Alt tarafı yerel seçimler deyip geçmeyin, özellikle bu seçimler RTE’nin bütün ruhunu ve bedenini tüm hünerleriyle ortaya koyduğu bir karakter aşıyor. İşi, Akşener’in ve Kılıçdaroğlu’nun ellerine gerekirse kelepçe taktırmaya kadar vardırdı: “Hukuk ile beraber” diyerek.
Bu durumda seçimler karşısında kayıtsız kalınamaz, küskün durulamaz. Şöyle bir bakalım:
• Belediye başkanları sadece araçtır, her biri Cumhurbaşkanının bir sureti, gölgesidir. Gördüğümüz gibi, istediğini istifa ettirtir, yerine yenisini atar.
• Belediye başkanları Cumhurbaşkanının “temsilcisidir”, halk tarafından seçilmiş olmaları önemli değil. Sistem, sandığı öngördüğü için seçimler yapılıyor; sandık ve seçimler şekildir, ama Cumhurbaşkanına meşruiyet kazandıran araçlardır da.
• Cumhurbaşkanı ilk kez zor koşullarda seçimlere giriyor. Ülkeyi ekonomik olarak çökertti bu iktidar. AKP’nin parti olarak yüzde 38’lere indiği belirtiliyor. İşsizliğin, yoksulluğun ve krizin genişlediği bugünkü koşullarda seçmen kaybetmesi kaçınılmazdır.

Seçmene yalvarmalar
• Bakanlar “ne olur bize oy verin, bu yerel seçimler önemli” gibi, bugüne kadar iktidardan beklenmedik yalvarmalar duyuyoruz.
• Bugüne kadar görülmemiş bir propaganda ve medya egemenliği seçimleri tam işgal altına almış durumda. Tek kanalda yayınlar yetmiyor, tüm kanallar kendisine bağlanıyor. Kentte görülebilecek tüm yerler AKP’ye tahsis edilmiş durumda. Hürriyet’in arka sayfası haftalardır Cumhurbaşkanına ayrılmış.
• Cumhurbaşkanı, partisinden daha çok olan oy potansiyelini bütün ağırlığıyla yerel seçimlere koydu. Mesajı şu seçmenine: Yerel seçim yapmıyoruz, unutun, beni oyluyorsunuz, genel seçim yapıyoruz, oylarınızı bana vereceksiniz, adaya değil.

Büyük bir darbe yerler
• Ankara’yı almak için her türlü aba altından sopayı ve uyduruk iddiaları devreye sokmuş durumdalar. Ankara’yı kaybetmelerini bile kendilerine vurulmuş büyük bir darbe olarak görecekler. İstanbul Ankara’ya eklenirse, ne yapacaklarını şaşıracaklar. Borular kesilecek.
• Seçimlerde önemli bir gerileme, baş figür RTE ve yönetimine atılmış büyük bir çizik olacak. RTE bu nedenle sahalarda kendisini ortaya koyuyor.
•Meral Hanım’ı ve Kemal Bey’i içeri attırma tehdidini kamplaştırma ve düşmanlaştırmayı tepe noktasına çıkarmak için devreye soktu. İstiyor ki, aynı dilden yanıt verilsin, mesela asıl sen yargılanacaksın vb. Böylece kampanyalar gerçek olaylardan kopsun.
• Fakat yer yer muhalefet bu tuzağa düşüyor. Çok somut ve basit bir dille ve rakamlara dayalı yoksullaşmayı, krizi halkın gözüne sokacak propaganda yapamıyor. Açıklamalar, yetkililerin haber bültenlerinde sıkışıp kalıyor. Çıktıkları kanallarda ve gazetelere yansıyan demeçlerinde kendi mesajlarına ağırlık veren bir konuşma tarzı benimsemeliler. Kanallarda kasıtlı soruları atlayıp ekonomik basit gerçekleri açıklamaları ve kendi çözümlerini kısaca söylemeleri gerekir.
• Türkiye bu kadar yalan üzerine kurulu bir iktidar propagandasına sahne olmamıştı. FETÖ ortaklığı, PKK ile barış kucaklamaları, her türlü krizi yapan bizzat bu iktidar var. Bir milletvekili evet iş yapmanın yolu FETÖ’nin ayaklarına gitmekten geçiyordu, diyor.
• AKP’nin başarılı reklamcısı ve köprüde oğluyla vurulan Erol Olçok’un eşi bile isyan halinde, piyasası kurulan, ver parayı al temiz kâğıdını alışverişini yürüten, FETÖ’cülükle kucaklaşmaları açık seçik insanları kayıran iktidara..

Sandıklara sahip çıkmak
Böyle bir ortamda, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde büyük ve haklı bir hayal kırıklığı yaşayan seçmenlerin, bunu sürdürme lüksleri yok. Ülkemiz bu lüksü kaldırmaz. Onlara derim ki: Her şeyi yutacağız ama unutmayacağız; ve seçimlerde üstümüze düşen görevlere daha bir güçle sarılacağız..