Olaylar Ve Görüşler

Toplumsal fayda ve kurumların görevi - Prof. Dr. Bora SÜSLÜ

29 Nisan 2023 Cumartesi

Günümüz ekonomilerinin en önemli sorunu toplum tarafından yaratılan kaynakların nasıl adaletli bir biçimde dağıtılacağıdır. Adaletin olmadığı bir ekonomide adaletli bir gelir dağılımı olmaz. Gelirin adaletli dağıtılmadığı bir ekonomide toplumsal huzursuzluk ve karmaşa hâkimdir. Kapitalist bir sistem içerisinde yaratılan artık değer kapitalistlerin lehine kanalize oluyor ise -daha da kötüsü bu kamunun politikaları ile yapılıyor ise- toplumun yarattığı bu artık değer büyümesi ile artan gelir yine kapitalist lehine işleyecektir. 1980 sonrası kapitalistleşme süreci her alanda olduğu gibi ekonomik alanda da etkisini gösterdi. Üretim sisteminin bozulması, yetersiz, verimsiz ve bilimsellikten uzak bütünsel bir yapı 2000’li yıllar ile birlikte toplumların temel düşünce yapısını, değer yargılarını da değiştirmiştir. Toplumsal fayda milli gelirin artması, gelirin adaletli dağıtılması, sürdürebilir yaşam standardının artması veya topumun bilgi seviyesinin artırılması gibi unsurlar olması gerektiği halde 2000’li yıllar toplumların fayda fonksiyonunun ya da değer yargılarının parasallaşmasına neden olmuştur.

Oylama, sadece siyasi tercihlerimiz ile ilgili değil aynı zamanda ve daha önemlisi kamu politikalarının nasıl finanse edildiği ile ilgilidir. Karar alıcıların içinde bulunduğu temel problem, kısa vadeli kişisel çıkar ile uzun vadeli toplumsal çıkarın çatışmasıdır. Kısa vadeli kişisel çıkar ile uzun vadeli toplumsal çıkarın örtüşmesini sağlayacak toplumsal bir fayda fonksiyonu sağlamak kamunun ve kurumların görevidir.

ADALETİN DAĞILIMI

Kurumların adaleti sağlamadığı yerde, daha da önemlisi kendi fayda fonksiyonunu maksimize etme çabaları çıkar çatışmasının yaşanmasına neden olur. Çıkar çatışması toplumsal huzursuzluğu beraberinde getirir, orta halli bir yaşamın maliyeti artar. Bu yaşamın maliyeti toplumsal maliyettir.

Günümüz ekonomilerinde orta halli yaşamın maliyeti gittikçe artmaktadır çünkü toplumun yarattığı katma değer adaletli bir biçimde dağıtılmamaktadır. Bir katma değer yaratmış ve yaratmakta olan aynı zamanda vergisini halen vermekte olan bir bireyin standart bir yaşam maliyeti kamunun ve/ veya kurumların kendi fayda fonksiyonunu maksimize etmek istemelerinden dolayı gittikçe artmaktadır. Kurum, toplumun oluşturduğu normlar çerçevesinde oluşturulan, yine o toplumun alacağı kararları düzenleyen, yol gösteren toplumsal faydayı maksimize etmek amacıyla toplumun alacağı kararları düzenleyen her türlü kurallar ve normlardır. Yukarıda vurgulandığı gibi kurumların var olmasının amacı bireylerin alacağı kararlarda toplumsal faydayı sağlamaktır. Burada temel problem toplumsal faydanın ne olduğudur. Merkez bankaları toplumun yarattığı katma değerin karşılığı olan parayı en ideal şekilde korumakla yükümlüdür. Toplumun yarattığı reel geliri nominal değere dönüştürülmesi ve nominal değerinin korunması merkez bankalarının görevidir. O zaman merkez bankalarının bağımsızlığına başka bir penceren bakmak gerekir. Faiz artırması ya da azaltması toplum için mi yoksa bir çıkar grubu içinimdir sorusunu sormak gerekir. Toplumsal faydayı artırmak için kurumların açık ve tutarlı politikalar izleyecek şeklide dizayn edilmesi gerekmektedir.

PROF. DR. BORA SÜSLÜ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları