Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Trump, otoriterliğin zaferi mi? Maçoluk mu? Dünya nereye?

07 Kasım 2024 Perşembe

ABD’yi istediği gibi keyfi yönetecek ve ABD’nin kurumsal yapısını, güç ilişkilerini ve dengesini değiştirebilecek tüm potansiyellere sahip yırtıcı bir siyasal lider çok önemli bir zafer kazandı.

Seçim öncesi yaptığı tüm açıklamaların arkasında durursa, “ABD demokrasisi”nin bilinen ve tanınan özelliklerinin önemli ölçüde değişeceği, hırpalanacağı ve uç noktada ise belki de Trump rejimi” ufkun ötesinde görünüyor diyebiliriz. Yorumlarda dikkatli olmalı çünkü yerleşik kurulu düzenle ne derece uyumsuz olacağını bilmiyoruz. Kurulu düzenin, kendi özerkliklerini kaybedeceği çok radikal değişiklikleri ne derece hazmedeceğini de.

Bir kısmı, dahası genelkurmay başkanlığı yapan bazı generaller bile onu faşist olarak niteliyor.

GELECEK KORKUSU

Trump’ı iktidara taşıyanın, Amerikalı seçmenlerdeki gelecek için umutsuzluk ve hayal kırıklığı olduğu söylenebilir. ABD’nin ekonomik olarak 2008 krizini istendiği gibi aşamamasını; Çin’in pek çok açıdan, bilim, teknoloji dahil dünyaya yayılması ve etkileyici bir güç olarak ortaya çıkmasını ve önümüzdeki 10 yıl içinde ABD’yi iyice geriletecek olmasını, seçim sonuçlarına yansımış olabilir.

Göçmenlerini ülkesini istila etmesine karşı kesin tutumu da kabul görmüş oluyor.

İşin başka bir boyutu da var.

MAÇO TOPLUM

ABD maço bir toplumdur.  

Trump, küfür eden, kadınları (Harris dahil) aşağılayan, kürtaja karşı çıkan baş maçolardan biri olarak, Amerikan rüyasını içte ve dışta gerçekleştirebilecek erkek olarak tercih edilmiş de olabilir. Kadınlarla ilişkileri ayyuka çıkan, üstelik bir bir ardına ceza alan, şimdi hapishanede olması gereken gözü kara bir erkek adam!...

Az ve tutarsız konuşan, yalan söyleyen, esas olarak yumruğu havada bir lider.

Kamala Harris gibi üstelik renkli tenli bir kadın adayın içte ve dışta güçlü bir Amerika’yı yaratamayacağını seçmenlerine kabul ettirmiş görünüyor.

Hillary Clinton’ın da bu “erkek lider” karşısında kaybettiğini düşünecek olursak ABD toplumu bir kadın başkanı kabul edecek bir psikolojik ve kültürel düzeye sanki hiç ulaşamayacak gibi.

Sonuçları bir cinsiyet farklılığı açısından yorumlama tuzağına düşmeden yine de soru ortada: Trump’ın demokratların çıkardığı iki kadın adayı da saf dışı bırakması, salt ilginç bir rastlantı mı? Yoksa Trump’ın kazanmasında bir artı etken mi? Adam silip süpürdü ortalığı. Senato’da çoğunluğu sağladı.

SEÇMENİN ONAYLADIKLARI

Amerikalı Trump ile seçmen başka neleri satın aldı:

*Ukrayna’ya yardımın kesilmesini

*Rusya ile iyi ilişkileri

*Ukrayna’da savaşı, Ruslara taviz vererek durdurmasını

*NATO ile Avrupa’nın savunmasını, parasını vermedikleri taktirde üstlenmeyeceğini,

Suriye politikasında, ilk başkanlık döneminden farklılık göstermesi beklenebilir, oradaki Amerikan varlığı ve hedeflerinin arkasında durabilir.

Fakat görünen o ki Trump belki de NATO’nun dünya çapında Amerikan çıkarları doğrultusunda bir müdahale gücü olarak ABD milyarlarıyla kabulüne yanaşmayacak; Biden’dan farklı olarak.

Merak ederim, Amerikan seçmenin oyunda tüm bunların acaba oyunda etkisi oldu mu, ne kadar umurunda?

OTORİTERLİK RÜZGÂRI

Dünyayı ve demokrasi açısından ilgilendirecek en önemli konu da zaten var olan otoriterlik ve muhafazakârlık rüzgârını hızlandıracaktır.

İklim değişikliğini palavra olarak görmesi, çevresel değişimleri ekonomik faaliyetlere kurban etmesi, dünya ve gelecek için büyük olumsuzluklar taşıyacaktır, belki de Birleşmiş Milletler çerçevesinde kabul edilen karbon emisyonlarının azaltılması gibi hayati kararları yok sayacaktır.

Trump’tan bugüne kadar dünyada büyük eşitsizliklerden bir şikâyet duyan oldu mu?

Demokrasi inancından? İnsan haklarından?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları