Olaylar Ve Görüşler

Temel fizik içler acısı halde mi? - Mehmet UYSAL

19 Ekim 2022 Çarşamba

Fizikçi Carlo Rovelli, “Ya Zaman Var Olmasaydı” adlı kitabında, yirminci yüzyılın büyük bilimsel devriminin iki ana bileşeni olan kuantum mekaniği ve genel göreliliğin, dünyayı birbiriyle bağdaşmaz gibi görünen çok farklı iki tarzda tasvir etme noktasına vardığını, her birinin sanki diğeri yokmuşçasına kaleme alındığını, bu nedenle bir zihinsel yarılmışlık halinde bulunduğumuzu, bundan dolayı günümüzde temel fiziğin içler acısı halde olduğunu yazıyor.

İki kuramın bağdaşmazlığı olarak görünen şey, görelilik kuramının zaman boyutu içermesi, kuantum mekaniğinin zaman boyutu içermemesidir. Her iki kuram da insan aklının, yüzyıllar boyunca tüm evreni içine alıp incelemesi sonucunda elde ettiği bilgiler temelinde şekillenmiştir. Acaba bu süreç içinde evreni birbirinden farklı açıklayan iki ayrı kuram nasıl oluşmuştur?

Carlo Rovelli

ZAMAN BOYUTU

En küçük parçacıktan, en uzak galaksilere kadar tüm evreni aklımızın içine alıp düşününce hareketin durduğunu, maddenin sonsuz çeşitliliğinin ve halden hale geçmesinin silindiğini, her şeyin “varlık” adlı tek bir şeyden ibaret olduğunu, geçmişin ve geleceğin “şimdi” içinde eriyerek zamanın tek bir andan ibaret hale geldiğini görürüz. Bu deneyimde, dönüşümlü olarak iki türlü evren belirir aklımızda: Birisi zaman içinde halden hale geçen bir oluşlar sistemi olarak evren, bunu izleyen diğeri de her şeyi şimdinin içine almakla zamanın ortadan kalktığı, sonsuz hareket çeşitliliğinin yerini “varlık” dediğimiz hareketsiz tek bir yapının aldığı evrendir. 

Zaman boyutlu evren görünüşü, bilim tarihi boyunca görelilik kuramına kadar gelişmiştir. Görelilik kuramının kökeni, Einstein, Newton ve Kopernik üzerinden Galileo’ya, oradan Aristoteles’e, oradan Babilli rahiplere, oradan da insanlık tarihinin başlarına kadar uzanır. Thales’in evrenin yapılanmasını su ile açıklaması ise kuantum mekaniğine giden yolu açmıştır. Daha sonraki düşünürler evreni yapılandıran ana madde sayısını, toprak, hava, su ve ateş olmak üzere dörde çıkarmıştır. Demokritos ana maddenin atomlar olduğunu söyleyerek ana madde sayısını sonsuza taşımıştır. Modern fizik ise atomun da altına inerek, ana maddenin kuantumlar olduğunu, kuantumların da enerjiden geldiğini tespit ederek, evrenin yapılanmasını, kuantumlar arası ilişki sistemi olarak açıklamıştır. Thales’in suyundan Demokritos’un atomlarına, oradan günümüzdeki kuantumlara dayanan yapılanmalara kadar, tüm evren modelleri zaman boyutu içermez.

HENÜZ TAMAMLANMAMIŞ

Görüldüğü üzere, iki kuram birbirinin alternatifi ya da tamamlayıcısı değil insan aklının yüzlerce yıl süregelmiş etkinliği sırasında, zaman içinde hareket eden evrenden, Thales’ten itibaren zaman boyutu olmayan evrene geçmekle, iki farklı evren örüntüsü elde edilmesidir. Bu durumda, görelilik kuramı ve kuantum mekaniğinin yan yana var olmasını, zihinsel yarılmışlık değil evrenin gözlenip incelenmesi sırasında, birinin diğerini dönüşümlü olarak izlediği iki görünüm olarak düşünmek mümkündür. Bu nedenle fizik bilimi içler acısı halde değil; ancak kuantumlara dönüşen enerjinin nereden geldiğini henüz açıklayamadığı için tamamlanmamış haldedir.

MEHMET UYSAL

FELSEFECİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları