Özdemir İnce

Bu ayva nasıl yenilecek?

10 Aralık 2021 Cuma

AKP Genel Başkanı: “Ekonominin dört sacayağı bulunuyor. Bunlar enflasyon, ihracat, faiz ve üretim. Enflasyon ekonomik göstergeler doğrultusunda gelişiyor. Ancak ihracat ve faiz belirlenebiliyor. Türkiye’yi üretimle büyütmek, faiz kıskacından çıkarmak ve bunun tamamen bitirilmesi için ‘ekonomide yeni dönemi’ başlattık. Kararları da bu yönde alıyoruz. Bu kararlar yeni ekonomi politikasının uygulanması noktasında önemli. Altı aylık bir süreç öngörüyoruz. Zor olanı seçtik ama 4-5 aya toparlanacağız, altı ay sonra ise meyvelerini yiyeceğiz. Vatandaş da bunu hissedecek. Üretimle yabancı yatırımcıların dikkatini çekeceğiz. Çin böyle büyümüş. Biz onlardan daha avantajlıyız. Biz pazara daha yakınız.” (Hürriyet, 3 Aralık 2021) 

Şimdiden afiyet olsun! Ama ayva ya da keçiboynuzu yemeyecekler, ağızları ejder meyvesi ile starex denen meyveye alışkın. Ayvayı işçi sınıfı, harnup da denen keçiboynuzunu çiftçi yesin, tabii bulabilirlerse!

***

Pişmiş aşa gene su katan Aydınlık (5 Aralık 2021) gazetesinde bu kez “CHP’de ‘Çin Modeli’ Telaşı” manşetini görünce iyice şaşırdım: Çin modeli, Atatürk döneminin devletçi, kamucu, halkçı anlayışından aparma olduğuna göre CHP’nin telaşlanmasının herhangi bir gerekçesi ve anlamı olabilir mi? Ezberden söyleyecek olursak: “Olamaz!” İftihar ederler, daha doğrusu etmeliler.

Efendim, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağababa, “Çin modeli ucuz işgücü, ucuz emek cenneti olmak demek” diye açıklama yapmış. Yalan mı? R.T. Erdoğan da ucuz işgücü aşkıyla Çin modelini seçmiş... Bu gerçek ve doğruyu saptamanın “telaş”la ne ilgisi var? Çin modelinin Türkiye’de şansı olsa, emek sömürülmese, bu modele göre üstün ve yeni teknolojili sınai üretim yapılsa, böylece emekçi ve tarımcı kesimlerin zenginleşme umudu olsa veee AKP bütün bunları altı ay içinde yapabilecek kudrete sahip olsa, balık kavağa çıksa, deve tellal olsa, olsa da olsa, işte o zaman CHP telaşa kapılabilir. Ama böyle bir şey yok, sadece, hepsi aynı anlama gelen mavra, palavra, gevezelik ve lafazanlık var!

***

Sendikalaşma engellendi, grev hakkı yasaklandı, sigortalama hiçbir zaman gözde olmadı ama Cumhuriyetin izlediği genel ekonomi uygulamalarında “ucuz emek” hiçbir zaman hükümet programında yer almadı ve resmileşmedi. AKP sayesinde bunu da gördük.

 AKP Genel Başkanı R.T. Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile Siirt ziyareti sırasında katıldığı “Demokrasi Konuşmaları” etkinliği sırasında yaptığı konuşmada, “Biz ülkemizde nasıl tüm vatandaşlarımızı en geniş hak ve özgürlüklere kavuşturmuşsak, inşallah ekonomide de unutmayın yatırım, istihdam, üretim, ihracat, büyüme merkezli yeni programımızla refahı yaygınlaştıracağız. Bugün demokrasiyi konuşuyoruz, yarın milletimizin refahını nasıl artırdığımızın muhasebesini yapacağız” demiş. Ama bu sözler karşısında biz de “inanmak” ve “inanmamak” özgürlüklerine sahibiz.

AKP, sanki 3 Aralık 2021 günü hükümet kurmuş da Çin kalkınma modelini örnek alan “yatırım, istihdam, üretim, ihracat, büyüme merkezli yeni program”ını açıklamakta. Oysa iktidara veda etme programı bu!

Bir yazının ya da konuşmanın bütün cümlelerinin kendi aralarında uyum ve işbirliği içinde olması gerekir. Alıntıladığımız konuşmanın ilk cümlesinde, “Biz ülkemizde nasıl tüm vatandaşlarımızı en geniş hak ve özgürlüklere kavuşturmuşsak” deniliyor. Gerçeklere ve uygulamalara tam anlamıyla taban tabana zıt bir cümle. Vatandaşlar en geniş hak ve özgürlüklere kavuşturulmuş değil. Tam tersine vatandaşlar, demokratik düzende sahip olmaları gereken hak ve özgürlüklerden yoksun durumda. Konuşmanın devamına gelince: Olmayan bir demokrasiyle övündükten sonra sanki iktidara dün gelmiş gibi “Yarın milletimizin refahını nasıl artırdığımızın muhasebesini yapacağız” diyor.

***

Türkiye Cumhuriyeti’nde 1929’dan itibaren uygulanan devletçilikle, devletin öncülüğünde planlı sanayileşme hedeflendi. Tarıma dayalı bir ülkede, planlı sanayileşme uygulaması, 1930’lu yılların dünyasında örnek bir model olmuştur. 17 Nisan 1934’te yürürlüğe giren Birinci Sanayi Planı, 1934-1938 yıllarını kapsayan bir sektör planıydı. Buna göre temel hammaddeleri yurtiçinde üretilen veya üretilecek olan sınai tesisler kuruldu. Hani şu Erdoğan iktidarının “babalar gibi” sattığı tesisler.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları