Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kitlesel katliamlar ülkesi

11 Ekim 2015 Pazar

Evet sonunda tamamen katil çetelerinin hükmünü sürdürdüğü bir ülkeyiz. Sosyal düzen diye bir şey kalmadı. Can güvenliği sıfır.
Miting yapma özgürlüğü, özellikle muhalefete sözde var, ama kullanımı onlarca can bedeli.
Eleştirme hak ve özgürlüğünüz var, anayasa güvencesi altında, ama kullanımının bedeli, başta gazeteciler için, dayak, saldırı, hapis, korkutma, gözdağı, can güvensizliği... Necati Doğru ve Uğur Dündar iktidarın kontrolünde hapis cezasına çarptırıldılar.
Yaşamak, bir ağaç gibi hür ve bir orman gibi kardeşçesine, uzuuuun yıllardır uzaktaki düş bile olamıyor.
İktidar büyük bir güvenlik içinde “barışkardeşlik” mitingi yapabiliyor, tek bir olay çıkmıyor.
Ama muhalefet barış-kardeşlik mitingi yapmaya kalktığında suikastlar, kitlesel cinayetler devreye giriyor. İçişleri Bakanı olacak zat, istifayı düşünüyor musunuz sorusuna gülüyor. İstifa cesareti bile sıfır olan kimse, hiçbir sorunu çözemez. Güvenlik zafiyetine ne diyorsunuz sorusuna, böyle bir zafiyet yok, mitingin yapılacağı bölgede tüm önlemler alındı diyebiliyor.
Oysa mitinge gar önünde toplanarak yürüneceği açıklanmış. O koltukta oturanın aklına, tüm güzergâhın kontrol altına alınması gerektiği gelmiyor. Hele, kimlerce yönetildiği karanlık birtakım sosyal medya hesaplarında, mitinge saldırı olabileceği çok önceden açıklanıyor. O zat herhalde, kendisinin hiçbir siyasal sorumluluğu olmadığını, koltuğun esas sahiplerinin kendisini oraya oturtanlar olduğunu düşünüyor olabilir.
Hatay-Reyhanlı 52-54 can. Suruç 33 can. Ankara 95, belki 100’ü bulacak can.
Tabii arada bir dizi kitlesel ölümler de var, Uludere/Roboski 34 can, devletin yanlış istihbarata rağmen bombalaması. “İş kazası” adı altında Soma, Ermenek gibi devlet /iktidar kontrolünde maden cinayetleri.
AKP iktidarının ülkedeki tablosu budur, hiçbir sorumlu asla hesap vermemiş, istifa etmemiştir.

Her şeye hâkim ama ülke rezalet
AKP iktidarı ve Muktedir’i tüm Türkiye’ye, tüm kurumlara, tüm silahlı ve silahsız güçlere, MİT’ine, polisine, jandarmasına, ordusuna... tamı tamamına hâkimdir, yönetmektedir ve ülke bölünmekte, parçalanmakta, seri ve kitlesel cinayetler ülkesine dönüşmektedir.
Bir yanda da özgürlüksüzlük hemen her alanda yaygınlaşmakta.

***

Muktedir, 400 kendine, 550 de istediği gibi, kendi gibi milletvekili talep ediyor meydanlarda.
Ama bombalar patlıyor. Salt kendi görevine, makamına çekilse, ben karışmıyorum dese, belki de ortalık sütliman olacaktır.
Seçime 20 gün kalmadı. Muhalefet propaganda yapamayacak durumda. Seçimi, seçmeni manipüle etmek için terörün bir araç olarak kullanıldığı, yaygın bir kanaat. Ankara katliamında iktidarın elinin olduğunu düşünmek bir karabasan, çılgın düşünce, hayır hiç inanmıyorum. Ama terör ortamının denetim altına alınmaması, bu ortamın seçmeni daha çok iktidara yanaştıracağının hesaplarının yapıldığı da bir başka karabasan.

‘Yetiş aman NATO!’
100 can! Korkunç bir şey... Terör ortamının ve taraflarının, yarın 200 canın, 300 canın bile umurunda olmayacağı açık seçik.
RTE/Davutoğlu’nun, Atatürk’ün içeride ve dışarıda barış politikasını pasif bularak, “aktif barış politikası” adı altında Suriye’de savaş politikası, ülkeyi Ortadoğu bataklığına dönüştürdü.
Tüm Ortadoğu’da etkin taraflarca kenara atılan bir yönetim, hâlâ işbaşında.
IŞİD ile sarmaş dolaşlık, Suriye’de benzerlerine silah desteği, Esad’ı mutlaka yıkmak için terörist eğit donat - Suriye’ye sal ucube politikası ve iflası, ABD ve Rusya tarafından kenara itilme...
Yaptıkları her şey Türkiye’nin aleyhine sonuçlandı.
7 milyar dolara mal olan bir mülteci akını..
Türkiye’nin Ortadoğu’da savaşan tüm silahlı örgütlerin at koşturduğu alana dönmesi...
Suriye sınırlarımızda, uluslararası desteğin de yarattığı, bu iktidarın en çok korktuğu bir Kürt özerk bölge yapısının ortaya çıkması...
Rusya’nın Esad’ın arkasında savaşa girmesiyle çöpe atılan “aktif barış” palavrası. Ve “Yetiş aman NATO!” durumuna varılması.
Ve... Ankara Katliamı...
Her şey, her şey kötü ve bunun sorumluları hâlâ iktidarda ve orada oturmayı sürdürmek için gözü kara gidiyor...
Zavallı ülkem...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları