Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Uzaktan Eğitim, Eğitim Midir? - Prof. Dr. Ece KORKUT
Yoksa sadece bilgi aktarımı mıdır? İdeal ve kabul gören anlamda eğitim-öğretim insanlar arasında doğrudan, aracısız bir iletişimle gerçekleşir ve öğretenle öğrenenler arasında kurulan bağ ile her iki tarafın da ilgisi ve motivasyonu oranında kalıcı olabilir.
Yüz yüze eğitim tiyatro gibidir, başka insanlarla paylaştığınız özel bir mekânda nefesinizi tutup her ayrıntıyı yakalamaya çalışır, dikkatinizi sahnede olan bitene odaklar, dış dünyadan bir süreliğine ayrılırsınız; aynı anda sanatçıların sözlerini duyar, beden ve yüz hareketlerini görür ve bunlarla anlatılan hikâye arasında bağ kurmaya çalışırsınız.
Uzaktan eğitim ise sinemaya daha yakındır, ama sinema salonunda
fiziksel olarak diğer izleyicilerle birlikte, karanlıkta izlenen bir filmden
ziyade, bilgisayarda izlenen bir filme benzer:
EKRAN, EĞİTİM, MESAFE...
Çevrenizde dikkatinizi dağıtacak
pek çok unsur vardır, arada
bir filmi durdurup size zorunlu gibi görünen başka işlere dalar, sonra tekrar dönersiniz, ama filmin bütünlüğü de sanatın
büyüsü de bozulmuştur bir kere. Dikkatinizi yeniden toplamak güçleşir.
Aynı biçimde “ekran”, öğrenenle öğreten arasına
bir “mesafe” koyar, paravan
gibi bir engel oluşturur. Fransızcada “ekran”
sözcüğünün ilk anlamlarından
biri koruyan, diğeri gizleyendir. Örneğin “écran solaire”
(güneş kremi) güneşle tenimiz arasında geçişi önler, ikisi
arasına bir engel koyarak tenimizi korur; “société-écran”
ise paravan şirket anlamına gelir, gerçeği gizler, hayalidir.
Yüz yüze eğitimin yapılma olanağı bulunmayan ve içinde yaşadığımıza benzer olağandışı
durumlarda ve alternatif olarak elbette uzaktan eğitimin belli bir katkısı
vardır, ancak bunun sürekli, tercih edilebilir ve yüz yüze eğitimin yerine konabilir bir eğitim
olduğunu ileri sürmek doğru olmaz. Öyle olsaydı, yakınlarımızla,
arkadaşlarımızla vs. evimizden hiç çıkmadan sadece ekranda “görüşmek” yeterli olurdu.
SOMUT VERİLERİN GÖSTERDİĞİ
Bu dönemde
zorunlu olarak eğitimin tüm basamaklarında uzaktan eğitim yürütülmüş ve sonuçlar yavaş yavaş ortaya çıkmaya
başlamıştır. Aslında yukarıda benzetme ve karşılaştırmalarla açıklamaya çalıştığım uzaktan eğitim türü
yalnızca eşzamanlı
(senkron), görüntülü uzaktan
eğitimle ilgiliydi.
Bir de her hafta yalnızca ders malzemelerinin “paylaşıldığı” (yani bilgisayara “yüklendiği”) eşzamanlı olmayan
(asenkron) uzaktan eğitim uygulanıyor, ki bu şekliyle eğitim tanımı ve
kavramından iyice uzaklaşılmış olduğuna kuşku yok. Göreceli olarak daha etkili olan eşzamanlı
ve görüntülü uzaktan eğitimi
üniversite düzeyinde somut veriler ve deneyimlerle kısaca desteklemek isterim:
1) Genel koşullar: Ülkemiz koşullarında birçok bakımdan fırsat eşitliği
olmadığı anlaşılmıştır. Bazı öğrencilerin internet bağlantısı, bazılarınınsa GB
kapasitesi canlı ders izlemeye uygun değildir.
Öğrencilerin bir kısmı “dersleri” telefon ekranlarından izlemek zorunda
kalmışlardır. Olanların çoğunun
bilgisayarı ise eski ve kamerasızdır. Bu durumda öğreten ile öğrenenlerin
ekrandan bile birbirlerini görme
olanağı kısıtlanmaktadır. Diğer yandan
2) Ders sırasındaki koşullar: Öğretmen de öğrenciler de evlerinde ve
hareketsiz durumdadır. Oysa ev ortamı dikkat dağıtıcıdır ve sınıf ortamının
gerektirdiği kurallardan yoksundur. Tüm öğrencilerin kameralı bilgisayarları
olsa dahi öğretmenin bir yandan ekranda ders malzemesi paylaşıp aynı anda derse
katılan 30-40 öğrenciyle göz teması kurması olanaksızdır.
Öte
yandan öğrenciler ekran karşısında söz almakta çekingen
davranmakta ya da aynı anda verilen cevaplar, sorulan sorular birbirine
karışmaktadır.
3) Ölçme-değerlendirme koşulları: Ders
dönemi sonunda yapılan
uzaktan sınav türleri çok çeşitli olmakta birlikte, sınav ortamı oluşturmanın güçlükleri
nedeniyle hiçbirinin bilgiyi
ve/veya beceriyi ölçme ve değerlendirme anlamında tam
olarak güvenilir ve adil olmadığı anlaşılmıştır.
Bütün bu koşullar eğitimde insan ilişkilerinin önemi, kurumsal bir ortamda “birlikte öğrenmenin” etkililiği, ölçme ve değerlendirmede eşitlik ve adalet gibi konular açısından
uzaktan eğitimin yüz yüze eğitimle
karşılaştırılamayacağı sonucunu ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak uzaktan
eğitime yalnızca özel
koşullarda başvurulması, normal koşullarda ise ancak tamamlayıcı bir eğitim
olarak düşünülmesi doğru bir yaklaşım olacaktır. Bu yazı, eğitim konusuna ve
uygulama sürecinde yaşananlara “uzaktan”
bakan bazı mecraların uzaktan eğitimi çağdaşlık gibi göstermesi
üzerine yazılmıştır.
PROF. DR. ECE KORKUT
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ,
EĞİTİM FAKÜLTESİ
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
En Çok Okunan Haberler
- Narin Güran davasında ikinci gün sona erdi!
- 'Önümüzdeki 72 saat önemli, bir baba olarak...'
- Milyarlık vurgun iddiası!
- Hâkimin itirafı
- Erdoğan'dan 'sürpriz' 10 Kasım kararı
- 'Kurultay haktır, Genel Başkan padişah değildir'
- Erdoğan'dan kayyum için ilk açıklama
- '22 yılın yükünü sırtıma almam'
- Yangın itirafı!
- Açıklayacağına söz verdiği 'gizli dosyalar' neler?