Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kuban’ın ‘Kaya sınıfı’ ülkeyi ayakta tutuyor

05 Kasım 2017 Pazar

Doğan Kuban Hoca’nın kalça kemiği kırığından sonra takılan proteze uyum süreci hastanede epey uzun sürdü. Uzun bir İzmir rehabilitasyonundan sonra önceki gün İstanbul’a döndü. Yürüteç kullanıyor ama her şey yolunda. Kazadan önce de baston kullanıyordu.
Konumuz başka tabii, ama hazır şu tatsız kaza konusu açılmışken birkaç söz edeceğim.
Bir tezim var, özellikle kadınlar ileri yaşlarda ve dengesi fazla sağlam olmayan ileri yaş erkekleri en azından baston kullansalar, ülkemizdeki kalça kırıkları olayları yarı yarıya azalır. Hem ölümler hem de yaşanan derin sağlık sorunları azalır. Ama 80 yaşında bile kendimize toz kondurmuyoruz, façamız yerinde olsun, yıkılıncaya kadar ayakta duralım, varsın kalçaları kıralım.
İkincisi, Kuban kemiği kırıldığı için mi düştü yoksa düşünce mi kemiği kırıldı.
Biliyorsunuz yaşlılıkta kemikler zayıflıyor.
Fakat Kuban’ın kemik yoğunluğu çok iyiydi. Zaten kemik zayıflaması daha çok bir kadın sorunu. Kadınların pek çoğunda kendiliğinden kemik kırılması olabiliyor, ama Kuban düştü kırdı...

Kaya sınıf
Doğan Hoca, hastanede yattığı sürece (Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi doktorlarına, hemşirelerine, ekibine ben de buradan çok teşekkür ederim...) önemli gözlemlerde bulundu. Bu haftaki Herkese Bilim Teknoloji dergisinde köşe yazısını bu gözlemlerinden ilkine ayırdı. (Dergideki hiçbir yazısını kaçırmayın lütfen, HBT’yi de hiç kaçırmayın!..)
“Hastanelerde çalışan uzman ve uzman yardımcısı, kimisi universiteyi, kimisi liseyi bitirmiş genç uzman grubunun, Turkiye ekonomisini ve toplumun çağdaşlık duzeyini açıklayan davranışlarını incelemek fırsatı buldum. Bugun Turkiye’de sınıfsal ortalamanın alt katmanlarını temsil eden ve benim ‘Kaya’ sınıfı diye tanımladığım buyuk halk katları, Turkiye’yi çağdaş dunyaya en çok yaklaştıran gruptur...

Tu¨rkiye’yi ayakta tutuyorlar
“... Bu insanların arasında genelde lise ve universite eğitimi görmuş, ailesini geçindirmek için yaşamın sağladığı butun olanaklara yapışmış, gelir seviyesi alt boyutlarda, kadın-erkek karışık, bekâr ve evli, yaşı 50’yi geçmeyen bir sınıftan söz ediyorum. Bu sınıf öğretim derecesi ne olursa olsun, Turkiye’nin ayakta kalmasını sağlayan sınıftır.
“Bu grubun temel amacı, guncel yaşam koşulları içinde herhangi bir ideolojiden uzak olarak hayata sarılmak ve yaşamı geldiği gibi kabul etmektir. ... Politik ideolojileri yoktur, partilerle ilişkileri çok zayıftır, dinle ilişkileri yoktur, toplumun yaşamı hakkında önyargıları yoktur, yaşayabildikleri butun çağdaş değerlere yakındırlar, toplumdaki politik çatışmaların tarafı değillerdir, giyim kuşamları orta sınıf gibidir...

Politikacı söylemlerinin dışındalar
“Bu insanlar Turkiye’nin buyuk sayılarda nufusa sahip, bilinçli fakat tarafsız uyeleridir. Onun için de bu makalede onlar ‘Kaya’ sınıfı olarak adlandırılmıştır. Bu sınıfın guncel politik kavganın politik ve dini kin, giyim, kuşam, kadın statusu gibi, politikacıların temel konu yaptığı sorunlarla hiçbir pratik ilişkisi yoktur. Aslında böyle bir davranış, Cumhuriyeti tanımlayan temel davranıştır. Bu grup halk, dunyanın gidişatına uygun doğal bir davranış içinde yaşamakta, o açıdan politik kavgalara girmemektedir...
“‘Kaya toplum’ Cumhuriyetin yarattığı bir yapıdır. Veya daha şiirsel olarak, evrimin yakın Turk tarihindeki başarısıdır diyebiliriz. ‘Kaya’ sınıfı çağdaş dunyaya her noktasından asılarak Turkiye’nin gelişmesini, çağdaşlaşma yoluna çekiyor. Onun için korkak duşunurlerin Ne olacak bu halimiz?’ demesi, Turk toplumunda gerçekte var olan bir dinamiğin yok olması anlamına gelmiyor.”

‘Tamam her şey bitti’ diyenler
Yazının bir kısmını aldım, tamamını okuyup tartışın lütfen. Bunlar çok önemli saptamalar. Geleceğe “öldük, bittik, mahvolduk...” gözüyle bakan umutsuzların ve yılgınların, iktidar iki karar alınca, tamam her şey bitti diyenlerin, geri döndürülemez süreçlere girdik diye bağıranların durup düşünmesi gerekir.
Kuban’ın bunu izleyen diğer makalesi de, daha sonraki sayıda yayımlanacak.
Bu konuya ekleyeceklerim var.
Yarına...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları