Olcay Büyüktaş
Olcay Büyüktaş olcay@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Emekçi patronun insafına bırakılmasın

06 Ağustos 2020 Perşembe

Vaka sayıları yeniden arttı, kapalı devre çalışmaya zorlanan işçinin güvenliği sağlanmalı

Adına “kapalı devre çalışma sistemi” denilen uygulama ile yasaya aykırı bir şekilde çalışma kampları kuruldu. Salgın hastalığın saptandığı koşullarda işçileri işyerinde çalışmaya zorlamak can güvenliği riski doğuruyor.

Yeniden tam kapanma ya da uzaktan çalışmanın gündeme geleceğini belirten uzmanlar, işçinin bu dönemde mesailerini, yol ve yemek ücretlerini eskisi gibi eksiksiz alacaklarını bilmeleri gerektiğinin altını çiziyor.

Gerek küresel gerek ülke çapında salgından etkilenen kişi sayısının artması, geniş çalışan kesimler için işlerin biraz daha ağırlaşacağı anlamına geliyor. Günlerdir konuşulan “kapalı devre çalışma” gibi işçiyi tamamen işverenin insafına bırakan çalışma biçimlerinin yanı sıra yapılan destek ve yardımların da devede kulak kalması, işçileri zorlu bir sınava sokacak gibi görünüyor.

Ayrıntılarını, Çalışma Bakanlığı verilerine dayanarak sosyal medyadan duyuran Doktor Aziz Çelik’in ortaya koyduğu veriler, korona günlerinde yoksul kişi başına desteğin 220 lira civarında, emekçilere verilen desteğin de 800 lira civarında kaldığını gösteriyor. Üstelik de yapılan yardım ve ödeneklerin tamamı neredeyse bütçe dışı kaynaklardan (İŞKUR ve çeşitli yardımlardan) sağlandı. Üstelik yeniden tam kapanma yaşanabileceği uyarıları karşısında çalışanların hangi haklara sahip olduklarını bilmeleri özel bir önem kazanıyor.

Çaresizliğin istismarı

Covid-19 vakaları sonrası önlem adı altında “kapalı çalışma sistemi” kararı alan Çanakkale Dardanel Gıda Fabrikası’nda yaşananlara ve emekçilerin bu konuda hangi haklara sahip olduklarını sorduğumuz çalışma ekonomisi doktoru Murat Özveri, böyle bir uygulamanın yasak olduğunu söyledi. Ancak dün işveren tarafından yapılan açıklamalar, uygulamanın mimarının “resmi makamlar” olduğunu ortaya koydu.

Ancak uygulamanın yaygınlık kazanmaması için Özveri’nin söylediklerine kulak vermekte yarar var. Zira Özveri’nin yaptığı özetleme şu şekilde: Kararın dayandırıldığı iddia edilen Umumi Hıfzıssıhha Kanunu 72. maddeye göre “karantina”, ya sağlık merkezlerinde ya da sıhhi şartları taşıyan merkezlerde veya evlerde uygulanabilir; virüsün görüldüğü işyerinde değil. Çanakkale Valiliği İl Umumi Hıfzıssıhha kurulu kararı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’na aykırı. Umumi Hıfzıssıhha Kanunu 74 maddeye göre “fabrika ve imalathanelerle... sari hastalıklara musap kimselerin alıkonulması memnudur”.

Yani fabrikalarda bulaşıcı hastalıklara yakalanmış kişilerin bulundurulması ve fabrikada tutulması yasak. Ayrıca, karantina altına alınmış birisinin karantina altına alınmış bir mahalde çalıştırılması, çalışmaya zorlanması yaşama hakkına müdahale niteliğinde. 6331 sayılı İş Sağlığı İş Güvenliği Yasası’na aykırı. Adına “kapalı devre çalışma sistemi” denilen uygulama, yasaya aykırı bir şekilde çalışma kampı kurmaktır.

Salgın hastalığın tespit edildiği koşullarda işçileri işyerinde çalışmaya zorlamak can güvenliğini yok saymak anlamına gelir. Adına “kapalı devre çalışma sistemi” denilen uygulama İş Yasasının, çalışma süreleri, hafta tatili hakkındaki emredici düzenlemelerine aykırı. Kapalı devre çalışma, “işim mi, sağlığım mı” ikileminde bırakılan işçilerin çaresizliğinin istismarı. İşçiler fabrikada kalmak zorunda değil, işten atılma korkusuyla kalanları korumak bakanlığın görevi.

Yardımlar yetersizden de öte

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 1 Ağustos 2020 itibarıyla Covid-19’dan etkilenen yoksul ailelere, işçilere ve işsizlere sağlanan destek miktarını ve destek sağlananların sayısını bir infografikle açıkladı.

Çelik, söz konusu verileri irdeledi. Ortaya çıkan durum vahim: 7.2 milyon aileye 4.5 ay boyunca toplam 7.2 milyar lira sosyal yardım yapıldı. Covid-19’dan etkilenen 6 milyon işçi ve işsize de 22.4 milyar TL İŞKUR ödeneği verildi. Çünkü, toplam 1000 liralık sosyal yardım aylık 222 TL anlamına geliyor.

İŞKUR’un 6 milyon işçi ve işsize verilen 22.4 milyar liralık desteği de şöyle analiz edilebilir: İşçi başına aylık kısa çalışma ödeneği 1023 lira. Nakdi ücret desteği (ücretsiz izin) 365 lira, kişi başına işsizlik ödeneği de 897 lira oldu. Kişi başına ortalama İŞKUR ödeneği 822 lirada kaldı.

Bunları bilin

Çelik, uzaktan çalışma durumunda çalışanın haklarını da şöyle özetledi: İşçi, işverenin talimatı ile işini evinden gördüğü sürece işverenin eski yükümlülükleri de aynen devam eder. Bu nedenle de yemek ve yol parasından veya herhangi bir ödemeden kesinti yapılması mümkün değil. İş sözleşmesinde veya uygulamada yemek ve yol parası işin nerede yapılacağına bağlı olarak ödenmediği sürece kesilemez.

Tek taraflı olarak hiç kesilemez. İşveren, çalışana gerekli eğitimi vermek, sağlık gözetimini sağlamak ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği önlemlerini almakla yükümlü. İş ekipmanı sağlamak örneğin bilgisayar, internet erişimi işverene ait. Uzaktan çalışma sözleşmesi ayrıca yapılmadığı sürece işçi, evde çalışırken işte çalıştığı çalışma süreleri ile yükümlü. Fazla çalışma onaya bağlı olarak gerçekleşir. İşverenin talebi ile yapılacak fazla çalışma fazla çalışma hükümlerine tabi, yani evden mesai saatlerinden fazla çalışana mesai ödenmesi gerekiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Emekçi refah istiyor 28 Ekim 2021

Günün Köşe Yazıları