Öner Yağcı

Edebiyat aydınlatır insanı

03 Nisan 2021 Cumartesi

Bir karanlık dönemin taşları döşenirken -neler yapabileceğimizi düşündüğümüz bugünlerde- 70. yaşımı kaygıyla kutladım.

Mızrak çuvala sığmıyor artık. Yoksullaştırma, çaresizleştirme, fırsata dönüştürülen küresel salgının da can almasıyla amansızca sürüyor. Adımlar durmayacak, belli.

Baş döndürücü bir hızla akarken yaşam, tüm kurumlara güvenin yerle bir edilmesi, yap-işlet taahhütleri, maden ruhsatlarıyla yağmalamalar üst üste gelirken, Cumhuriyetle en büyük adımı attığımız özgürleşme savaşımı kirletilirken ulusal birliği yok etmek, düşman belledikleri laik devleti dönüştürmek, çökertmek için yıllardır uğraşanların dillerinin altındaki bakla çıkıverdi. 

Emperyalizmin ileri karakolu tarikatların, Atatürk’ün adına bile tahammülü kalmayanların tavrı şımarıklığa döndü.  

SARI ÖKÜZ GİTTİ

“Düşünceyi yaşamında kullanamıyorsan hiçbir etkisi olmamış demektir. Etkisi olması için o düşüncenin kullanılması gerekir” diyen Aziz Nesin’in “Korkmuyorum diyenler, ya başkalarına yalan söylüyorlar ya kendilerine yalan söyleyip kendilerini kandırıyorlar ya da bilmeyerek insan olmadıklarını söylüyorlar” sözünü düşündüm. 

Korkulacak bir dönem yaşıyoruz, doğru ama marifet korkmamakta değil, korkuyu yenmenin doğru yordamını bulmakta, korkunun, korkuyu doğuran gerçekliğin üstesinden gelmekte. 

Ataol Behramoğlu ne dedi: Bu “amansız kötülüğü” ancak “örgütlü iyilik alt edebilir.” 

EDEBİYATLA YENMEK

Edebiyatta insanların korkuyu nasıl yendiklerinin örneği çok. 

13 Mart günü yitirdiğimiz Erol Toy, Oğuz boylarının birleşerek kurduğu Selçuklu İmparatorluğu’nda kurultayın yerini saltanata bırakma dayatmasıyla kırılma ve dağılma yaşandığını, Anadolu Selçuklu Devleti’nin de saltanat dayatması nedeniyle çöktüğünü anlattığı Bade Harab ve din tüccarı sümüklü bir vaizi aktardığı Hocaefendi romanları gelecek öngörüsüyle bugünlere ışık tuttu.

Başka örnek mi? Sefiller, Diriliş, Çanlar Kimin İçin Çalıyor, Gazap Üzümleri, Gerçek; Reşat Nuri Güntekin’in dipsiz karanlıktaki zihinleri Şahin Öğretmen’in gözünden anlattığı Yeşil Gece, Orhan Kemal, Fakir Baykurt, İnce Memed, Kuyucaklı Yusuf okumanın zamanıdır.

EDREMİT’TE SABAHATTİN ALİ’Yİ ANMAK 

Bir yazarımızın “Gerçek sanatçılar soylu atlar gibidir, gelen tehlikeyi önceden hissederler” sözü içime işlemişti, hiç unutmadım. Edebiyat, bu hissedilendir işte.

1948’de 41. yaşında öldürülmesinin yıldönümünde andığımız Sabahattin Ali tehlikeyi en iyi hissedenlerden biriydi. 

Çocukluğunun geçtiği Edremit’te yaşadığı, belediyenin sahiplenmesiyle müze haline getirilen Sabahattin Ali Sokağı’ndaki Sabahattin Ali Anı Evi, kızı Filiz Ali’nin de katılımıyla dün açıldı.

Necdet Saraç ve Aydın İleri ile birlikte hazırladığımız kitap (Edremit’in Sabahattin Ali’si) Cumhuriyet Meydanı’nda halka dağıtıldı. 

Şükrü Tunar Kültür Merkezi’ndeki toplantıda belgeseller izlendi, bestelenen şiirlerinden şarkılar söylendi. “Kentler kendi kahramanlarıyla yaşar” diyen Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan, Filiz Ali, Adnan Özyalçıner, Ataol Behram-oğlu, Ahmet Özer, Aysun ve Ali Kocatepe, Nebil Özgentürk, Ahmet Ümit, Serhan Asker, Necdet Saraç, Aydın İleri’nin konuşmalarıyla andığımız Sabahattin Ali, bugün de Halk TV’de, Görkemli Hatıralar’da.

***

Aydınlanmanın Öğretmeni Niyazi Altunya adlı “armağan kitap” yayımladığı için YKKED’i ve dün, Ankara Çiğdem Mahallesi Can Yücel Parkı’nda düzenlenen toplantıda 2020 Mustafa Necati Öğretmenlik Onur Ödülü verdiği Dr. Niyazi Altunya Ağabeyimi kutluyorum. 

***

Edebiyatla aydınlanan Tokat İlköğretmen Okulu’ndan dostum Mehmet Ali Yetkin’i kaybettik...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Yeni despotizm’ 21 Aralık 2024
Savaş ve insan 14 Aralık 2024
Zaman, savaş ve insan 7 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları