancının helal olup olmadığını soruyor. Bu kez, bir Diyanet TV seyircisi alkol işinde çalışanların vaziyetinin durumunu soruyor: Meğer Hz. Muhammed alkol cenabetine bulaşan herkesi lanetliyormuş.

Bu gibi durumlarda kullanılacak zulada hazır yazılar vardır. Yazı, şanlı padişah, sadrazam, vezir ve ekâbir tayfasının bu zıkkımdan uzak durmadığını, “işret sofrası”nın bir töresi olduğunu gösteriyor. Sofraya buyurun:

***

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) liselerde yeni okutulacak “adabımuaşeret” dersi için kitap hazırlayan öğretmenlere uyarıda bulunmuş. Ders programının işlevsel uygulanması için öğretmenlerin dikkat etmesi gereken hususları sıralayan bakanlık, öğrencilerin milli ve manevi değerleri kavramaları için kitap yazım sürecinde Kuran ve hadislere yer verilmesini istemiş.

Sadece Kuran ve hadislerle olmaz, bence Osmanlı’nın İslam dünyası kültürü bu konuda çok zengindir. Örneğin ve mesela, Nizamülmülk’ün Siyasetname’si, İlyasoğlu Mercimek Ahmet’in Kâbusname’si, Gelibolulu Mustafa Âli’nin Görgü ve Toplum Üzerine Ziyafet Sofraları (Mevâidü’nnefâis fi kavâidi’l mecalis) gibi nice ata yadigârı var!...

Bu konuda hem İstanbul hemi de köy kitaplığımda mebzul miktarda kitap bulunmaktadır. Eğer Maarif Vekâleti benden yardım isterse derhal yaparım. Nizamülmülk’ün Siyasetname’sinin otuzuncu faslını aktararak ilk katkıda bulunacağım: 

***

Otuzuncu fasıl* Şarap meclisinin kurulması ve şartları

İşret meclisi kurulduğu hafta, bir veya iki gün, alışkanlık peyda etmiş kişilerin gelmesi için izin vermek gerekir. Gelmesi mahzurlu olmayan kişilere gelecekleri gün bildirilir. Özel işret olduğu günler, şahıslar bu toplulukta yerlerinin bulunmadığını bilmelidirler. İhtiyaç duyulmayan kişilerin bu toplantıya kabul edilmeleri hoş karşılanmaz. Biri kabul edilirse diğerleri geri çevrilir. Özel meclise layık olanlar buraya gelmeye izinlidirler. Buraya gelenlerin, yanlarında, bir köle hariç, saki veya sürahi getirmeleri asla âdet değildir. Padişah sarayından evlerine yiyecek, çerez ve şarap götürmeleri, evlerinden saraya getirmeleri hiçbir zaman hoş karşılanmamıştır. Çünkü sultan dünyanın kethüdası sayıldığından, insanlar onun aile efradı ve kullarıdır. Aile fertlerinden birinin efendiye ekmek parçası, şarap ve yiyecek getirmesi vacip değildir. Biri şarap getirirse, padişah şarabından ona şarap vermez. İyi veya kötü şarap getirdiği için onu döverse, bu özür ortadan kalkar.

Padişah, liyakatli vezirleri hariç, hizmet edecek kulları ile bir arada çok oturursa, şikâyetler ortaya atacaklarından, haşmetine zarar vererek, ona olan sevgiyi azaltacakları gibi ona karşı da gevşek olurlar. Büyükler, sipahsalar, amidlerle gerektiğinden fazla bir arada bulunursa, padişahlığın büyüklüğüne zarar getirir. Bu kişiler padişahın fermanlarını icrada gevşeklik gösterirler, cesaretlenerek yüzlerindeki tebessümü kaldırırlar.

Padişahın; vilayetlerin, ordunun, malların değeri, imaretleri ülkenin düşmanlarına karşı alınacak tedbirler ve buna benzer önemli işleri veziri ile görüşmesi farzdır. Bunlar kendini ilgilendirdiğinden üzüntü ve kederini artırarak, vicdan azabı haline gelir. Bir iki nefeslik andan fazla nedimleri hariç bu taife ile şaka ve laubalilik yapmasına memleket işleri ve padişahlık içgüdüsü müsaade etmez. Kayıtsız yaşamak, ağzına geleni söylemek, şakalaşmak, gülünç ve duyulmamış hikâyeler anlatmak ister, bunlar da huzurundaki yüce nedimlere münhasır kalırsa, padişahlığa hiç zarar vermez. Çünkü nedimlerin vazifesi budur.

***

Okuduğunuz metni ben yazmadım, ünlü Nizamülmülk yazdı. Sicilli Türk düşmanı olduğu için kendisini hiç sevmem. Nizamülmülk ya da gerçek adıyla Ebu Ali Kıvamuddin Hasan bin Ali bin İshak et Tûsi (d. 10 Nisan 1018 - ö. 14 Ekim 1092), Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun başveziri ve Siyasetname adlı eserin yazarı olan devlet adamı ve siyaset bilimcidir. Devlet yönetiminde çok etkili olan Nizamülmülk, Alp Arslan ve Melikşah dönemlerinde başvezirlik yapmıştır. “Nizamülmülk” ismi, “devletin düzeni” anlamına gelir.

Diyeceksiniz ki kim haklı, DİB TV’nin fetva hocası mı yoksa yüce Nizamülmülk mü? Ben karışmam, karar sizin!

* Türkçesi: Nureddin Bayburtlugil, Dergâh Yayınları, s.135.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kürt sorunu muamması 15 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları