Olaylar Ve Görüşler

Yalan rüzgârı dinerken - Gani Aşık

21 Mart 2023 Salı

Hz. Muhammed gibi günlük birkaç hurma ile yetinen sade bir hayat yaşayacaklardı. Halife Ömer gibi yamalı gömlek giyeceklerdi, kendi mumunu özel, Hazine’nin mumunu devlet işinde kullanacaklar ve yurttaşların tümünü ayırımsız bağırlarına basacaklardı. Hazine’yi haram ellerden, namuslarını haram gözlerden sakınırcasına koruyacaklardı. Türkiye sevgi, hikmet, adalet ve merhamet ikliminde huzur dönemine girecek, siyasetin diline fağfur kâsenin altın imbiğinden damıtılmış zarafet ve nezaket egemen olacaktı. Faşizmin en koyusunun ve demokrasinin en cılızının geçerli olduğu ülkelerde bile devletin başının “bre namussuzlar” diyebildiği dil ve üslubun kalmadığı dünyada, Türkiye böyle bir utancı asla yaşamayacaktı.

Nimet ve külfet eşit paylaşılacak, bir çocuğun yatağına aç girmesi, “İslamcı büyüklerin” hassas sinir uçlarında bağlamanın “la” sesi gibi duygulu titreşimler yaratacak, resmi tarihin “yalanları” da ortaya dökülecekti. Çanakkale Savaşı’nı Mustafa Kemal değil gökten inen melekler kazanmıştı. Ulusal Kurtuluş Savaşı kazanılmasa daha iyi olurdu, İngiliz kuklası da olsa, tahtı uğruna yurdunu feda eden padişahımız efendimiz başımızda kalmalıydı. Erzurum’da Mustafa Kemal’i tutuklamayan Kâzım Karabekir ve devrimlere karşı çıkmayan Mareşal Çakmak, ne kadar dindar olsalar bile “İhvan”ın, Ümeyyeoğulları şablonuna uygun değillerdi. İsmet İnönü, Atatürk’ün hem sağ hem de sol kolu olarak zaten ve asla makbul kişi değildi. Cumhuriyeti kuran ve kefen parasız ölen kadrolar idealist değil “gomonist” idiler.

GÖZÜN AYDIN TÜRKİYE

Yaratan ne emretti ise tersini, halka vaatlerinin aksini yaptıkları halde, inanç dünyalarını ustaca bloke ederek 21 yıl uyuttukları seçmen kitleleri, yaman aldatılmışlığın öfkesi ile 14 Mayıs 2023 seçimlerini sabırsızlıkla bekliyor. “Türkçü” parti, üniter devleti, hedefi itibari ile de Türk ulusunu ortadan kaldırmayı amaçlayan yıkıcı ve geçmişi kanlı hareketle ve Cumhuriyet düşmanı tarikatlarla yan yana ve büyük ortak iktidar partisi panikte.

Millet İttifakı moral ve psikolojik üstünlüğün öncülüğünde seçimlere ciddi hazırlık ve yetkin bir kadro ile giriyor. İttifakı dağıtmak için atılan EYP’ler, atanların bağrında patladı. Başlangıcı palavra, sonu kadavra olan cumhurbaşkanlığı sistemi çökerken çağın utancı siyasi İslam da tarihin derinliklerine gömüldü. 21 yıllık fetret döneminin, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı siyasal İslam kadrolarının maskelerini indirerek dillerinde yalanın, midelerinde haramın, gönüllerinde kinin yerleşikliğini ve “dindarlıkları”nın yapaylığını, din ve devlet konularında cahilliklerini net olarak ortaya çıkarmak gibi tarihsel ve toplumsal bir yararı da oldu. Kemal Kılıçdaroğlu ile, Erdoğan’a asla benzemeyen bir cumhurbaşkanı örneği göreceğiz: Nefret ortamını sevecenliğin sıcak ikliminde buharlaştıran, sade, alçakgönüllü, kucaklayıcı, sözüne güvenilir, çalınanın peşine düşen, çalmayı imkânsızlaştıran, harabe devleti ümrana kavuşturan, demokrasiye dönüşü sağlayan, pahalılığa ve halkın yoksulluğuna çözümler üreten “baba cumhurbaşkanı” olacaktır. Kazanacağı da kesindir ama rehavet, siyaseten günahı kebairdir ve unutulmamalıdır ki AKP takkesi tavşan çiftliğidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları