Son seçim sıradan bir seçim değildi. Laik, demokratik, çağdaş Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına kurucu değerleri ve Atatürk ilkeleri doğrultusunda varlığını sürdürmesine “evet” ya da “hayır” anlamı taşıyordu. Altı muhalefet partisi tarafından parti kaygılarından uzak, dayanışmaya dayalı “Millet İttifakı” kurulmuştu. Şu anda bu anlayışın unutulduğu izlenimini veren, iç çekişmelerin öne çıktığı bir dağınıklık görüntüsü var. Bu durum, elbette, iktidar için uygun bir ortam. Laikliğe aykırı gelişmeler yoğunlaşıyor. Ekonomideki gidiş kaygı verici. Yarınlarda yaşamın nasıl sürdürüleceği kaygısı yaşanıyor. Sığınmacılar konusu tedirginlik yaratmaya devam ediyor. Deprem felaketinin acıları dindirilemedi. Ayrıca, 9 ay kadar sonra gerçekleşecek yerel seçim çok önemli. Bu seçimin olumlu sonuçları gelecek için umutları ve direnme gücünü yeniden canlandıracak. Aksi bir gelişmeyi önlemeye yönelik çalışmalar gecikmeden başlamalıdır.

Umutsuzluk karanlığına düşen yurttaşın beklentisi muhalefetin kişisel ya da partisel dar bakışlı kaygılardan gerçek sorumluluklarına dönmesidir. Birlik ve bütünlük içinde hedefe kilitlenmekten başka çare bulunmamaktadır. Bu bağlamda, gözler partilerde, özellikle CHP’de.

‘DEĞİŞİM’

CHP’de “değişim” söylemiyle sergilenen belirsizlik ve dağınıklıktan bir an önce çıkılmalıdır. Genel Başkan Kılıçdaroğlu, seçimde coşku ve inançla çok çalıştı. Hataları olmuştur ama emekleri ve çalışmaları ile elde ettiği önemli kazanımların görmezden gelinmesi olanaksızdır. Ne var ki sonuç başarısızlık ve hayal kırıklığı oldu. Bunu kabul etmekten başka çare yok. Genel manzara değiştiği için değişim kaçınılmazdır. Ancak bu değişim sürecinin serinkanlı olarak, açık yüreklilikle, olabildiğince duygusallıktan ve savunma tepkisinden kaçınarak tartışmak suretiyle planlı şekilde yönetilmesi esastır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun, yeniden genel başkan olmayacağı bildirimiyle, doğal ve onursal başkan kimliğiyle değişim sürecini yönetmesi gelişmeleri olumlu bir yörüngeye oturtabilir. Değişim kavramını anlamsızlaştıran, kamuoyu önünde, parti ve kişiler açısından yıpratıcı olan hazırlıksız tartışma yanlışlığından vazgeçilmelidir. Genel başkanın yeniden seçilme kaygısının üstünde saygın konumuyla, kurultayın çalışmalarına ve alacağı kararlara altlık oluşturacak görüşlerin ortaya konacağı, yeterli zamanın ayrıldığı yoğun hazırlık toplantıları gecikmeden gerçekleştirilmelidir. Bu toplantılarda seçimin niçin başarısızlıkla sonuçlandığı araştırılmalı, nerelerde yanlışlar yapıldığı ve çözümlerin ne olabileceği açıklığa kavuşturulmalı, değişimin, hedef, ilke, yön ve kapsamıyla tanımı yapılmalıdır. Değişimin referansı olacak “değişmeyecek olanı”, yani “özü”, “kökü”, temel değerleri belirlemek öncelikli ve önemli bir gereklilik niteliği taşımaktadır. (Prof. Dr. Haluk Erkut, “Değişmeyene doğru değişmek!”, Cumhuriyet, 26 Haziran 2023, s.2.)

Muhalefet ve öncelikle CHP’nin gecikmeden güçlü ve kararlı şekilde Cumhuriyete karşı tarihi sorumluluklarının gereğini yerine getirmeye hazır olduklarını göstermeleri toplumun üstündeki kara bulutları dağıtacak ve umutları yeniden yeşertecektir.

PROF. DR. GÜNGÖR EVREN

E. İTÜ İNŞAAT FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ