Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Tarımda planlama olmazsa gıda güvencesi sağlanamaz - Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ
Son Covid-19 sürecinde
dünyada olduğu gibi ülkemizde de gıda güvencesi ve sürdürülebilirliği konusu önemini iyice hissettirdi. Çoğu
kişinin “Gardırobumda iki gömleğim, bir ayakkabım eksik olsun,
telefonum eski model de olabilir, ancak günlük gıda ihtiyacım ve temiz hava
alma ortamım eksik olmasın, sağlığım
yerinde olsun” dediğini duyar olduk.
Türkiye bulunduğu coğrafyanın
sağladığı iklim ve toprak yapısı itibarı ile insanlığın ihtiyaç duyduğu
gıdaların kaynağı olan bitkilerin yetişebildiği ender ülkelerden biridir. Dünyadaki en zengin bitki çeşitliliğine sahip coğrafyamızda çoğunluğu planlamaya dayalı
sorunlardan kaynaklanan ve arz-talep dengesine bağlı tarımsal ürün fiyatlarında
yaşanan aşırı iniş-çıkışlar çoğunlukla
yoksulların sofrasına ve sağlığına kadar olumsuz yönde yansımaktadır. İnsanoğlu tarımı
yaşamın zorunlu ihtiyacından çıkarıp tarımın bir gelir kaynağı olduğu günden günümüze kadar örümcek ağı modelini bilerek/bilmeyerek
uygulayıp gıdadaki birleşik
kaplar prensibini yaratmıştır. Örneğin bir yıl soğan fiyatı düşük olduğu için bir sonraki yıl çiftçi soğan ekiminden kaçınır. Soğan ekim alanı
az olunca tekrar fiyatlar yukarı çıkmaktadır. Çiftçiler önceki yılı baz alarak soğan para
ediyor diye yeniden soğan ekim alanını artırıyor ve ürün talepten fazla olunca
fiyatlar yeniden düşük kalıyor. Arz-talep aralığındaki kısır döngü bu şekilde hem üreticiyi hem de
tüketiciyi olumsuz etkilemektedir. Üretimdeki
dengesiz değişim ekonomiden toplum sağlığına kadar birçok alanı etkileyen sürecin ciddi bir
planlama yetersizliğinden kaynaklandığı görülmektedir.
PLANLAMA NEDEN ÖNEMLİ?
Ülkeni refahı
ve gelişmesi için öncelikle kendi kaynaklarını amaca
uygun ve planlı bir şekilde üretime dönüştürmek ve ihtiyacının
dışındakini diğer toplumlara ihraç etmesi o toplumun refahı ve
saygınlığı için çok daha anlamlı olacaktır. Eğer
üretimde bizim için öncelik para-pazar-ihracat derseniz
o zamanda son birkaç yıldır soğan-patates,
domateste yaşanan fiyat dalgalanmaları toplumda huzursuzluk ve eleştiri
ortamını doğurur ki; bu da siyasi mecralara kara gerginlik konusu oluşturur ve
aynı zamanda yoksulların beslenme kaynaklarını da azaltmış olursunuz. Bu durum
doğrudan gıda güvencesi ve onun sürdürülebilirliğini zorunlu olarak acil
çözülmesi gereken konu olarak çıkmaktadır.
Üretim
planlanmasının yapılması ve ülkenin öncelikle kendi kendine yeterliliğinin belirlenmesi gerekir. Kendine
yeterli bitkisel ve hayvansal gıda üretiminin
yanında endüstrinin ham madde ihtiyacının bilinmesi gerekir. Bir tarım ülkesi
olan Türkiye’nin bugün tarımsal üretim ve dağıtımda yaşadığı sorunların altında planlama kadar sağlıklı
bir veritabanı ve veritabanını yönetmesi
sorunu görülmektedir. Başta
tarımsal istatistiki veri ve kayıtların düzenli tutulması oluşacak veri bankasının iyi yönetilmesi ile birçok alanda daha gerçekçi projeksiyonlar ve stratejilerin çizilmesi mümkün olacaktır. Çağımızda çiftçi kayıtları, bölgesel bitki ekim desenleri, uydu verileri
ve bilgisayar programları yardımı ile temel gıda ihtiyaçları merkezi planlama ile rahatlıkla
sağlanabilir. Ancak ne yazık ki birçok
alanda yaşadığımız nitelikli insan gücü ve liyakat sorunu burada da karşımıza
ciddi sınırlayıcı faktör olarak çıkmaktadır.
DAHA KORUMACI OLACAKLAR
Son yıllarda ülkemizde tarım ürünlerinin fiyatları ihracat
politikaları belirlemektedir. Ülkelerin
bütünlüklü bir yaşam ve kalkınma hedefi olmasa, tarımda da planlama yeterince
sağlanmayabilir. Önceliğiniz insanınızın karnını doyurmak, yaşam kalitesini
artırmak ve onun üzerinden gelişmek ise ülkenin ihtiyacı olan gıdayı kendi coğrafyanızda kendi olanaklarınızla
temin edersiniz. Üretim
fazlasını da dünyanın diğer ülkelerinde ihtiyacı
olanlara satabilirsiniz. Dünyanın coğrafi
ve ekolojik koşullarının değişkenliği
toplumları belirli gıda kalemlerinde birbirine bağımlı hale de getirebiliyor.
Nerdeyse dünyanın hiçbir ülkesi tek başına kendi
kendine yeter düzeyde değildir. Hatta buna teknoloji, hammadde ve diğer
kaynaklarını da dahil edebiliriz.
Yaşadığımız bu salgın
(pandemi) günlerinde, uygulanabilir bir tarımsal planlama ve stratejik
tarımın uygulanmasının ne kadar önemli
olduğu anlaşılınca bazı ülkeler tarımda koruyucu duruma geçtiler. Başta ABD, Çin, Avrupa ülkeleri
dahi birbirlerinin başta maske olmak üzere tıbbi malzemelerine sorgusuz sualsiz
el koyma dahi birçoğu içe dönük kendine yeten korumacılığa gittiklerini gördük. Birçok ülke öncelikle kendi kendine yeterliliğe
önem verdi. Bu süreçte başta maske olmak üzere birçok üründe hiçbir ülke kendi ihtiyacını
gidermeden maskeleri satmadı.
Türkiye’de meyve sebzede yeterlilik durumu kabul edilir düzeyde.
Ancak buğday, mısır,
yağ ve baklagil bitkilerinde dışa bağımlılık yaşanmaktadır. Et ve hayvansal
gıdalarda da yer yer dışa bağımlılık yaşanmaktadır.
Ülkemizin de
gelecekte yaşanacak olası iklim değişimleri ve pandemilerden en az zararla ya
da tamamen zararsız kurtulması için
ülkemizin gıda güvencesini sağlama almamız gerekir. Bunun için ekim-dikim ve ürünlerin planlanmasının
devlet tarafından organize edilmesi artık kaçınılmaz görülmektedir. Ancak devletin gözetiminde, bilim ve teknolojinin öngörüsünde hazırlanacak planlamalarda herkese eşit mesafede ve şeffaf
bir şekilde olması ve topluma güven vermesi gerekir. Aksi takdirde güvensizlikler
kişilerin tekrar bildikleri yola başvurmalarına neden olacaktır.
NE YAPILMALI?
Bu durum ileride olası salgın ya da başka bir doğal felaketten
kaynaklanacak kıtlık ve açlık
durumlarına hazırlıklı olmamızı ve her alanda kendi kendimize yeter duruma geçmemiz için önemli bir ders olmuştur. Acilen gıda güvencesi ve
sürdürülebilirliğini sağlamak için
aşağıdakilerin gerçekleştirilmesi
gerekmektedir:
•Türkiye tarımsal veri bankasının kurulması, Toprak-Su, Köy Hizmetleri gibi doğrudan tarım, toprak-su
konusunda temel yönetim
mekanizmaları oluşturulmalı.
•Türkiye temel toprak haritaları hazırlanmalı, Türkiye’nin toprak
ve su varlığı net olarak belirlenmeli ve amaca uygun arazi su kullanım
planlaması yapılmalı.
•Sulanabilir tarım alanlarının genişletilebilecek sınırlarının
belirlenmesi ve üretime yönlendirilmesi
•Bitkisel üretimde 2002 öncesi şekerpancarı ve
tütünde olduğu gibi yeterlilik eksenine göre önceden
planlamanın yapılması
•Desteklemelerin ürüne
değil, kaliteye ve toprak korumaya bağlı ödenmesi
•Çiftçilerin kullandığı petrol ve gübrede KDV’lerin minimize edilmesi
•Tarım teknolojilerinin temininde kolaylık sağlanması.
•Toplum sağlığını kamusal eksende sosyal devlet anlayışı ile her insanın minimum gıda, su ve temiz havya erişimini sağlayacak düzeyde bir gelire sahip olması sağlanmalıdır.
Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
En Çok Okunan Haberler
- Narin Güran davasında ikinci gün sona erdi!
- 'Önümüzdeki 72 saat önemli, bir baba olarak...'
- Milyarlık vurgun iddiası!
- Hâkimin itirafı
- Erdoğan'dan 'sürpriz' 10 Kasım kararı
- 'Kurultay haktır, Genel Başkan padişah değildir'
- Erdoğan'dan kayyum için ilk açıklama
- '22 yılın yükünü sırtıma almam'
- Açıklayacağına söz verdiği 'gizli dosyalar' neler?
- CHP'den Oğuz Kaan Salıcı'ya sert yanıt