Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

RTE’nin Başkanlığını desteklerdim, eğer...

17 Ocak 2017 Salı

Cumhurbaşkanı, yıllardır gönlünde yatan ve başlıca siyasi değişim projesi olan Başkanlık konusunda ilk kez bir umut yoluna girdi ve ilk aşamayı geçti.
Bu, Cumhurbaşkanı’nın başarısı değildir; rejim değişikliği, parlamenter sistemin ülkemizden tekmelenerek, yerine ucube bir başkanlık- reislik sisteminin getirilmesinin yolunu açan Devlet Bahçeli’nin başarısıdır. Bu ülke Bahçeli’yi asla unutmayacaktır.
Tabii, RTE de unutmayacaktır ve Bahçeli ve koltuğunun altındaki MHP’lilere, kimsenin şüphesi olmasın ki rejim değişikliği gerçekleştiğinde en büyük mükafatları verilecektir.
Başkanlığa bu kadar karşı mıyım?
Başkanlığı dengeleyecek ve anayasal kuvvetler ayrılığını ve denetleme mekanizmalarını öngörecek bir sistem, halk da evet derse kurulabilir. İlk tercihim olmamakla birlikte.
Ama neredeyse bir “mutlak reislik” içeren bu sistemi kabul eden bir ülkenin önünün parlak olmadığını söylemek müneccimlik olmaz.
Üstüne üstlük, 15 yıllık ülke yönetimi “müktesebatı” tamamen tartışmalı olan bir lider söz konusuysa hele...
15 yıllık ülke yönetimi başarılarla ve ülkeye yaptırdığı büyük kalıcı ve önemli sıçramalarla dolu olsa Cumhurbaşkanı’nın, bize yöneltilecek “Daha ne istiyorsunuz, bu adamın yaptıklarını görmüyor musunuz, bunu hak etmedi mi, çekilin önünden..” benzeri eleştiriler karşısında durmak zor olabilirdi. Bu durum karşısında “evet başarılı, ama konu bu değil, sistem...” gibi gerekçeler ileri sürmemiz, toz bulutu içinde kaybolup giderdi...
Fakat büyük ve ülkemize epey pahalıya patlayan başarısızlıklarla dolu bir liderden bahsediyoruz.
Böyle bir ülke var ortada:
 Hiç stratejik düşünmeden, o anki hırs ve düşüncelerle yanlış kararlar veren bir liderden bahsediyoruz.
 Mesela, Irak Başbakanı’na “Sen kimsin, muhatabım değilsin ve olamazsın” diye seslenirken, iki ay sonra Başbakanını göndermek zorunda kalması...
 Mesela, Rus uçağını düşürmesi. Kendisine o an vay be dedirtecek payeler kazandırsa bile, bu kararın Türkiye’ye nelere mal olabileceğini, neler kaybedebileceğimizi, artılar eksiler cetveli biçiminde bile düşünmeyen bir lider... Turizmi çökertti, mal satışını çökertti.. inşaat işleri vs’yi çökertti. Bu kararın tam bir bilançosunu çıkartan kimse var mı?
 Tabii ki, arkasından büyük siyasi geri dönüşler...
l Suriye’yi parçalama, Esad’ı yok etme politikasının olanaksızlığı nasıl hesap edilmez? Rusya’nın Suriye ve Esad’ın 40 yıldır askeri müttefiki olduğu, tayin edici anda devreye gireceği nasıl görülmez?
 IŞİD’in uluslararası faaliyetlerine tüm sınırlarımız nasıl açık kapı yapılır?
Türkiye’nin barış politikasını “fazla pasif” bularak, “aktif barışa geçiyoruz” perdelemesi altında, gerektiğinde savaş politikasına döndürmek nasıl bir gaflettir?

Gülen’le işbirliğinin felaketi
Gülen cemaatine / terör örgütüne, “Ne istediler de vermedik” derekesinde, askeri darbeye varıncaya kadar devletin tüm kapılarını açarak bunca felakete yol açmak, nasıl bir öngörüsüzlüktür?..
 Gülen Terör Örgütü’ne ordunun defterini dürmek için tüm yasal-lojistik desteği vererek, üstelik tam koruma sağlamak, bunca yasal hukuksal felakete yol açmak, hangi politikanın ürünü olabilir?
 Anayasal ve yasal demokratik hak ve özgürlükleri kullanmaya yeltenmeyi bile bir cesaret işi haline getirmediniz mi?
 Basın özgürlüğüne olan bu ebedi ve ezeli düşmanlık nedir? Medyanın düzgün, gerçek haber yapmasını sürekli engellemek ve medyayı bitmez bir kinle baskılamakla, ülke nereye varabilir?

Hukuk yerine keyfilik
 Bir hukuk devleti rayından iyice çıkartılmış bir ülkede, hukuk yerine keyfilikle ülkenin gideceği bir yer olabilir mi?
 Ülkeyi bizimkiler ve ötekiler diye ikiye bölen bir politikanın mimarına, bu kez daha ağırlaştırılmış ve yasal zemin kazandırılmış yetkiler nasıl verilebilir?..
 PKK terörünü “barış yapıyoruz” aldatmacasıyla azdıran politikaları bu iktidar altında yaşamadık mı?
 İŞID gibi bir terör sorunu, bu liderlik altında ülkemize mal edilmedi mi?
 Ülkeyi, eğitimi adım adım bir din tüccarlığının ve uygulamalarının cenderesine sokarak, tipik bir batak Ortadoğu İslam ülkesine dönüşme tehlikesini kim yarattı?..

Başarısız bir liderlik
• Tabii ki, dışarıdan akan paraları toprağa gömerek ülkede yaratıcı, üretici ekonomiyi ateşleyemeyen ve yeniden geriye düşüşün yolunu açan bir liderlik de var.
Özet şudur: Cumhurbaşkanı başarısız bir liderlik sergilemiştir.
Ülke sürekli gerilim içinde tutulmuş ve bloklara ayrılmıştır. Birbirine düşman taraflar...
RTE’nin Başkan olmasına ve hatta reisliğine bile göz yummak için ne yazık ki tutunacak bir dal bile yoktur.
Referandumda umalım ki parlamenter sistemimizi 150 yıl öncesinden bile geri götüren bir “kara sayfa”nın açılması reddedilsin.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları